02 Ocak 2013
2013 yılının ilk turunu Datça yarımadasında Bahadır Özer ile yapıyoruz. Datça’dan tura başlayıp, koyları ve köyleri gezerek Knidos’a kadar gideceğiz. Farklı bir rotadan geri döneceğiz. Yapmış olduğumuz plan program bu şekilde. Tabii ne kadar uyguladık yazıyı okudukça anlayacaksınız. 🙂
Marmaris’ten 9.00 minibüsü ile Datça’ya gidiyoruz. Datça’ya ulaşıp bisikletleri topluyoruz. Alışveriş yaptıktan sonra saat 11.00 gibi anca yola çıkabiliyoruz. Bisikletlerimiz yüklü, uzun zamandır kamplı tur yapmamıştık. Datça’yı geride bırakırken Knidos’a 35 km kaldığını gösteren tabelada fotoğraf çekiliyoruz.
Bir sonraki tabela ise görmek istediğimiz köylerden oluşuyor. Bir sıkıntı mani olmaz ise burada yazan bütün köyleri gezeceğiz.
Körmen Limanı kavşağından Knidos yönünde devam ediyoruz yolumuza.
Ocak ayındayız ama Datça’ya bahar gelmiş gibi. 🙂 Çiçekler açmış ve biraz daha sıcak olsa ağaçlar uyanacak. Bilindiği üzere Türkiye’de badem ilk olarak Datça’da çıkıyor. Yani buraların iklimi çok güzel.
Tırmanış başladı ve ne kadar devam eder bilmiyoruz. Arada durup üzerimizdeki fazlalıklardan kurtuluyoruz. Kış mevsimi olduğu için sıkı sıkı giyinmiştik. Ama hava çok güzel olunca giydiklerimizi tek tek çıkartıyoruz.
Hızırşah köyü yakınlarına geldik. Köy merkezi bir km kadar içeride kalıyor. Bahadır ile bu köye dönüşte gireriz diyoruz ve tırmanışa kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Bahadır’ın bagajından ayrı bir de sırt çantası var. Bunu taşımak çok daha zor tabii. Bir süre sonra dayanamayıp onu da bagajına bağlıyor ve dağ gibi oluyor arkası. 🙂
Dağların arasından usulca tırmanmaya devam ediyoruz. Arada soluklanmak için durup fotoğraf çekiyoruz.
Yol arkadaşımı arkasında güzel bir dağ ile çekiyorum.
Kısa molalardan sonra yola devam ediyoruz. Tırmanış olduğu için ortalamamız çok düşük. Zaten hızlı olması için bir neden de yok. Zaman sıkıntımız yok, güzel gördüğümüz yere çadırımızı atacağız ve keyfimize göre hareket edeceğiz. 🙂
Orman içinde oksijeni ciğerlerimize doldurarak pedal çeviriyoruz. O kadar mutluyuz ki, bunun bir tarifi yok. Yollarda olma duygusu bizim için çok önemli.
Bahadır da benimle aynı duyguları yaşıyor… 🙂
Bu defa Mesudiye kavşağındayız. Hayıtbükü, Ovabükü tarafına devam etmek istiyoruz. O nedenle yolumuza sol taraftan devam edeceğiz. Palamutbükü’ne oradan da gidilebiliyor. Kavşakta durup fotoğraf çekiyoruz, buradan sonra iniş olacak. O nedenle bizi koruması için rüzgarlık giyiniyoruz.
İnişe geçiyoruz ve birkaç yüz metre gittikten sonra duyduğumuz su sesi ile duruyoruz. Yolun alt kısmında bulunan çeşmeden su takviyesi yapıyoruz.
Burada yine baharın habercisi güzel çiçekleri fotoğraflıyoruz. Henüz ülkenin büyük bir kısmına kış yeni gelmişken burada baharın habercilerini görmek ne kadar garip. 🙂
İnişe devam ederken Ovabükü’nün muhteşem manzarasında duruyoruz. Bu güzelliği fotoğraflıyoruz ve bir süre izliyoruz.
Yol aşağıda devam ediyor. Kıvrılarak inen yolu takip ediyoruz.
Saat 14:00 oldu ve Hayıtbükü’ne inişimiz devam ediyor.
Mesudiye köyüne varıyoruz, girişte fotoğraf çekip tekrar yolumuza devam ediyoruz.
Hayıtbükü’ne kadar durmadan iniş yaptık ve burada durup biraz vakit geçirmek istiyoruz. Bisikletlerimizi sahile bırakıp iskeleye çıkıyoruz. Ben kahvaltı yapmamıştım, burada bir şeyler atıştırıyorum. Çevrenin güzelliği ise karşınızda…
Hayıtbükü’nde çok güzel sakin dakikalar geçiriyoruz. Birkaç insan dışında kimsecikler yok ve çok huzurlu bir yer. İnsanın burada yaşayası geliyor. 🙂
Molanın ardından bir diğer koy olan Ovabükü’ne gitmek üzere ayaklanıyoruz.
