Obruk Hanı ve Gölü
30 Haziran 2007 Konya ? Aksaray
Sabah saatin 05:00’inde ayaktayız. Bugün yolum 160 km dolaylarında ve akşama Aksaray’a ulaşmam gerekiyor. Arada konaklayacak herhangi bir ilçe yok. Bugün Obruk Gölüne kadar bana eşlik edecek arkadaşlar olacak. Evinde ağırlayan Sercan başta olmak üzere, Mesut Hocam, Mustafa Hocam ve Dede ile yolda birlikte olacağız. Belirttiğim gibi saat 5:00’de uyanıyoruz ve 5:30’da Mesut Hocam ve ekibi ile otogar kavşağında buluşuyoruz. Biz yola çıkarken güneş henüz doğuyor…
Yol üzerinde bir çok koyun sürüsüne (davar) denk geliyoruz. Güzel bir görüntü ama onları koruyan köpekler için aynı şeyi söyleyemeyiz. 🙂 Bizi ara ara rahatsız ediyorlar. Tabi Mesut hocam önden giderek köpek kovucusu ile bize yolu açıyor. Ama bu her köpek için geçerli olmuyor. 🙂
Molasız olarak 2 saattir pedal çeviriyoruz. O nedenle pek fotoğrafta çekemiyorum. 45 km bir fiil durmadan yol aldık. Tabi günlerdir yolda olduğum için pek dokunmuyor bana. Ama Sercan kardeşim biraz yoruluyor. 45 km sonunda saat 7:30 gibi çorba molasına duruyoruz.
Çorbalarımız geliyor ve karnımızı güzelce doyuruyoruz. Buraya kadar herşey yolunda. Deryal yardımı ile keyifle gidiyoruz. Konya ekibi gerçekten çok sağlam. Bisiklet kullanma amaçları tamamen spor. Benim ise daha çok gezmek, zaten bu amaçla sporda yapmış oluyorum. 🙂
Çorba molasının ardından karşımızdan esen rüzgara inat çeviriyoruz pedallarımızı. Çorba molasının ardından Mustafa Karagöbek hocamız işi nedeni ile bizden ayrılıyor. Biz ise bu defa yola 4 kişi devam ediyoruz. Mesut Hocam ve Dedenin deryali ile hızla gidiyoruz. Yol üzerinde yaban hayvan çıkabilir tabelasının konma maksadı ise bu bölgede yaban koyun popülasyonu yüksek olduğu için.
Obruk kavşağında bulunan Kızören köyüne kadar yine fotoğraf çekmeye fırsatımız olmuyor. Rüzgara karşı zorda olsa pedal çeviriyoruz ve burada marketten bir kaç atıştırmalık birşeyler alıyoruz.
Obruk’a dönüyoruz ve Obruk Hanı ve Obruk Gölünü ziyaret edeceğiz.
Ve karşımızda Obruk Hanı…
Kızören Obruğu da denilen Obruk Gölü ve hanı Konya’ya 75 kilometre uzakta, Konya Aksaray karayolu üzerinde Kızören Beldesinden beş kilometre kadar içeride bulunuyor.
Bölgeye ilk yerleşim 13. yy’da başlamış. Duvarlarında Bizans dönemi taşları kullanılan hanın yapılışının bu yıllarda olduğu, taşların çevredeki eski yerleşim yerlerinden sökülerek getirildiği tahmin ediliyor.
Bölgeye adını veren Obruk Gölü, günün her saatinde rengi değişen, 145 metre derinliğinde, Konya-Kapadokya arasında yolculuk edenlerin mutlaka görmesi gereken bir doğa güzelliğine sahip.
Bu da meşhur Obruk Gölümüz… Obruk Hanı ve Obruk Gölü fotoğrafları ile baş başasınız…
Mesut Hocam bisikleti ve Obruk Gölü ile sanatsal çalışmalar yaparken…
Buraya kadar gelen ekip ile hatıra fotoğrafı çekiliyoruz…
Bende Obruk Gölü fonunda poz veriyoruz. Bu güzel anı ölümsüzleştiriyorum.
Obruk kadar güzel bir yeri geride bırakıyoruz. Kızören köyüne geri dönüyoruz ve burada Mesut Abi, Sercan ve dede ile ayrılacağız. Onlar Konya’ya ben ise Aksaray yönüne devam edeceğim. Tabi karşımdan esen rüzgar beni bekliyor aynı zamanda. Tek başıma başa çıkmak hiç kolay olmayacak.
