Mutlu sonla biten gün
06 Ağustos 2007 Eskişehir – Bursa
Saat sabahın 4:30’u. Berbat geçen gecenin sonunda kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Devam edip, etmemek konusunda kararsızım. Oktay Abi, Efrahim Yasin ve Serhat’ta bugün bana Bursa’ya kadar eşlik edecekler. Bursa’dan dönüş için otobüs biletlerini de almışlar. Tabi biletlerin yanmaması için bir şekilde bugün yola çıkmalıyım diye düşünüyorum. Ama halsiz ve kötü durumdayım. Midem bulanıyor ve hareket etmeye zorlanıyorum. Aynı zamanda da üşüyorum.
Saat 5:15’de Serhat ile evden çıkıyoruz. Üzerime uzun tayt ve yağmurluğumu da giyindim. Zorla pedal çeviriyorum. Çok geçmeden Oktay Abi ve Efrahim ile buluşuyoruz. Durumu kısaca anlatıyorum, ama gitmemiz gerektiğini de biliyorum. Arkadaşlar sağolsunlar beni deryallerine alarak yardımcı oluyorlar. Bu şekilde biraz daha rahat gidiyorum. Bozüyük’e 18 km yolumuz var.
Güneş henüz yeni doğuyor ve biz epey yol aldık. 25 km.dir yoldayız ve pedal çevirdikçe biraz daha kendime geliyorum.
Saat 6:36’da Bilecik il sınırları içine giriyoruz ve fotoğraf çektikten sonra yolumuza devam ediyoruz. Önümüzde uzanan rampayı çıkıyoruz tabi.
Hasta olduğum için pek fotoğraf çekemiyorum. Bozüyük’e 7:30’da varıyoruz ve çorba içmek için uygun bir yer arıyoruz.
Tam merkezde bulunan bir yerde oturup çorbalarımızı söylüyoruz. Arkadaşlar buraya daha önceden gelmişler zaten.
Merkezde birkaç fotoğraf çekiyorum.
Saat 8:05’te yola devam ediyoruz ve giderek kendimi topluyorum. Daha iyiyim ve iyi olacağıma inanıyorum. Kısa bir ihtiyaç molası için duruyorum ve arkadaşları yukarıdan fotoğraflıyorum. 🙂
İte kalka Bursa il sınırlarına saat 9:29’da giriyoruz. Rampa boylu boyunca uzanıyor önümüzde ve havada epey ısınmaya başladı. Zorlanıyorum ama çıkıyorum da arkadaşların desteği ile.
Yolumuz üzerinde bir tesiste duruyoruz ve soda içiyoruz. Bu epey iyi geliyor ve yolumuza vakit kaybetmeden devam ediyoruz.
Saat 11:04 ve biz İnegöl’e ulaştık. 100 km’dir yoldayız ve Bursa’ya daha 50 km kadar daha var. Hasta ve yorgun bir şekilde o kadar km birde. 🙂
İnegöl’e girdikten sonra öğle yemeği için meşhur İnegöl Köfte yemek için bir lokantaya giriyoruz. Tabi sipariş veriyoruz ama benim midem buna izin vermiyor ve bir adet köfteden sonra yiyemiyorum. Durum devam eder diye korkuyorum. Yemek yoksa güç kuvvette yok, nasıl devam edeceğim? sorusu tırmalıyor beynimi.
Yemekten sonra yolumuza tekrar devam ediyoruz. Bir rampa tırmandıktan sonra Bursa’ya doğru inişe geçiyoruz. Çevre yoluna geliyoruz ve arkadaşlar artık burada otogara ayrılacaklar. Otogar Yalova üzerinde olduğu için en uygun yer burası oluyor. Otobüslerine yetişecekler. Burada hepsi ile vedalaşıyoruz ve bu günde beni yalnız bırakmadıkları için çok teşekkür ediyorum.
Sol baştan; Efrahim Yasin Aktaş, Serhat ve Oktay Tiryakioğlu…
Buradan sonra Bursa’ta 20 km yolum kalıyor ve tek başıma pedallıyorum. Fotoğraf için bile durmadan pedal çeviriyorum.
13:27’de Bursa’ya giriş yapıyorum ama daha merkeze ulaşmaya çok var. Bir süre kalabalık trafik ile birlikte ilerliyorum.
Merkezde birkaç otelde fiyat araştırdıktan sonra benim için uygun olan Mavi Ege Otelinin 19 numaralı odasına 20 YTL karşılığında yerleşiyorum. Üzerimi değiştikten sonra dışarıya gezintiye çıkıyorum. İnternet kafeye gidip nerede olduğumu yazıyorum ve gezmeye devam ediyorum.
