Tahrip edilen Karadeniz
09 Haziran 2007 Rize ? Trabzon
Sabah uyanır uyanmaz ilk yaptığım şey perdeyi aralayıp havaya bakmak oldu. Dünkü yağmurdan sonra bir gün daha yağmur çekeceğimi sanmıyorum. Ama şanlıyım ki hava açık. Kahvaltı için salona iniyorum ve Rize manzarasında kahvaltımı yapıyorum. Kahvaltımı yaptığım yerden Rize…
Dün kirlenen ve yıkamaya verdiğim elbiselerimi unutmadan alıyorum. 6 buçukta uyanmama rağmen, 8 gibi anca çıkıyorum yola. Yine kafes gibi çevrilmiş yola giriyorum ve Rize çıkışına kadar hızla ilerliyorum.
Liman kavşağını geçtikten on dakika kadar kısa bir süre sonra Derepazarı ilçesine varıyorum. Karadeniz sahil yolunda ilçeler birbirine çok yakın. O nedenle hızımı almadan bir diğer ilçe çıkıyor karşıma.
Derepazarı?nı transit geçiyorum ve hızla yoluma devam ediyorum. 15 dakika geçiyor ve Rize?nin diğer bir ilçesi olan İyidere?ye varıyorum.
Trabzon’a 60 Km yolum var. Herşey yolunda seyrediyorum.
İyidere?de de vakit kaybetmeden yoluma devam ediyorum. İlçe ile aynı adı taşıyan İyidere Deresi Rize ve Trabzon?u birbirinden ayırıyor. İyidere Köprüsünden geçtikten sonra artık Trabzon il sınırları içerisindeyim.
Biraz ileride görünen ilçe ise Trabzon?un ilk ilçesi Of oluyor. Çok geçmen varıyorum ilçeye ve küçük bir dinlenme molasını hak ediyorum. Yola çıkalı henüz 25 km olmuş.
Of sahilleri..
Tekrar yola dönüyorum ve sıradaki ilçe Sürmene?ye kadar hiç durmadan yol alıyorum. 11 km yolum kalmış zaten.
Sürmene sahili…
Sürmene?de uzun bir mola vereceğim. Nedeni ise bisikletimin teknik desteğini sunan Efor Bisiklet aslen Sürmeneli ve burada akrabaları var. Sürmene?ye girer girmez hemen Sönmez Ağabeyi arıyorum ve gideceğim adresi alıyorum.
Bulmam çok zor olmuyor. Ulubay Ticaret önüne gelip bisikletimi park ediyorum. İçeriye girip kendimi tanıtıyorum. Sönmez Ağabey daha önce benden bahsettiği için hemen tanıyorlar.
Çaylarımızı yudumlarken projemden bahsediyorum ve ardından beni ağırlayan arkadaş ile yemek için lokantaya geçiyoruz. Menümüzde ise balık var. Pişmesi biraz zaman alıyor ve bekliyoruz. Ve nihayet mis gibi lezzetli balıklarımız geliyor. Bol salata eşliğinde indiriyoruz mideye. Yemeğin ardından bir saatten fazla zaman geçirdiğim Sürmene?den izin isteyerek ayrılıyorum.
Bu mola bana çok iyi geliyor ve Araklı ilçesini bir çırpıda geçiyorum.
Arsin?e vardığımda saat iki olmuştu. Bu arada Trabzon?da beni karşılayacak olan arkadaşım Kübra ile telefonlaşıyorum. Ne zaman geleceğimi soruyor ve tam saat verememekle birlikte tahmini bir şeyler söylüyorum.
Arsin?i çıkar çıkmaz beni karşılayan manzara beni üzmeye yetiyor. Karadeniz içerisine kadar inmiş iş makineleri tüm hızı ile çalışıyor. Her darbesi Karadeniz?i hızlıca yok ediyor. Bir süre bu içler acısı manzarayı izliyorum. Keşke elimden bir şey gelse de o iş makinesini Karadeniz?in içinden alıp, bir kenara fırlatabilsem. Üzüntü ile tekrar yoluma devam ediyorum.