Mesut Hocam’a, Dede’ye ve Sevgili Sercan’a çok çok teşekkür ediyorum beni bu rotada yalnız bırakmadıkları için. Bu güzel güne buradan sonra yalnız devam edeceğim. Bir gün tekrar bir yerlerde buluşmak dilekleri ile ters yönlere hareket ediyoruz.
Tabi daha 3 – 5 km kadar gittikten sonra sıkılmaya başlıyorum. 🙂 Yalnızım ve karşımdan esen rüzgar gitmeme engel oluyor. Başgötüren köyünde bulunan bir petrol istasyonuna giriyorum. Kola içiyorum ve biraz kendime geliyorum. Sonra tabi yine yola devam. Zar zor Aksaray il sınırına ulaşıyorum. Saatim 11:22’yi gösteriyor.
Artık Aksaray il sınırları içerisindeyim. Damlama sulamaya benze sulama sistemi buralarda yaygın. Bu güzel haber, yola çıkma amacım olan Küresel Isınmanın önlemlerinden birisi.
Aksaray’a daha 63 km yolum var. Nasıl bitecek bu yol diye kara kara düşünüyorum. Çünkü rüzgar yolumu çekilmez bir hale bürüdü. Ki bir an önce bitmesini de istediğim için tamamen çekilmez oldu. Allah’ım yardım et bana… 🙁
Tabi yine biraz daha gittikten sonra önüme çıkan bir tesise hemen giriyorum. Burada da bir kase çorba içiyorum. Nasıl bitecek bu yol diye düşünmeden edemiyorum. Sanki yol durdu hiç ilerlemiyor…
Saat 12:38’de Eskil, Karapınar kavşağına ulaşıyorum. Ama hala Aksaray’a çok yolum var.
Aksaray’a son 53 km…
Yolum üzerinde bulunan en büyük yerleşim yeri Sultanhanı Beldesi. Bir an burada konaklamayı geçiriyorum aklımdan. Ama günlerden Cumartesi, Nevşehir’e yarın ulaşmam gerekiyor. Orada beni karşılayacak olan Can Dede’nin müsait olduğu günü seçiyorum. O nedenle saat daha 13:00 diyorum ve yola devam ediyorum. Dayan yüreğim dayan… 🙂
Km tabelalarını bu kadar özleyeceğim aklıma gelmezdi. Her 10 km’de gördüğüm tabelanın bir sonrakini biran önce görmek için can atıyorum.
Dümdüz ova da tek başımayım ve yol dar tek şeritli. Bisiklet için banket ise çok dar. O nedenle hemde dikkat etmem gerekiyor. Çok canım sıkılıyor çok…
Aksaray 33 km… Gel Aksaray gel… Neredeyse ağlayacağım, o derece kötü durumdayım. Anlayın lütfen, rüzgar 15 km’yi geçmeme izin vermiyor bu düz yolda.
Aksaray 23 Km…
Aksaray’a yaklaştıkça konaklayacak yer sıkıntısı başlıyor. Hafta sonu olduğu için belediyeye ulaşamayacağım. O nedenle yolum üzerinde gördüğüm otel reklamlarında bulunan numaraları arıyorum.
Birisi geceliğine 50 ? diyor, diğeri ise 50 $ … 🙂 Benim bir gecelik konaklama için o kadar verecek param yok. Hatta cebimde ki bütün para bile 100 YTL etmez. 🙂 Kara kara düşünmeye devam…
Bir pansiyon tabelası dikkatimi çekiyor ve aramaya karar veriyorum. Lüks bir yer arayışında değilim, geceyi güvenle geçireyim yeter bana. arıyorum ve pansiyon sahibi ile 15 YTL’ye anlaşıyoruz. 🙂 50 ? ve 50 $’dan sonra yüzüm gülüyor.
Aksaray girişine ulaştım, daha önce defalarca buradan otobüs ile geçmiştim. Mercedes-Benz fabrikası her gelip geçtiğimde dikkatimi çeken tek şeydi bu şehirde.
Ankara – Adana kavşağındayım artık. Hemen karşıda otobüslerin mola verdiği bir tesis bulunuyor. Yıllar önce Muğla’dan Erzincan’a gittiğim günler aklıma geliyor. Burada mola verirdi otobüsümüz ve ben o yolculukları çok severdim. Belki de şu an yolda olmama neden bu seyahatlerdir. 🙂
Saat 16:20 ve ben nihayet Aksaray’a giriş yapıyorum. Bugün bile sona erdi ya, o yollar bitti ya ben daha ne deyim. 🙂 Aksaray 63 km yazan tabelayı hatırlıyorum da, nasıl bitecek bu yol diyordum. Ama bakın Aksaray girişindeyim.
