26 Mayıs 2019
Merhaba arkadaşlar,
Görmediğim, gitmediğim yerlere vakit buldukça sırasıyla gitmeye devam ediyorum. Bu haftaki tur rotam Kırşehir’in dört, Yozgat’ın ise bir ilçesini kapsıyor. Her zaman olduğu gibi tur başlama noktasına Muğla’dan ulaşmak ayrı bir zorluk oluşturuyor. Akşam saat 21.15’te Ankara otobüsüne, oradan da sabah 6.30’da Kırşehir otobüsüne biniyorum. Saat 9.30 gibi ancak Kırşehir’e ulaşabiliyorum. Otobüsten iner inmez bisikletimi hazırlayıp hemen yola koyuluyorum. Rotam uzun ve birazda zorlu olacak.
Kırşehir’den Boztepe ilçesine doğru sürekli tırmanışla başlıyorum. Geri dönmemek üzere Kırşehir’i geride bırakıyorum.
Yavaş yavaş tırmanırken önümde giden iki bisikletçi dikkatimi çekiyor. Onlara yetişmek için pedallarımı biraz daha hızlı çeviriyorum. Nihayet mola veriyorlarda onları yakalıyorum. Hemen yanlarında durup tanışıyoruz. Kırşehir’den çıkmışlar, çevreyi pedallıyorlarmış. Ayaküstü biraz muhabbet ettikten sonra vedalaşarak yollarımıza devam ediyoruz.
Bir süre sonra zirveye ulaşıp, Boztepe’ye doğru inişe geçiyorum. Pazar günü olması ve saatin erken olmasından dolayı araç trafiği oldukça az.
Saat 10.42’yi gösterdiği sırada Boztepe ilçesine giriş yapıyorum. 2800 nüfuslu oldukça küçük bir ilçe burası. Bisikletimle durmadan ilçenin içinde pedallayarak yoluma devam ediyorum.
Boztepe ilçesinden bir kare.
İlk ilçe olan Boztepe’yi geride bıraktıktan sonra ikinci ilçe olan Akpınar’a doğru ara bir yoldan devam ediyorum. Tabii tırmanış burada da beni yalnız bırakmıyor. Hafif hafif yükselmeye devam ediyorum.
Ara yolların en güzel yanı trafiksiz ve daha sessiz sakin olması.
Bu arada Muğla’dan aceleyle çıktığım için kaskımı unutmuşum. O nedenle çok daha dikkatli sürüş yapıyorum. Yeni yerler görmenin heyecanıyla çok mutluyum.
Şehirlerarası turlarımda her daim olduğu gibi bu turda da yol arkadaşım; katlanır bisikletim Dahon’um. Bana yıllardır güzel yoldaşlık yapıyor. İkimizde birbirimizden memnunuz sanırım. ?
Bir süre daha ara yollarda pedalladıktan sonra anayolla birleşiyorum. İstikamet sağdan devam ediyor. Akpınar’a kadar Kırşehir-Ankara yolunda pedallayacağım.
Akpınar’a 26 km kaldığını gösteriyor tabela. Bu yolda fotoğraf çekmek dışında hiç durmadan pedal çeviriyorum. Trafiği yoğun olan yoldan bir an önce kurtulmak istiyorum.
Yıllar önce Kaman’dan gelip Kırşehir tarafına devam etmiştim. Yıllar sonra buraları görmek içimde garip bir his oluşturuyor.
Sırasıyla tabelaları fotoğraflıyorum. Başka kayda değer başka bir şey yok maalesef.
Akpınar 5 km…
Ve nihayet saatim 13.24’ü gösterdiği sırada Akpınar ilçesine giriş yapıyorum. Burayı daha büyük bir ilçe sanıyordum ama burası da 3000 nüfuslu oldukça küçük bir ilçeymiş. Tabela koleksiyonum için fotoğraf çektikten sonra ilçe merkezine doğru devam ediyorum.
Akpınar ilçe merkezinden de birkaç kare fotoğraf çekerek sıradaki ilçe olan Akçakent’e doğru yine ara yollardan pedallamaya koyuluyorum.
