22 Ocak 2013
Merhaba Sevgili Dostlar,
Birkaç haftalığına Kdz.Ereğli’ye akraba ziyaretine geldim. Gelirken de katlanabilir bisikletimi yanıma aldım. Vakit buldukça çevre şehirleri ve ilçeleri gezmeye başladım. İlk gezimi Ereğli’den yola çıkarak Zonguldak’a giderek yaptım. Aynı yolu tekrar geriye pedallamayı pek sevmediğim için gidip geriye minibüs ile döndüm. O nedenle katlanabilir bisikletim her türlü araç için taşınması kolay bir seçenek oldu.
Sabah 8.30 gibi uyanıp hazırlandım ve 9.00’da yola çıkmak için kendimi dışarıya attım. Yola çıkmadan önce evin önünde yol arkadaşımın fotoğrafını çektim. Artık yola çıkma vakti geldi…
Kaldığım ev Ereğli ilçe merkezine 4 km uzaklıkta. O nedenle her tur benim için 4 km geriden başlıyor. 🙂
Merkeze devam ettim ve sabah trafiği yüzünden kendimi bisiklet yoluna attım. Burada otogar kavşağına kadar keyifle pedal çevirdim. Tabii bisiklet yolunu insanlar ile ortak kullanmak biraz yavaş hareket etmeme sebep oldu. 🙂 Şehir içinde fotoğraf çekmeye pek fırsat bulamadım ve yola konsantre olarak pedallamaya devam ettim. İlçe çıkışına doğru bir pastaneden kahvaltılık poğaça ve meyve suyu aldım. Yol üzerinde uygun bir yerde yerim diye çantama koyup, tekrar düştüm yola.
Ereğli’den çıktıktan hemen sonra tırmanmaya başladım. Hava kapalı ve birkaç damla yağmur düştü üzerime. Ama hava raporuna göre yağmur görünmüyor. Hava bulutlu, öğleye doğru açacak gibi.
Güzel bir noktadan geçerken toprak katmanları ayrıntısı ile belli oluyor. Fotoğraf çekip yoluma devam ettim.
Saat 9.50’de Devrek kavşağına geldim. Buradan Devrek’e giden yolun zorlu olduğunu duymuştum. Merak etmiyor değilim, bir fırsatını bulursam buradan da geçmek istiyorum. Hemen burayı programıma kaydedip yola devam ediyorum.
Hedefim olan Zonguldak’a 39 km yolum kaldı. Yükselti haritasına daha önce bakmıştım. Önümde 8 km’lik bir tırmanış beni bekliyor.
Biraz ilerledikten sonra 4700 metrelik tırmanma şeridi çıktı karşıma. Buraya kadar zaten 2 – 3 km kadar geldim, buradan sonrada daha sert çıkış başlayacak.
Saat 10.00’da ancak Ereğli çıkış tabelası ile buluştum. O kadar uzağa koymuşlar ki buraya kadar 15 km kadar yol geldim. Fotoğraf çekip, birazda dinlenip tırmanışa devam ettim.
Her yere kış manzarası hakim. Çıplak ağaçlar farklı bir görüntü oluşturuyor bu mevsimde.
Ufukta karlı dağ manzaraları uzanıyor. Onları izleyerek çıktım rampaları. 🙂
Kışın yol manzaraları da pek iç açıcı olmuyor. O nedenle ancak bu kadarı ile idare etmenizi istiyorum. 🙂
Hava 10 derecenin üzerinde olmasına rağmen yol kenarında karlar hala erimemiş. Bu yıl ilk defa kar gördüğüm için bisikletimi içine batırıp fotoğraf çektim. 🙂 Muğla’da, hele ki Akyaka’da kar ne gezer. 🙂 Daha önce olsa Erzincan’da çoktan kar içinde bisiklet kullanmıştım.
D010 karayolunda pedallamaya devam ediyorum. Tırmanış hala bitmedi ve yoruldum diyebilirim.
Bir süre sonra hafif bir iniş çıktı karşıma ve hemen ardından bir çeşme. Durup suyumu doldurdum burada. İyice azalmıştı, bu mola iyi geldi bana. İyice dinlendim burada ve sonra devam ettim.
Saat 11.00’i henüz geçti ve hava muhteşem bir hal aldı. Masmavi gökyüzü moralimi en üst seviyeye çıkarmayı başardı. Artık rampalar bile koymaz oldu. 🙂
Tırmanış bir süre sonra tamamen son buldu ve uzun bir inişe geçtim. Keyifle aşağıya doğru salınırken bu defa “Zonguldak Şehitler Ormanı”nı görerek durdum. Girip gezmek için yolun karşısına geçtim.
Burası Zonguldak çevresinde yaşayıp şehit olanlar adına yapılmış. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde şehit düşen askerlerimizin ruhu şad olsun.