İlk iş olarak pansiyonu bulmak için tarif edilen adrese gidiyorum. Şehrin her yerinde 68 Aksaray tabelaları asılı. Nedeni İstanbul Aksaray ile karıştırmamak olsa gerek. 🙂
Merkezde bulunan büyük bir caminin hemen karşısında bulunan pansiyona varıyorum. Adama telefon ile yer ayırttığımı söylüyorum ve beni hatırlıyor. 15 YTL demişti ama orada ayaküstü yaptığım pazarlık ile 10 YTL’ye anlaşıyorum. 🙂 Bisikletimi girişte uygun bir yere koyduktan sonra hemen odama çıkıyorum. Duş imkanı yok burada, ama olsun. 🙂 O kadar ucuz yer bulmuşum yarına kadar idare ederim. Üzerimi değiştirip biraz soluklanıyorum ve sonrasında gezmeye çıkıyorum.
Kapalı çarşı denk geliyor ve geziniyorum bir o baş, bir bu baş…
Belediye önünde bulunan kuş heykelleri ve havuzu fotoğraflıyorum. Güzel bir görüntü…
Pansiyonumun hemen karşısında restorasyon yapılan tarihi Ulu Cami..
Aksaray2da gezerken telefonum çalıyor. Beni internetten takip eden bir bisiklet dostu olan Merih Abi telefonun diğer ucunda. Yarın Aksaray’a geleceğim için görüşmek istiyor, tabi bende plandan önce bugün Aksaray’a ulaştım diyorum. O da sevinerek buluşmak ve birşeyler yemeyi teklif ediyor. Tabi kırmak ne mümkün, bugün Mesut Abilerden sonra yalnızlık epey üzmüştü beni.
Çok geçmeden belediye önünden beni alıyorlar ve Aksaray’ın güzel bir mekanına balık yemeye gidiyoruz. Masa da en az yemekler kadar güzel muhabbet dönüyor. Merih Abi ve arkadaşı ile karnımızı doyuruyoruz ve biralarımızı yudumluyoruz. Bu davet ve güzel ortam için çok çok teşekkür ederim sevgili Merih Abicim.
Saat daha geç olmadan beni pansiyona bırakıyorlar ve bende odama çıkarak dinlenmeye çekiliyorum. Sabah erken yola çıkacağım için Merih Abi ve arkadaşı ile vedalaşıyorum. Sabah erken uyanmanın ve günün yorgunluğu ile ne ara uyumuşum farkında değilim…
Yol Bilgileri
Konya – Aksaray arası 145 km dolaylarında. Yol üzerine Obruk Gölü haricinde herhangi bir manzara yok. Yol tamamen ova ve dümdüz… Bir süre sonra çok sıkıcı hale bürünüyor. Benim başıma gelen rüzgar sizlerinde başına gelme olasılığı çok yüksek. Yer yer şiddetli rüzgar bazen hareket etmenizi bile imkansız hale sokabiliyor. 4 km içeride bulunan Obruk Hanı ve Gölü kesinlikle görmenizi öneriyorum. Muhteşem bir tarih ve doğa güzelliğine sahip.
Gün Toplam Km:162,46 | Ort. Hız: 15,0 | Max. Hız: 32,0 | Bisiklet Kullanma Süresi: 08:35:53
Tur Toplam Km: 3643,70
49.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (Konya-Aksaray); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?
Sevgi ve Saygılarımla…
o günleri hatırlamak güzel. Artık seni Köyceğiz’e bekliyoruz.Burada bir grup oluşturduk ve turlara başladık. Sevgiler
Merhaba Merih Abicim,
Herşey için tekrar tekrar teşekkürler, gerçekten sayenizde çok güzel bir gün sonu geçirdim.
Türkiye’nin herhangi bir yerinde buluşmak dileği ile…
Sevgiler…
Böyle güzel insanlarla tanışmak ne güzel.hepsine selam olsun.Ah şu rüzgar ahhh….bisikletçinin en büyük belası sanırım…
Sevgili Mesut Hocam’dan bu güne ait uğurlama videosu…
http://www.youtube.com/watch?v=BesrtSW_08E
Sevgiler…
Obruklara yaklaşmanızı pek tavsiye etmem. Tehlikeli bir yer, toprak çökebilir, düşebilirsiniz.