Ovabükü kıyı şeridinde iş makinesi çalışıyor, o nedenle fazla oyalanmadan devam ediyoruz. Sahilde biraz duruyoruz o kadar. Buradan sonra Palamutbükü yoluna çıkıyoruz.
Palamutbükü’ne 5 – 6 km kadar yolumuz var. Biraz tırmanıştan sonra inişe geçeceğiz. Geriye dönüp baktığımızda ise Ovabükü daha güzel görünüyor.
Ovabükü’nün karşısındaki kayalıklarıda çekiyorum. Deniz çok sakin ve çok güzel…
Tırmanış devam ederken dinlenmek için duruyorum. Bu güzel manzaranın içine yol arkadaşımı da dahil ederek bir fotoğraf alıyorum.
Yılan gibi kıvrılarak inişe geçiyoruz. O kadar tırmandık ama iniş bu şekilde daha kısa oluyor. 🙂
Yine güzel bir manzara ile duruyorum ve Bahadır’ın gelmesini bekliyorum. Gelirken onu çekip, güzel manzaraya geri dönüyorum. 🙂
Suyun temizliği ve berraklığı muhteşem görünüyor. Renkli hayallere dalıyorum burada.. 🙂
Bu manzarayı da geride bırakarak yola devam ediyoruz. Çıkışlar ve inişler devam ederken,çok güzel bir yol manzarası geride kalıyor.
Saat 15.30 oldu ve Palamutbükü’ne çok yaklaştık.
Buraya geçen yıl gelmiştim, o zaman yollar bozuk ve toprak zemindi. Şimdi ise yolları yapmışlar. Bu bitki ise buna meydan okuyarak hala yolun ortasında yaşam savaşı veriyor. 🙂
Saat 16.00’da Palamutbükü’ne geliyoruz. Bir kafeye oturup çay içiyoruz. Burada epey vakit geçiriyoruz. Ardından çevreyi dolaşmaya başlıyoruz. Geceyi burada çadırda geçireceğiz. O nedenle vakit biraz daha geçsin istiyoruz. Sonra çadırlarımızı sahile kuracağız.
Palamutbükü limanına gelip burayı geziyoruz. Mendireğin ucuna kadar gidiyoruz.
Buradan Palamutbükü’nü izliyoruz biraz…
Çadır kurmak için muhtarlıktan izin gerekiyormuş. Sorup soruşturup muhtarlığı buluyoruz ama muhtarı yerinde bulamıyoruz. Çevreden birisi bize yardımcı olup muhtarın numarasını veriyor ve ben de telefonda durumu izah ediyorum. Yazın sahile çadır kurmak yasakmış ama kışın sorun olmayacağını söylüyor. İzin aldıktan sonra kendimize güzel bir yer seçip, çadırlarımızı kurmaya başlıyoruz.
Bahadır çadırını kurmak isterken bir sorunla karşılaşıyoruz. Çadırının polleri (çubukları) yok. Daha önce Ören’de çadır kurmuş, orada kaldığını tahmin ediyor. Neyse canımızı sıkmak yerine benim çadıra ikimiz sığarız diyerek durumu çözüyoruz.
Çadırımızın manzarası ise uçsuz bucaksız muhteşem Akdeniz oluyor…
Çadırımızı ağaçların içine kuruyoruz…
Palamutbükü’nde gün batıyor…
Çadırımızı kurduktan sonra gezmeye bu defa yaya olarak devam ediyoruz. Birkaç gün öncesine kadar çok yağmur yağmıştı, o nedenle burada bazı yerler hala sular altında. Bu manzaraları izleyerek gezimize devam ediyoruz.
Eski bir katlanabilir bisiklet dikkatimi çekiyor. Bu muhteşem icatların yaygınlaşması gerekiyor.
Yine limandan bir fotoğraf…
Hava karardıktan sonra yine kafeye gidiyoruz ve çay eşliğinde Bahadır ile vakit geçiriyoruz. Saat 17.45 gibi Bahadır telefon görüşmesi yaptıktan sonra yanıma gelip kardeşinin rahatsızlandığını söylüyor ve yarın belki devam edemem diyor. Birkaç dakika sonra tekrar telefonlaşıyor ve benim dönmem gerekiyor diyerek ayaklanıyor. Kardeşinin durumu daha kötüymüş ve acilen gitmesi gerekiyormuş.
Hemen eşyalarını toplayıp bir taksi çağırıyoruz. Buradan Datça’ya ulaşırsa Marmaris’e dönecek ve oradan da gece otobüsü ile Ankara’ya kardeşinin yanına geçecek. Apar topar geçmiş olsun dileklerim ile Bahadır’ı uğurluyorum.Her işin başı sağlık diye boşuna demiyoruz. Dilerim kardeşi tez zamanda sağlığına kavuşur.
Bahadır gittikten sonra tek başıma kalıyorum ve tekrar plan yapmam gerekiyor. Kafeye gidip oturuyorum ve yarın ne yapmak istediğimi düşünüyorum. Tek başıma devam etmek gelmiyor içimden. Bu planı Bahadır ile birlikte yapmıştık, ilerleyen bir tarihte tekrar yaparız diye düşünüyorum. Ama hala kararımı veremedim, sabah olsun artık ona göre bir karar vereceğim.
