17 Nisan 2009
Ömer’lerde geçirdiğimiz güzel gecenin ardından uyanıyoruz ve yola çıkmak için sabırsızlanıyoruz. Bisikletlerimiz almak için Pınarelli Bisiklete doğru gidiyoruz. Yol üzerinde her yerde bisikletin olması bizi çok mutlu ediyor. Okulların önün, bisiklet parkları gibi yerler bisikletler ile dolu.
Nerede bir ağaç, hemen yanı başında kilitlenmiş bisiklet. Çok güzel bir manzara… 7’den 70’e kadar herkes bisikleti ile ulaşımı sağlıyor.
Pınarelli Bisiklete geliyoruz ve bakımdan geçen bisikletlerimizi yola hazırlıyoruz. Hazırlarken de bize bugün bir nebzede olsa eşlik edecek olan Mesut Girgiç’i bekliyoruz. Mesut Abi daha öncede beni Obruk Gölüne kadar uğurlamıştı. Bizi bu günde de yalnız bırakmadığı için teşekkür ediyoruz. Mesut Abi ile Ömer’de bizi bugün yalnız bırakmıyor ve çıkışa kadar eşlik ediyor.
Yola çıkıyoruz ve Konya’yı bir süre sonra geride bırakıyoruz. Dümdüz ovada pedallamaya başlıyoruz. Mesut Abi’nin eşlik ettiği süre boyunca muhabbet ediyoruz. Bir süre sonra Sevgili Ömer ve Sevgili Mesut Abi geriye dönüyorlar. Bizleri yalnız bırakmadıkları için binlerce kez teşekkürler…
D300 karayolunun 13. paftasında seyre devam ediyoruz. Neredeyse yarıladık sayılır yolumuzu.
Bozdağ Yaban Hayatı Koruma Sahası tabelasını görüyoruz. Yaban Koyunları buralarda yaşıyor ve koruma sahası olduğu için avlanmaları yasak.
Konya Ovasının bozkırları…
Ovada cetvel ile çizilmiş kadar düzlükte yollar var. Bir bisikletçi için çok sıkıcı olduğunu itiraf etmeliyim. Rampa ve virajlı yollar bin kat daha eğlenceli…
Ucu bucağı görünmeye bir köy yolu….
Manzarayı güzel bulunca başlıyoruz fotoğraf çekmeye, çekilmeye. O kadar güzel ki sizlerde görüyorsunuz. Bana sonsuzluk hissi veriyor…
Aynı fonda sevgili Feyyaz Alaçam…
Yoldaşım hadi durmayalım, gidelim der gibi… Yoldaşımın aşkıdır yollar…
Kızören köyüne vardıktan sonra daha önce benim gördüğüm ve Feyyaz’ın görmek için can attığı Obruk Gölüne dönüyoruz. 4-5 km sonra Obruk’a varıyoruz. Bir çöküntü gölü olan Obruk Gölünün manzarası muhteşem…
Ben ve yoldaşım Obruk Gölü ile hatıra fotoğrafı çekiliyoruz.
Baharın yeşilliği ile Obruk Gölü…
Göl göründüğünden daha büyük ve çok farklı bir yapıya sahip. Gördüğünü gibi içine düşen olsa tekrar çıkmak neredeyse imkansız…
Obruk Gölünde son fotoğrafımız Feyyaz ve göl oluyor…
Rüzgara karşı zar zor ilerliyoruz. Bu arada D300 karayolunun 14. paftasına giriş yapıyoruz. Aksaray 30 km kadar yolumuz kaldı ama ilerlemekte güçlük çekiyoruz.
Bir süre sonra hava kapanıyor ve yağmur başlıyor. Kendimizi bir petrol istasyonuna zar zor atıyoruz. En sevmediğim iki şey ile başbaşa kalıyoruz. Rüzgar ve Yağmur… 🙁 Aynı zamanda bizi Aksaray’a karşılayacak olan Merih Abi ile irtibat halindeyiz. Bir arkadaşı ile bizi karşılamaya pedal çeviriyorlarmış. Ama hava kötü olunca ve biz beklenenden geç kalınca geri dönmek zorunda kalıyorlar.