“Senin kanınla yoğruldu bu kutsal topraklar, senin kanınla yeşerdi nefes aldığımız bu ağaçlar, gözün arkada kalmasın EY ŞEHİDİM!
Her şehir için bir fidan dikilmiş. Burada yaşamaya devam edecekler.
Buradan ayrılıp yola koyuldum. Güzel inişlerden sonra kısa çıkışlar ile devam ettim. Bu arada eskiyen lastiklerin yerine yeni lastikleri takmıştım. Bunlar ile daha güvenilir şekilde yol alıyorum. Patladı, patlayacak derdim yok. 🙂 Türkiye’de 20″ dış lastik bulmak pek kolay olmuyor. O nedenle bulduğum lastiği kaçırmak istemedim. Yoksa daha farklı model almak isterdim. Yurt dışından getirtecek kadar da vaktim yoktu maalesef.
Yol arkadaşım tırmanışın başında poz verdi bana…
Epeydir denizden uzak pedal çevirdim, daha yeni yeni görünmeye başladı. Durup bu manzarayı içime doldururken fotoğraf çekmeyi unutmadım tabii.
Saat 12.00 dolaylarında eski ismi Kara Elmas Üniversitesi, yeni ismi Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesinin yanından geçtim. Burada Zonguldak tabelasını çekip tekrar yola devam ettim.
Artık Zonguldak’a 10 km yolum kaldı ve yarısı iniş ile geçecek.
Karadeniz’in manzaraları Akdeniz kadar olmasa da güzel görünüyor. Buradaki koylar turizme açılmamış. Bu güzel birşey, dilerim hep böyle kalır .
Yol manzaraları ile pedallamaya devam…
Değirmenağzı Tünelleri sırası ile dizilmiş. 3 tane tünelden geçip Zonguldak’a biraz daha yaklaştım.
İlk tünel; Değirmenağzı Tüneli III – 219 metre
İkinci tünel; Değirmenağzı Tüneli II – 132 metre
Tünel içinden bir kare…
Ve son tünel; Değirmenağzı Tüneli I – 268 metre. Tünellerin hepsi de ışıklandırılmış, o nedenle hiç bir sorun yaşamadan geçtim.
Son tüneli geçtikten hemen sonra Kozlu’ya ulaştım. Burası Zonguldak’a çok yakın bir belde. Aynı zamanda çok da güzel bir yer.
Kozlu’dan birkaç kare fotoğraf…
Kozlu’da “Kara elmas diyarına hoş geldiniz” yazısı ile karşılandım. Kömürün buradaki ismi kara elmas. Bu şekilde çok daha güzel geliyor kulağa. 🙂
Saat 12.30 ve Zonguldak’a giriş yaptım. Şehir merkezine daha çok yol var. Ama giriş tabelasını görmek bile güzel. Fotoğraf çekip merkeze doğru devam ettim. Bu şehre 2011 yılında gelmiştim. Çok beğendiğim bir yerdi burası, o nedenle tekrar görmek beni ilk defa görüyormuş gibi yine heyecanlandırdı.
Şehre girdikten sonra adım başı durup fotoğraf çektim. Dikkatimi çeken bir diğer şey ise sadece ben fotoğraf çekmiyorum. Öğrenciler birbirlerine telefonlarını vererek fotoğraf çektiriyorlar. 🙂 Çok değişik bir görüntü oluşturuyor.
Zonguldak’tan kareler…
Fotoğrafların birisine yol arkadaşımı da ekledim.
Yine Karadeniz ve yol arkadaşım…
Şehir manzaraları ile devam edelim…
Bu heykeli daha önce geldiğimde çekmiştim. Bu defa yine fotoğrafladım. Anı tazelemiş olalım. 🙂
Zonguldak il merkezinde bir süre dolaştıktan sonra Ereğli’ye dönmek için otogara doğru yöneldim. Tam giderken servisi gördüm ve bisikletimi on saniyede katlayarak servise bindim. Benim binmem ile hareket etti ve Zonguldak’a el sallayarak ayrıldım. Buraya yakınım belki ilerleyen günlerde tekrar gelirim belli mi olur. 🙂
Saat 09.00’da Ereğli’den yola çıkıp, saat 13.00’de Zonguldak’ta turumu bitirip geri döndüm. Gün sonunda 55 – 60 Km dolaylarında pedal çevirmiş oldum.
Kdz. Ereğli – Zonguldak Güzergah ve Yükselti Haritası;
Sevgilerimle…
paylaşımın için teşekkür ederim. cok başarılı olmus. sayende epey fikir sahibi oldum. çektiğin fotograflar sayesinde sanki turu yapan benmişim gibi hissettim 🙂
İyi gezmeler. Enerjin daima bol olsun 🙂