Pedalla Türkiye 2.Gün ( Pülümür – Tunceli )

Munzur Dağları ve Pülümür Çayı

14 Mayıs 2007 Pülümür ? Tunceli

Yüzümü yıkadıktan sonra saatime bakıyorum ve 8?i geçtiğini görüyorum. İlk işim pencereyi aralayıp hava durumuna bakmak oluyor. Durum pek iç açıcı değil. Hava dün sabah oldu gibi bugünde bulutlu. Yağmur her an yağabilir. Hazırladıktan sonra Hıdır?ı arıyorum ve gelip beni otelden alıyor. Birlikte kahvaltı için bir lokantaya gidiyoruz. Yolda beni daha çok tok tuttuğu için çorba içmeyi tercih ediyorum. Ardından Pülümür Belediye Başkanının yanına giderek teşekkür ediyorum ve Pülümür?den ayrılıyorum.

Pülümür çıkışında Tunceli’ye 65 Km yolum olduğunu görüyorum.

Hava yavaş yavaş açıyor, gökyüzü bir süre sonra masmavi görüntüsüne kavuşuyor. Pülümür Çayı kâh sağ yanımda, kâh sol yanımda suyun akışına doğru rahat bir şekilde ilerliyorum. Vadi içerisinde muhteşem manzara ile nasıl vakit geçiyor farkında bile değilim.

Munzur Dağları Önemli Doğa Alanı içinde seyrediyorum. Hıdır, akşam saatlerinde yaban koyunlarının Pülümür Çayına su içmek için indiğinden bahsetmişti. Aklıma geliyor ve saat erkende olsa birkaç tane görürüm umudu ile gözlerim her tarafta yaban koyunlarını arıyor. Pülümür?ü artık geride bırakıyorum. Saatim 9 buçuk dolaylarında ve Tunceli?ye 55 km kadar yolum var. Acelem yok, manzaranın tadını çıkartarak keyifle ilerliyorum. Yola çıkalı 15-16 km kadar oldu ve Kırmızıköprü?de bir çeşme başında kısa bir mola veriyorum. Hemen yan taraftan lokanta işletmecisi beni yanına çağırıyor ve gidiyorum. Oturur oturmaz maden suyunu elime tutuşturuyor ve hemen sorgu sual başlıyor.

-Nerden gelir, nereye gidersin? Yanımda bulunan broşürlerden bir tane vererek hemen başlıyorum projemi anlatmaya. Sabırla dinledikten sonra teşekkür ederek ayrılıyorum yanından.

Eğlenceli yolda yine mutlu bir şekilde pedallamaya devam ediyorum. Ülkem insanının sıcaklığı daha ikinci günden yanımda. Bu bana daha bir güç veriyor. Evet, başarmalıyım, bitirmeliyim bu turu. 25-26 tane olan tüneller bir bir karşıma çıkmaya başlıyor…

Çok geçmeden karşıma yine dün Hıdır?ın bahsettiği ?Ağlayan Duvar? çıkıyor. Bisikletimi bir yere bırakarak hemen fotoğraf makineme sarılıyorum. Başlıyorum bu doğa harikasını fotoğraflamaya. O kadar güzel ki suyun altına atlamamak için kendimi zor tutuyorum. Bir süre hiçbir şey yapmadan oturup bu manzarayı seyre dalıyorum.

Saatim 11?i gösteriyor, hareket zamanı. Daha görülecek çok şey var diyerek atlıyorum yine yoldaşımın üzerine ve çevirmeye başlıyorum pedalını. Her pedal beni farklı diyarlara, farklı kültürlere ve farklı doğalara götürüyor. Bundan daha güzel ne olabilir ki?

Güneş tam üzerimde ve yakmaya başlıyor. Uzun kollu üstümü çıkartıyorum. Hava çok güzel, dün yaşadığım zorlukta sonra bunu hak ettim tabi ki. Yol boyunca birçok tünelden geçiyorum. Hepsi çığ için yapılmış set tünelleri. Tam sayıyı hatırlamıyorum ama yaklaşık 15?in üzerinde tünelden geçtim. Daha da devam edeceğini sanıyorum. Dağların her yerinden sular fışkırıyor resmen. Karşı vadiden akıp gelen su Pülümür Çayında buluşuyor.

Yine dağlardan akan su ile bir kare…

Tünellere devam… 17.Çığ Tüneli…

Bir çeşme başındayım yine. Kimsecikler yok, tek başıma mutluyum. Karnımın açlığını suya katık yapılmış bir bisküvi ile atıştırmaya çalışıyorum. Hemen yanımda Pülümür Çayının huzur veren sesi, karşımda boylu boyunca uzanmış heybetli Munzur Dağları. Her tarafta baharın habercisi rengârenk çiçekler. Ne olur değmeyin keyfime.

Daha ne güzellikler beni bekler diyerek, yola tekrar koyuluyorum. Yol altımdan akıp gidiyor ve beni farklı coğrafyalara taşımaya devam ediyor. Yol üzerinde duran bir aracı görünce bende duruyorum. Dağdan düşmüş bir taş aracın lastiğini kesmiş. Yolcunun halinden yolcu anlar diyerek yapabileceğim bir şey olup olmadığını soruyorum. Bana gülerek, teşekkür ediyor. Bir bisikletçinin bana ne gibi bir yardımı dokunabilir diye düşündü sanırım. Bende yoluma devam ediyorum ve Tunceli?nin bir diğer ilçesi olan Nazımiye kavşağındayım. Nazımiye?yi geride bırakarak Tunceli yönüne doğru pedal çevirmeye devam ediyorum.