İlçeyi geride bıraktıktan sonra o kadar güzel bir yola giriyorum ki keyiften dört köşeyim. Benden başka kimsecikler yok neredeyse. Yolun izin verdiği ölçüde kendi tempomda pedal çeviriyorum.
Yolun zemini bazı yerlerde oldukça kaliteli. Bu tarz yollarda hızım biraz daha artıyor.
Bazı yerler ise bir tablo gibi karşımda duruyor. Ve ilerledikçe o tablonun içinde olma hissi beni çok mutlu ediyor. Yollarda olmanın en güzel yanı bu işte. Karşına ne zaman, ne çıkacağı belli olmuyor.
Orda bir köy var uzakta, o köy hepimizin köyüdür…
Karşıma çıkan kavşaktan Akçakent yönünü takip ediyorum. 14 km yolum kalmış.
Yol boyunca birçok tarla gördüm. Bunlardan en büyükleri ise bu nohut tarlalarıydı.
Yine bir tablo misali yolun ortasındayım. Durup manzaranın seyrine dalmak mı, yoksa gidip daha güzellerini aramak mı? Kafamın içinde ki tek soru. Cevabım tabii ki ortada. Durmak yok…
Her çevirdiğim pedalla birlikte yüzümdeki gülümseme de artıyor. Daha güzel ne olabilir ki?
Çıkışlar inişleri, inişler düzlükleri kovalarken yollar altımdan akıp gidiyor. Nihayet bir çeşme bulup su takviyesi yapıyorum. Birazda soluklanırken beni bekleyen yol arkadaşımı selamlıyorum.
Öylece uzanıp giden yolların hiç bitmeyeceğini sananlar yanılıyor. Bir ömür gibi o yollarda o kadar kısa ki ancak yolda olanlar bunu bilebilir. Düşün yollara ve bunu bizzat hissedin derim. İşte o zaman yaşamanın kıymetini çok daha iyi anlayacaksınız.
Bir süre daha terkedilmiş kadar sakin yollarda pedalladıktan sonra karşıma yol yapım çalışması çıkıyor. Sıcak asfalt yapımı olduğu için mecburen yolun yanından devam ediyorum. Neyse ki umduğumdan daha az bir mesafeymişte çok geçmeden bu bölgeyi atlatıyorum.
Günün üçüncü ilçesine saat 15.37’de ulaşıyorum. Ve yine küçük ilçeler dizesinden birisiyle daha tanışıyorum. 1000 kişilik bir ilçe burası. Fotoğrafımı çekip ilçe merkezine doğru ilerliyorum.
Akçakent ilçesinden birkaç kare fotoğraf çekebiliyorum.
Fotoğraf çekimi ardından bir markette durup içecek bişeyler alıyorum. Bu sırada marketçi arkadaş ve birkaç kişiyle daha muhabbete koyuluyoruz. Nerden gelir, nereye giderim muhabbetinden sonra asıl konu başlıyor. Bazısı takdir ederken, bazısı aklın mı yok diyor. Tabii ki benim için onların ne düşündüğünün önemi yok ama birisinin bile aklına bişeyler soktuysam ne mutlu bana.
Artık yola çıkma vakti gelince borcumu ödemek için kalkıyorum. Marketçi arkadaş elimi cebime attırmıyor. Bizim ikramımız diyerek beni utandırıyor. Teşekkür ederek yanlarından ayrılıyorum.
Güle güle Akçakent…
Sırada günün dördüncü ilçesi olan Çiçekdağı için düşüyorum yollara. Burası en önemli nokta tabii. Çiçekdağı ilçesine ulaştıktan sonra Kırşehir’in gidilmedik hiç bir ilçesi kalmayacak. Benim için en heyecan veren kısımlardan bir tanesi de bu.
Çiçekdağı ilçesine son 29 km. İnişli çıkışlı yollar eşliğinde…
Yollarda kayda değer fotoğraflayacak bişey bulamazsam çekmiyorum. Bu tabela fotoğrafları ise arşivimde bulunsun diye çekiyorum. Umarım bunlardan sıkılmıyorsunuzdur. Sonuçta Çiçekdağı’na 20 km kaldı. ?
