Uzun yollar, yalnızlık ve küçük kaza
24 Mayıs 2007 Şanlıurfa ? Viranşehir
Günlerdir yoldayım ve güneşten kollarım su topladı. Ardından soyulmaya başladı, soyulan derinin altındaki de soyulmak üzere. Acı çekiyorum her güneş ışığında. Bu nedenle birkaç gün uzun kollu kıyafetleri tercih ediyorum. Şanlıurfa?yı geride bırakırken önümde dar ve bozuk yollar beni bekliyor.
Dün geldiğimde görmediğim tabelayı bugün sabah çekiyorum…
Aynı zamanda dünkü rüzgâr yine karşımda ama düne nazaran biraz daha sakin esiyor. Viranşehir?e 90 km kadar yolum var. Sık sık çay ve dinlenme molalarını ihmal etmiyorum.
Yine bu molaların birinde birçok biçerdöver ustası ile tanışıyorum. Birçoğu İç Anadolu bölgesinden, buraya çalışmaya gelmişler. Eminim onlarda benim gibi ailelerini özlüyorlardır.
Fazla vakit kaybetmiyorum ve tekrar yoldayım. Uzunca süre pedal basıyorum ve epey yol alıyorum. Dar yolda çok zorlanıyorum. Karşılıklı iki araç geldiği anda yolu terk etmek zorunda kalıyorum. Çok tehlikeli bir durum yaratıyor.
Dağyanı köyündeyim Jandarma karakolunun karşısında bir market önünde duruyorum. Birkaç bardak çay ile cips atıştırarak dinleniyorum. Market işletmecisi ile muhabbet ediyoruz aynı zamanda.
Mardin ? Karakeçi yol kavşağını geride bıraktıktan sonra tekrar bozuk zeminde ilerlemeye çalışıyorum.
Yine bir moladan kare…
Buraya kadar her şey yolunda gidiyor. Ta ki yolun azizliğine uğrayıp kendimi yerde bulana kadar. Dar yolda karşılıklı gelen iki araca yol vermek için yoldan aşağı iniyorum ve 20-25 km ortalama ile yol alırken tekrar yola çıkmak için düşük bankette ön lastiğim kayıyor ve yere düşüyorum. Kafamı yere çarpıyorum ama kaskım sağ olsun darbeyi emiyor. Allah?a şükür ki arkadan araç falan gelmiyor, yoksa beni kesinlikle altına alırdı. Düşüşün ardından hemen şoktan kurtulup ayağa kalkıyorum. Kendimi ve bisikletimi yolun kenarına alıp bir süre kendime gelmeye çalışıyorum.
Kendimi toparladıktan sonra tekrar yoldayım. İlginç ama yinede mutluyum. Rüzgâra karşı dümdüz yolda ilerlemeye devam ediyorum.
Viranşehir?e çok fazla yolum kalmadı derken karşıda bir karartı beliriyor. Yaklaştıkça bisikletçi olduğunu görüyorum. Yan yana gelir gelmez hemen duruyoruz ve birbirimize sarılıyoruz. Ardından tanışma faslı başlıyor ve sonrasında nereden gelip nereye gittiği diye devam ediyor muhabbet. Arkadaşın adı Peter ve İran?dan gelip, Avusturya?ya doğru gidiyor. Kısa bir mola veriyoruz ve yarı İngilizce, yarı tarzanca anlaşmaya çalışıyoruz. Birlikte hatıra fotoğrafı çekiliyoruz, bir onun makinesi bir benim makinem ile. Sevgili dostum arkasına almış rüzgârı hızla ilerleyecekken, ben ise karşımda rüzgâr ile yoluma devam edeceğim. Ama nihayet ki Viranşehir?e yaklaştım.
Hz. Nebi Eyyüp, Hz. Elyas ve Hz. Rahime türbelerine giden kavşağı geride bırakarak hızla Viranşehir?e yaklaşıyorum.
Saatim öğlen bir dolaylarını gösterirken ilçeye giriş yapıyorum. Karnım acıktı ve hemen girişte bulunan petrol istasyonlarının birisine girerek karnımı doyurma çabasındayım.
