29 Temmuz 2014
Turumuzun 2. gününden Merhaba,
Uyanır uyanmaz çadırın kapısından dışarıya bakıyorum; hava muhteşem görünüyor. Neredeyse hiç bulut yok. Dolayısıyla enerjimiz de üst düzeyde. 🙂 Saat 9.00’da hareket edeceğimiz için güzelce kahvaltımızı yaptıktan sonra çadırlarımızı topluyoruz. Hazır olanlar, diğer arkadaşların toplanmalarını bekliyorlar.
Fatih her zamanki gibi ilk hazır olanlardan. Arkasındaki alabalık havuzunun suyunun açıldığının farkında değil. Fotoğrafını çektikten hemen sonra bisikletini kurtarıyor sıçrayan sulardan. 🙂
Oktay Aga havanın güzelliğini izliyor herhalde. 🙂
Saat 09.05 oldu, hala hazır olmayan arkadaşlarımız var. Kısa süre içinde hazır olacak gibi görünmedikleri için birkaç kişi yola çıkıyoruz. Bugün bütün gün tırmanacağımızdan fazla vakit kaybetmememiz gerekiyor. Sırasıyla Çatköy, Elevit, Trovit ve Apivanak’a kadar gitmeyi planlıyoruz. Tabii gidebilirsek. 🙂
İlk kilometrelerden itibaren tırmanış başlıyor. Hiç kendimizi yormadan kendi tempomuzda tırmanıyoruz. Ağaçların arasından, güzelliklerin içinden pedallamak çok keyifli.
Güzergah ve yükselti haritası sürekli önümde olduğu için kaç metredeyiz, kaça kadar çıkacağız hepsini anbean görebiliyorum. Zaman zaman arkadaşlarımı yol hakkında bilgilendiriyorum.
Olabildiğince yavaş yol aldığımız için önümüze çıkan her şeyi inceleyebiliyoruz. Bunlardan bir tanesi de odundan yapılmış korkuluk. Adamlar üşenmemiş tahtadan yüz oymuşlar 🙂 Oktay Aga bir yanak almadan geçmiyor. 🙂
Giderek Karadeniz ikliminin içinde buluyoruz kendimizi. Fırtına deresi yanımızdan akarken biz de kaynağına doğru pedal çeviriyoruz. Manzaramız göz alabildiğine yeşil…
Yer yer %15 üzeri eğimler hepimizi çok zorluyor. Fakat azimle, pes etmeden yolumuza devam ediyoruz. Fotoğrafa poz verirken de hala gülebiliyoruz.
Bu, Emirhan’ın ilk uzun turu; kendisini ayrıca tebrik etmek gerekir. Bu denli zor rotaya cesaret edip geldi.
Yine bir mola sırasında dağlardan gelen berrak suyu gören Oktay Aga dayanamayıp kendini suda buluyor. Oradan sırayla mataralarımızı buz gibi suyla dolduruyor.
Bir saatten fazla pedal çevirdikten sonra Çatköy’e anca varabildik. Arkadaki arkadaşları beklemek için burada mola veriyoruz. Soğuk bir şeyler içip güzelce dinleniyoruz. Son kişi gelene kadar bekleyeceğiz. Burada yol ayrımı olduğu için arkadaşlarımız yolu şaşırabilirler. Sağ taraf Verçenik yaylasına gidiyor, biz sol taraftan Elevit’e doğru devam edeceğiz.
Bekleme süremiz tahminimizden uzun sürdüğü için öğle yemeğini de burada yiyoruz. Tabii ki menümüzde yine konserve var. Son kişi geldikten bir süre sonra, yani saat 12.00’de tekrar harekete geçiyoruz. Buraya kadar arnavut kaldırımı tarzında taş yoldan gelmiştik, ama bundan sonrası artık toprak yol. Bu biraz daha zorlanacağız anlamına geliyor.
Çatköy’ü geride bırakıp Elevit’e doğru pedal çevirirken karşımıza bir taşkemer köprü çıkıyor. Çevresinde bayram tatilini geçiren bir sürü piknikçi var. Selam verip yolumuza devam ediyoruz.