Trabzon’a son 14 Km…
Hızlıca Yomra ilçesini de geride bıraktıktan sonra Trabzon?a 10 km kala hafifçe yağmur çiselemeye başlıyor. Yolum bitmek üzere ama beni korkutmaya yetiyor. Islanmak istemiyorum çünkü.
Pedallara biraz daha yükleniyorum ve Trabzon girişinde Kübra?yı arayarak geldiğimi haber ediyorum. Saat üç buçukta Trabzon Belediyesi önünde Kübra?yı bekliyorum.
Biraz bekledikten sonra geliyor ve öğretmenevine giderek bana yer ayarlıyoruz. Bugün günlerden cumartesi olduğu için belediyeye gidip projemden bahsedemiyorum. Öğretmenevinde yer ayarladıktan sonra yerleşmem, duş almam ve birazda dinlenmem için Kübra?dan akşam yemeğinde tekrar buluşmak üzere ayrılıyoruz. Sıcak duşun ardından biraz uzanıyorum. Ardından dışarıya çıkıyorum ve burada bulunan bir diğer arkadaşım olan Kadem Ağabeyin iş yerine giderek onu buluyorum. Kadem Ağabeyin mesaisi biter bitmez birlikte çıkıyoruz ve biraz Trabzon?u geziyoruz. Bana geleceğini daha önce neden haber etmedin diye bir sürü kızıyor. Bende tam tarihim belli olmadığı için bir şey söyleyemediğimden bahsediyorum. Ama her türlü fırçayı yiyorum. Birlikte dondurmalarımızı yedikten sonra Kübra ile buluşmak için Kadem Ağabeyden ayrılıyorum. Bu arada Trabzon’dan birkaç kare çekiyorum.
Burada çevre haftası nedeni ile asılan yazı harika birşey. Ama okuyupta, anlayana tabi. 🙂
Kübra ile güzel bir akşam yemeği yiyoruz. Ardından birazda Kübra ile muhabbet ederek dolaşıyoruz Trabzon?u. Saat akşamın 10?u ve göstermiş olduğu misafirperverlikten dolayı Kübra?ya teşekkür ederek ayrılıyorum. Son fotoğrafımız ise kemençe oluyor. 🙂 Kübra?yı Akçaabat durağına kadar bıraktıktan sonra öğretmenevine dönüyorum. Yatmak için hazırlanıyorum ve 10 buçukta gözlerim dalıyor.
Yol Bilgileri
Rize – Trabzon arası 75 km. Yol boyunca yedi ilçeden geçiliyor. Sırası ile Derepazarı, İyidere, Of, Sürmene, Araklı, Arsin ve Yomra. Yolda sıkılmanız söz konusu değil, çünkü biraz önce bahsettiğim gibi sürekli yerleşim yerleri arasında yol alıyorsunuz. Yol boyunca çıkış yok ve tempolu bir şekilde gidilebilir. Yolun manzarası ise hiç iç açıcı değil. Tahrip edilmiş bir Karadeniz manzarası göreceksiniz tüm yol boyunca.
Gün Toplam Km: 79,40 | Ort. Hız: 17,9 | Max. Hız: 49,2 | Bisiklet Kullanma Süresi: 03:19:27
Tur Toplam Km: 1968,33
28.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (Rize-Trabzon); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?
Sevgi ve Saygılarımla…
Yine harika bir gün daha….
kim bu kübra yaaa…adam bir fotosunu çeker be…bisikletçi mi,,,öğrenci mi…
neyse güzel bir gün..tşk ler paylaşım için.
Teşekkürler Sametcim,
Semih hocam hiç sormayın bir tane hatıra fotoğrafı çekilmemişiz. Trabzon’da öğrenciydi arkadaşım. Farkındaysanız kendimi bile hiç çekmemişim. 🙂
Sevgiler…