Menümden kısaca bahsetmek gerekirse, zaten uzunca bahsedilecek bir menüde değil. Ton Balığı, şeftali suyu ve ekmek soframı süsleyen başlıca gıda maddeleri oluyor.
Yemeğin ardından merkeze doğru gidiyorum. Belediyenin açılmasını bir çay bahçesinde çay içerek bekliyorum. Burada Özgür ile tanışıyoruz. Babası hemen karşımda bulunan büfelerin sahibiymiş. Bana her konuda yardımcı olacağını söylüyor ve abi beni buralarda bulabilirsin diyerek işinin başına dönüyor. Bende saat gelince belediyeye giderek Viranşehir Belediye Başkanını ziyaret ediyorum. Projem hakkında bilgi veriyorum ve konaklama konusunda yardımını istiyorum. Öğretmenevinden bana yer ayırtıyor ve teşekkür ederek yanında ayrılıyorum. Öğretmenevine gidiyorum, müdür ile kayıt esnasında güzel bir muhabbet başlıyor. Muhabbet dolayısı ile uzun süren kayıt işlemlerinden sonra odama çıkmak nasip oluyor. Bisikletimi de içeride giriş katta güvenli bir yere kilitliyorum. Duşumu alıp rahatladıktan sonra her zaman ki gibi ilçeyi gezmeye çıkıyorum. İlk işim internete giderek bloğuma yazmak oluyor. Viranşehir?de olduğumu ve her şeyin yolunda olduğunu yazıyorum. Ardından ilçeyi gezmeye başlıyorum. Aşağı, yukarı, sağa, sola derken her yerini geziyorum üstünkörü.
Bir ara Özgür?ün yanına giderek bir bardak çayını içmeyi ihmal etmiyorum tabi. Viranşehir nüfusunun büyük bir bölümünü, hatta neredeyse tamamını Kürt halkı oluşturuyor. Her yerde Kürtçe konuşuluyor. Bir ara marketten alışveriş yaparken işletmeciye ? Neden herkes Kürtçe konuşuyor dedim. ? Hepimizi dili budur, böyle daha iyi anlaşıyoruz, ne gerek var ki dedi. Merakımı gidermiş bir şekilde gezmeye devam ediyorum. Her tarafta mor puşili insanlar var. Çok güzel bir görüntü oluşturuyor. Bir süre oturup onları izliyorum.
Akşam yemeğini öğretmenevinde yemek için dönüşe geçiyorum. Karnımı doyurduktan sonra bahçede vakit geçiriyorum. Günün analiz notlarını yazıyorum. Çok geçmeden dinlenmek için odama çıkıyorum. Biraz televizyon seyrettikten sonra yatıyorum.
Yol Bilgileri
Şanlıurfa ? Viranşehir arası düz ve aynı zamanda dar bir yol ile bağlanıyor birbirine. Toplam 90 km mesafede. Yolda çalışmalar devam ediyor ve çok kalabalık bir trafiği var. İki araç karşılıklı geçtiği esnada mutlaka yol terk edilmeli, yok çok kötü sonuçlarla karşılaşılabilinir. Bu yolda çok dikkatli olmak gerekiyor. Yol üzerinde 90 km boyunca büyük bir şehir merkezi bulunmuyor, ara ara köylerden geçiliyor ve petrol istasyonu sayısı çok az miktarda. Yola çıkarken bunları dikkate almak gerekir diye düşünüyorum.
Gün Toplam Km: 94,72 | Ort. Hız: 17,1 | Max. Hız: 42,7 | Bisiklet Kullanma Süresi: 04:47:56
Tur Toplam Km: 899,97
12.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (Şanlıurfa-Viranşehir); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?
Sevgi ve Saygılarımla…
Yine çok güzel bir gün daha.. Şu kazayı saymazsak.. Üzerinden baya geçti ama yinede diyeyim.. Geçmiş olsun =)… Dizimizin devamını dört gözle bekliyoruz… =)
Evet dizi güzel gidiyor…