Tüneller ve köprüler eşliğinde seyre devam ediyorum. Tunceli?ye 20 km yolum kaldığını bir tabeladan öğreniyorum. Bu güzellikler keşke hiç bitmese ve ben hep yollarda olsam, doğa ile baş başa olsam.

25?inci tüneli de geride bırakıyorum. Sarp kayalar ve yanı başlarından akan çağlayanlar burada da kendini gösteriyor. Hepsinde birkaç dakikada olsa durup seyrediyorum.

Güzel manzaralar devam ediyor…

Tunceli’ye son 10 Km…

Kocakoç belediyesinin yol ayrımını çok korktuğum köpeklerden kaçarak geride bırakıyorum. Yarım saat sonra ise Tunceli?ye giriş yapıyorum.

Girişte Elazığ yolunda bulunan köprü manzarasında telefon görüşmesi yapıyorum. Burada ?Dersim Kültür Derneğinin? misafiri olarak kalacağım.

Ofislerini aramaya koyuluyorum Tunceli il merkezinde. Trafik ışıklarında beklerken meraklı meraklı etrafı izliyorum ve bir kişi yaklaşıyor yanıma. Nereyi aradığımı soruyor, bende söyleyince kolumdan tuttuğu gibi derneğin kapısının önüne bırakıyor beni. Ne kadar iyi ve temiz yürekli insanlarımız var ülkemde. Hem böyle insanları gördüğüme, hem de derneğin yerini bulduğuma seviniyorum bir süre. Ardından yetkili arkadaşlar ile buluşuyorum. Üyeler ile güzel bir muhabbete koyuluyoruz. Tabi bu arada zaman su gibi akıp geçiyor. Saat akşamüzeri 5?i gösteriyor. Tunceli?yi tanımak ve gezmek için dışarıya çıkıyorum. Kısaca bir şehir turu atıyorum ve biraz fotoğraf çekiyorum.

Beni takip eden arkadaşlarım merakta kalmasın diye bir internet kafe bularak bloğuma günün özetini karalıyorum. Akşam hava kararmaya başladı. Dernek üyesi arkadaşlar ile ?tepe? denilen yerde altımızdan akan Munzur Çayının sesinde çaylarımızı yudumluyoruz. Muhabbet konusu ise öncelikle Munzur Çayı ve üzerine yapılacak olan onlarca baraj. Bunun üzüntüsünü paylaşıyoruz hep birlikte.

Günün yorgunluğunu üzerimden atmak için otele gidip yatmak istiyorum. Güzel bir akşam yemeğinin ardından oteldeyim. 203 numaralı odamda yatma hazırlıkları içerisindeyim. Soğuk bir duş iyi geliyor ve sabaha kadar deliksiz bir uyku için iyi bir zemin oluyor.

Yol Bilgileri

Pülümür ? Tunceli arası D885 karayolu ile birbirine bağlanıyor ve 67 km uzaklıkta. Pülümür Vadisinde bulunan yol Tunceli?ye kadar Pülümür Çayı ile birlikte iniyor. Yol üzerinde yaklaşık 25 tane çığ tüneli bulunuyor. Tüneller çok büyük bir tehlike arz etmiyor, yalnız yine geçerken dikkatli olmakta fayda var. Sürekli olarak yamaçta seyredildiğinden dolayı dağlardan taş düşme olasılığı yüksek. Yolda bol miktarda çukur var. Dikkatli ve temkinli hareket etmek gerekiyor. Bunların dışında bu yol muhteşem bir manzaraya ev sahipliği yapıyor.

Gün Toplam Km: 67,23 | Ort. Hız: 16,7 | Max. Hız: 55,0 | Bisiklet Kullanma Süresi: 03:44:22

Tur Toplam Km: 128,63

2.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (Pülümür-Tunceli); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?

Sevgi ve Saygılarımla…

Pedalla Türkiye 2.Gün ( Pülümür – Tunceli )” üzerine 7 düşünce

  • 11 Ağustos 2010, 23:11
    Permalink

    üstadım her zamanki gibi harikasın okudukça,çekilen fotoğraflara bakınca keşke diyorum keşke bende sana yoldaş olabilseydim 🙁 ..

  • 11 Ağustos 2010, 23:19
    Permalink

    askerde devam artik okumaya. hepiniz Allaha emanet olasiniz.

  • 12 Ağustos 2010, 11:43
    Permalink

    ağlayan duvarlar çok harikaymış.bu kadar yakınımızda olmasına rağmen görememek üzücü.neyse takipteyim….

  • 12 Ağustos 2010, 14:49
    Permalink

    Heyecanla takipteyiz…

  • 13 Ağustos 2010, 14:35
    Permalink

    Tünceli gibi doğal bir ilin özelikleri ve doğayı bize aktardığnız için teşekkürler

  • 13 Ağustos 2010, 17:42
    Permalink

    Hadi bakalım… =)

  • 31 Ağustos 2010, 16:04
    Permalink

    Mükemmel manzaralar, harika yerler… İnşallah kısa zamanda oralarda pedallamak bizede nasip olur. Anlatım ve fotoğraflar için teşekkürler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.