Sessiz sakin yollarda pedallamaya devam. Bir süre sonra Kırşehir-Yozgat yolu ile birleşince bu sakinliği arayacağım.
Çiçekdağı son 10 km…
Artık yorgunluk ve açlık kendini hissettirmeye başladı ve neredeyse hiç bişey yemedim. Daha sık mola verir oldum. Günün son tırmanışını gerçekleştiriyorum. Benim gibi bisikletimin ekipmanlarıda yorulmuş görünüyor. ?
Ve beklenmeyen anayol ile buluşuyoruz. Bu trafiğin ve aynı zamanda turun son kilometrelerinin habercisi.
Henüz ulaşamadığım ilçe olan Çiçekdağı adını burada bulunan bu dağdan alıyor, aynı zamanda bu geçide de adını vermiş. 1300 metrede bulunan bir geçidi daha aşmış olmak bana ayrı bir keyif veriyor. Burası artık zirve ve neredeyse tur bitimine kadar inişe geçeceğim.
Yol o kadar güzel iniyor ki, ara ara durup geçitten fotoğraflar almaya çalışıyorum. Geçitler kısmında ilerleyen zamanlarda bu geçidi ayrıntısıyla sizlerle paylaşacağım.
Karşıda vadide ilçe merkezi görünüyor gibi.
Hızla ilçe merkezine yaklaşıyorum.
Çiçekdağı ve Yerköy ilçeleri aşağıda görünen yerler. Bu iki ilçe iki farklı şehre ait olmasına rağmen neredeyse iç içe. Daha önce buna benzer bir örneğini görmemiştim.
Çiçekdağı’na son 4 km yolum kalmış.
Saat 17.50 ve resmen Çiçekdağı ilçesine giriş yapıyorum. Bu sayede Kırşehir’in pedallamadık ilçesi kalmıyor. Bir şehri daha tamamen görmüş olmanın sevincini yaşıyorum.
İnmiş olduğum bu geçidi çıkmak isterdim. O kadar güzeldi ki ileride birgün belki tekrar gelirim.
Çiçekdağı ilçesinden Yerköy’e doğru yoluma devam ediyorum. Turumu burada noktalayıp dönüşe geçeceğim.
İşte biraz önce bahsettiği durum buydu. Öyle bir yer ki burası; Çiçekdağı bitiyor, Yozgat il sınırına girip, Yerköy ilçesine ulaşıyorsunuz. Bulunduğum yer Çiçekdağı, bir adım ötesi Yerköy ve burada insanlar iç içe yaşıyorlar. Bürokratik işleri dışında yaşadıkları yerin adının hiç bir önemi yok. ?
Yerköy ilçe merkezinden geçerek otobüse bineceğim yere kadar pedallamaya devam ediyorum.
Yozgat-Ankara anayoluna çıkıp buradan otobüse bineceğim. Gelmeden önce biletimi almıştım. Otobüsüm akşam 21.00’de gelecek. Ama daha saat 18.20’yi gösteriyor ve o kadar beklemek istemiyorum. Gideceğim firmanın müşteri hizmetlerini arayarak biletimi öne çekiyorum.
Biletimi 18.30’a çekiyorlar ve biraz bekledikten sonra otobüs geliyor. Katlamış olduğum bisikletimi kolayca bagaja koyup numaralı koltuğuma oturuyorum. Bütün yol boyunca geçtiğim onlarca güzel manzaraları bir kez de zihnimde slayt gösterisi olarak oynatıyorum.
Sabah Kırşehir’den başladığım turumu Yerköy’de noktalıyorum. Daha önce gitmediğim 5 ilçeyi daha gördüğüm için şanslıyım. Toplam 136 km pedal çevirmişim. Yeni yollarda, yeni rotalarda görüşmek dileğiyle…
Kırşehir, Boztepe, Akpınar, Akçakent, Çiçekdağı, Yerköy Güzergah ve Yükselti Haritası…
Sevgi ve Saygılarımla…