Çok geçmeden telefonum çalıyor ve arayan Bursa’da yaşayan Ediz Hocam. İnternet üzerinde daha önce birkaç kez görüşmüştük. Adresimi söylüyorum ve geliyor yanıma. Arabası ile Bursa’yı gezmeye çıkıyoruz. Tabi rahatsızlığımdan da bahsediyorum ve kendisi doktor olduğu için şanslıyım. Hemen bir eczaneye gidiyoruz ve gereken ilacı alıyoruz. Sağolsun sevgili Ediz Hocam bu konuda epey yardımcı oluyor.
Bütün bunlardan sonra araç ile Uludağ’a çıkıyoruz. Yaz mevsimi olduğu için çok sakin yollar ve kimsecikler yok. Kışın ise tam bir turizm cenneti buralar.
Uludağ’da biraz gezindikten sonra Bursa’ya dönüşe geçiyoruz. Yol üzerinde birçok tabelada Et-mangal yazıyor ve yemek için bir yere giriyoruz. Tabi Ediz Hocam her ne kadar ısrar etse de midemin kötü olduğu için yiyemeyeceğimi söylüyorum ve devam ediyoruz yolumuza.
Buradan sonra ki durağımız Çınar oluyor. Burada epey meşhurmuş meğersem. Çok büyük bir çınar ağacı çevresi masalar ve insanlar ile dolu. Burada bir tabak meyveyi yiyorum tabi. Bu mideme iyi geliyor.
Merkeze gidiyoruz ve Ediz Hocam beni otele kadar bırakıyor. Bu güzel gezinti için kendisine ne kadar teşekkür etsem azdır. Akşam aparatif birşeyler atıştırdıktan sonra ilacımıda içiyorum. Sabah kadar diliyorum birşeyim kalmaz ve sağ salim şekilde yoluma devam ederim. Kötü başlayan günüm yol arkadaşlarım Efrahim, Oktay Abi, Serhat ve Ediz Hocam sayesinde muhteşem şekilde son buluyor.
Yol Bilgileri
Eskişehir – Bursa arası 150 km kadar sürüyor. Yolda birkaç rampa dışında birşey yok ve akıntıya kaptırıp Bursa’ya kadar gidebilirsiniz. Yol üzerinde Bozüyük ve İnegöl olmak üzere iki büyük ilçe bulunuyor. Tesis bulmak bu nedenle epey kolay.
Gün Toplam Km: 152,47 | Ort. Hız: 21,2 | Max. Hız: 62,1 | Bisiklet Kullanma Süresi: 07:11:09
Tur Toplam Km: 6487,90
86.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (Eskişehir-Bursa); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?
Sevgi ve Saygılarımla…
çok şükür bi aksilik olmadı yola devam etmemen gibi sevindim buna. Serkan abi 86gün oldu daha 1 gün bile çadır kurmadın yani o kadar ağırlık taşıyosun sonuçta niçin yanında çadır, mat gibi malzemeler bulundurdun?
Kadircim selamlar,
Günübirlik turlar haricinde iki günlük bir turum bile yokken bu tura çıktım. Kamp konusunda pek deneyimli değildim. Zorda kalırsam kurarım diye tüm tur boyunca yanımda taşıdım. Ama kurmak hiç nasip olmadı. 🙂 Tek başıma birde tedirgin olmak istemedim.
Ama şimdi bir tura çıktığımda ilk tercihimi kamptan yana kullanıyorum. 🙂 Tadı bir başka…
Hep kurcaksın ümidiyle bakıyodum yani. Akdeniz ege illerinde olabilir diye düşünüyodum ama o kadar gün çadırda kalmakta yorar insanı 🙂
inşallah yaza küçük çaplı bi organizyon yapıcaz o zaman çokça rahatsız edicem seni kusura bakma şimdiden 🙂 sen sevdirdin bana bisikleti 🙂
🙂 Ümitlerin yıkılmasına üzüldüm kardeşim. 🙂 Sağlık olsun ne yapalım.
Yazın ise beni bulduğun yerde yapış yakama. 🙂 Her konuda yanındayım unutma. İstediğin kadar rahatsız et. Bisiklet konusunda hiç bir zaman rahatsız olmam merak etme. 🙂
ben artık çadır olayından vaz geçtimmm…hasta halinle 152 km …helal olsun. be gençlik işte..umarım sonraki gün iyi olursun….