Petrol’de bir saate yakın bir süre bekliyoruz. Petrol’deki arkadaşlar ile muhabbete başladıktan sonra bizi Aksaray’a götürecek bir araç olup olmadığını soruyoruz. bulabileceklerini söylüyorlar ama bizden yüksek ücret istiyorlar birde. Bizde tabi ki kabul etmiyoruz. Hava biraz sakinleşiyor ve yola tekrar çıkıyoruz. Ama rüzgar gitmemize engel. Otostop çekiyoruz. Belki bir araç bulur da Aksaray’a kadar gideriz diye. Ama araç durdurmak için aracın geçmesi gerekiyor. Yol çok sakin ve uygun bir araç bulamıyoruz.
Zar zor ilerlemeye devam ediyoruz. Bir süre sonra hava kararmak üzereyken ve umudumu kesmiş bir şekilde pedal çevirirken öylesine elimi kaldırıyorum. O da ne. 🙂 Kamyonet duruyor ve hemen gidip konuşuyoruz. Bizi Aksaray’a kadar götüreceğini söylüyor. Bisikletleri kasaya yükledikten sonra öne geçip oturuyoruz ve şoför amcam basıyor gaza. Bir tesis mola veriyor ve birlikte çay içiyoruz.
Aksaray girişine kadar geliyoruz ve burada iniyoruz. Merih Abiyi arıyoruz ve bize tarif ettiği otele pedallıyoruz.
Aksaray içinde bir süre pedalladıktan sonra oteli elimizle koymuş gibi buluyoruz. Adımıza rezervasyon yapılan odalarımıza çıkarak sıcak bir duş alıyoruz ve kendimize geliyoruz. Ardından akşam yemeği için Merih Abi ile buluşuyoruz. Zorlu geçen günün finali bir o kadar güzel oluyor. Sevgili Merih EMİROĞLU’na buradan binlerce kez teşekkür ediyoruz. Bizlere göstermiş olduğu misafirperverlik çok ama çok güzeldi. Yemeğin ardından çay içmek üzere Merih Abinin evine gidiyoruz. Sevgili eşinin demlediği çay için ise ayrıca teşekkürler…
Güzel geçen akşamın ardından otelimize dönerek, yorucu geçen günün acısını çıkartmak üzere yatıyoruz.
Gün Toplam: 116.96 Km | Ort.Hız:18.9 | Max.Hız:55.0 | Bisiklet Kullanımı: 06:09:46
Tur Toplam: 1099.78
10.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (Konya-Aksaray); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?
Sevgi ve Saygılarımla…
NOT: Pedalla.com imzası olmayan fotoğraflar belirtilenler dışında Feyyaz Alaçam’ın makinesinden çıkmıştır.http://www.feyyazalacam.com
Turun 11. günü için tıklayınız…
Sevgili Serkan ve Feyyaz,
Çorbada bir miktar tuzumuz olduğu için çok mutluyuz. Sizleri konuk etmekten zevk aldık.
Tekrar görüşmek ümidiyle gözlerinizden öperiz.
Nebahat ve Merih
Koca DOstum…
Harika sunumun için çok teşekkürler.10. gün, senin de dedigin gibi çok zorlu geçmişti.Rüzgar yüzünden sürekli yolun dışına çıkıyorduk, bir de yol dar oldugu için trafikde de risk altındaydık.Neyse güne damgasını vuran sevgili Merih Emiroğlu ve zarif eşinin, tanımadıkları iki gezgine kapılarını açması oldu.Bu paylaşım bu yaşanmışlıklar komedyası eminim çogu insanın aklında harika tatlar bırakıyor…
Sevgiylekal Taşdelen…
Ruhuna sağlık…
slm iyi gnler obruk göünü hatıra olarak çeknmişisziniz ne güzel ama arkasındaki geçmişi olan ‘obruk hanı’nda da bir hatıra fotoğrafı çeknseydiniz daha güzel olrdu sevgi ve selamlar ile 🙂
Geri izleme:Muğla – İzmir – Van Turu Harita