Saat 20.00’e kadar kafede oturuyorum ve ardından çadırıma gidip uyumaya çalışıyorum.
Datça – Palamutbükü Güzergah ve Yükselti Haritası;
03 Ocak 2013
Muhteşem bir uykudan sonra uyanıyorum. Saat 9.00 gibi anca açıyorum çadırımın kapısını. Dışarıdaki manzara harika görünüyor. Çarşaf gibi bir deniz ve sıcak hava. Bir süre çadırda keyif yapıyorum ve uzanarak dışarıyı izliyorum.
Saat 10.00’a doğru kalkıp toplanmaya başlıyorum, ardından Datça’ya doğru farklı yoldan dönüşe geçeceğim. Düşündüm ve buna karar verdim. Buradan Datça’ya dönüp eve gideceğim. Farklı bir tarihte tekrar gelip gezeriz artık. Bahadır’ın gitmesi ile benim de pek keyfim kalmadı. Böyle devam etmek pek içime sinmedi.
Çadırımı toplayıp bisikletimi yola hazır hale getirdim. Birkaç fotoğraf çekip yola çıkacağım.
Saat 10.30’da Palamutbükü’nden Yakaköy’e doğru çıkışa geçiyorum. İyi bir rampa beni bekliyor ve günün ilk saatleri olduğu için kasmadan, yavaş yavaş tırmanmaya başlıyorum. Saatim 11.00’i gösterdiği sırada Yakaköy’e ulaşıyorum ve durmadan tırmanmaya devam ediyorum.
Sındı Köyü kavşağını geride bırakıyorum. Rampa bitmek bilmiyor ve bir süre sonra sıkılmaya başlıyorum. Ama yapacak hiç bir şey yok, bir şekilde bu yolu gideceğim. Mola vermek gelmiyor içimden ve seri şekilde pedal çeviriyorum.
Arada sadece fotoğraf çekmek için duruyorum.
Yine kahvaltı yapmadım, uygun bir yerde durup kek yiyorum. Beni biraz olsun idare ediyor.
Geriye bakınca çıkışın sertliğini görüyorum. Hala bitmedi ve çıkmaya devam ediyorum.
Saat 12.00’yi geçti ama ben tırmanmaya devam ediyorum. Bu defa Ovabükü’nü farklı bir noktadan izliyorum. Burada da fotoğraf çekiyorum.
Bu manzaranın ardından bir km kadar daha tırmandıktan sonra inişe geçiyorum. Hızlı bir iniş yapıyorum ve yolda hiç fotoğraf çekmiyorum. Eski Datça’ya bir saatten kısa sürede ulaşıyorum. Burada yine Can Yücel’in evini ziyaret ederek Eski Datça sokaklarında bisikletimi çekiyorum.
Eski Datça sokakları…
Yol arkadaşım ve Eski Datça… Burayı çok seviyorum; bana huzur veriyor.
Eski Datça’da yeteri kadar vakit geçirdikten sonra merkeze devam ediyorum ve minibüs durağına giderek Akyaka’ya bilet alıyorum. Otobüsün saati geldiğinde bisikletimi bagaja yükleyip yola çıkıyorum. Dört, beş gün düşündüğümüz turumuz iki günde son buluyor ve ben soluğu evimde alıyorum.
Palamutbükü – Datça Güzergah ve Yükselti Haritası;
Yeni rotalarda, yeni yollarda buluşmak üzere…
Sevgilerimle…
Bahadırın kardeşine geçmiş olsun dileklerimi ilet lütfen. Umarım sağlığına kavuşmuştur. Turizm merkezlerini sakin oldukları zaman daha çok seviyorum. Umarım bu bölgeye uzun zamandır düşündüğüm turu 2014 baharında gerçekleştirebilirim.
Düşünce varsa, gerçekleştirmek bizim işimiz Orhan Abicim. 🙂
Sevgiler…
Selam olsun herkese ben ercan yurtseven.Sitenize yeni üye oldum ve çok beğendim.Bende sizler gibi bisiklet merakınında ötesinde hayranıyım.Eğer tur düzenlerseniz bana mesaj veya burdan ulaşırsanız çok memnun olurum.
Facebook link:http://www.facebook.com/ercan.yurtseven.125?ref=tn_tnmn
Msn:you_ercan@hotmail.com
Uzun yola gitmeyi planlıyorum.3 arkadaş arıyorum.
Facebook link:http://www.facebook.com/ercan.yurtseven.125?ref=tn_tnmn
Msn:you_ercan@hotmail.com
Bana buralardan ulaşabilirsiniz…)
Tebrikler ediyorum,
bu çevrede yaşayan bir şanslı ve 40 yıllık bisikletli olarak ne tadlar-, ve zorluklar çekildiğinin bilncindeyim.
Ama emeksiz iş – aş – ve aşk olmuyor…
Bravo..