Bundan sonrasında daha da dikleşen yolda hızımız baya düşüyor ve daha sık mola vermeye başlıyoruz. Neredeyse 500 metrede bir duruyoruz. Tabii bu söylediklerim herkes için geçerli değil; daha yavaşı da var daha hızlısı da. 🙂
Rampa sertleştikçe ve biz de iyice hararet yapınca formalarımızı çıkartıp öyle devam ediyoruz. Ara sıra bisikletimden inip itekliyorum çünkü içecek stoğumuz benim çantalarda. Öyle ki bisikletim yerinden kalkmıyor.:)
Çatköy – Elevit arası 7 Km, ama çok sert tırmanışlarla dolu. 7 km yolu 2 saatten fazla bir sürede alıyoruz. Saat 14.00 oldu biz anca Elevit’e geldik. Burada tüm ekibin toplanmasını bekleyeceğiz yine. Fakat o da ne? Nil ve Zuhal çoktan varmışlar bize ‘hoşgeldiniz’ diyorlar. 🙂 Meğer Zuhal, bisikletiyle kendini bir minibüse atmış gelmiş. Nil’de 2 km kala bir jeepe binmiş 🙂 Bence çok iyi de yapmışlar çünkü gerçekten bu sıcakla birlikte çok kırıcı bir rampaydı.
Buraya varınca hemen aklıma içinde ‘Elevit’ geçen türküler geliyor. Elevit’in deresi iki tarafli akar lay lay lay lay… 🙂
Arkadaşlarımızı beklerken B planı için diğerleriyle fikir alışverişi yapıyoruz. Ve B planı ağır basıyor; bugün burada kalacağız. Ama nereye çadır kuracağız bilemedik. Evin terasları hariç hiç düzlük göremiyoruz.
Türküdeki derenin birisi bu, diğeri de arka taraftan akıyor.
Etrafa bakınıyoruz, 10 tane çadır kuracak yer bulmamız lazım…
11
Yaylayı gezmeye çıkıyoruz ama en fazla 2 çadır sığacak kadar düzlük var. Umutlarımız iyice azalıyor ve kahvede tulumları atıp yatmayı bile düşünüyoruz. Tabii kahvecinin henüz bu fikirden haberi yok.
Gezintiye devam…
Yer bulamayıp kahveye geri dönüyoruz ve oturmaya devam ederken Nil birileriyle konuşuyor ve amcanın birisi ‘Gelin benimle’ diyor. Heyecanla kahvenin arkasına doğru takip ediyoruz amcayı. Gösterdiği yer o kadar güzel ki, hemen bisikletlerimizi alıp gelip çadırlarımızı kurmaya başlıyoruz. 🙂
Akşam yemeğine kadar yaylanın çeşitli bölgelerinde ve kahvede vakit geçiriyoruz. Kahve aynı zamanda lokanta hizmeti de sunuyor. Bir grup arkadaş akşam yemeği için pazarlık yapıyoruz. Bütçemize uyacak bir şekilde masamızı donatıyoruz; değmeyin keyfimize. Dışarıda, derenin kenarında bir grup, tulum çalıp kafa çekiyorlar. Onların müziğiyle bizler de eğleniyoruz. Bu arada içlerinden biri silahını çıkartıp sıralı bir şekilde ateş ediyor. Biraz geçince karşı yamaçtan aynı şekilde karşılık geliyor. ve bu böyle devam ediyor. Burada adet böyleymiş meğer.
Vakit ilerleyip keyfimiz iyice yerine gelince sevgili Ahmet Mumcu çadıra gidip kendi sazını getiriyor. Aramızda müzik öğretmeni Gökçe var; alıyor sazı eline, o çalıyor, ben söylüyorum. Bu keyif saatlerce sürüyor, masadaki herkes çok mutlu.
Yemek faslı bitip yatmak için çadırlara yönelirken son kez wc’ye gidelim derken, yemek boyunca da görüş alanımızda olan ve yaylaya geldiğimizden beri hiç boş kalmayan durağın boş olduğunu görüyoruz. Onca insanın nereden gelip nereye gittiğini merak etmiştik doğrusu. ‘Hadi boş kalmasın’ diyerek oturuyoruz hep birlikte. 🙂
Çadıra girdiğimizde saat kaçtı hatırlamıyorum bile. Yorucu gün muhteşem bir şekilde son buluyor. Yarın yine güzel bir gün bizi bekliyor.
Tur Verileri;
Toplam Km: 16.6 km | Toplam Sürüş Süresi: 02:37:34
Max. Hız: 77.8 km/h | Ort. Hız: 6.3 km/h
Max. Sıcaklık: 40,0 c° | Ort. Sıcaklık: 32,0 c°
Min. Yükseklik: 863 m | Max. Yükseklik: 1894 m
Toplam Yükselme: 1405 m | Yakılan Kalori: 1620 cal
Zilkale Konuk Evi – Elevit Yaylası Güzergâh ve Yükselti Haritası;
Saygılarımla…