Gökova Pedallarımın Altında – 3 (3.Gün, Bodrum – Datça Aktur)

27 Ekim 2009

Güne Bodrum’da güzel ve güneşli bir hava ile uyanıyoruz. Yüz yıkama ve diş fırçalama faslından sonra yavaş yavaş çadırlarımızı toplamaya başlıyoruz. Herkes kendi halinde bir şeylerle uğraşıyor.

Kamp alanımız çok güzel, aynı zamanda karavanda kalanlarda var. Havanın güzel olması ile keyiflerimizde yerine geliyor.

Dün ıslanan forma ve diğer eşyaların kurutulma çabası.

Hazırım ve hareket etmeyi bekliyorum. Çadırımı topladım, eşyalarımı araca teslim ettim.

Sevgili Berivan’da toplanma telaşında ama poz vermeyi ihmal etmiyor. Teşekkürler Berry…

İşlerini bitirmiş bir kahraman daha. Sevgili Erkut hemen hemen hazır.

Biraz acele etmemiz gerekiyor, çünkü saat 9’da feribotumuz hareket edecek. Tüm hazırlıklar hemen hemen tamam gibi görünüyor. Toplanan eşyalar araçlara yükleniyor, ardından tüm ekip olarak hatıra fotoğrafı çekiliyoruz.

Organizasyon Komitesi, İl ve bölge temsilcileri aynı karede…

Bodrum’un dar sokaklarında yankılanan pedal seslerimizin ardından feribota ulaşıyoruz. Gökhan ile kahvaltılık bir şeyler almak için gruptan ayrılıyoruz ve hemen alıp feribota geri dönüyoruz. İki yıldır oturduğumuz yere üçüncü yılda oturuyoruz. Feribotumuz hareket eder etmez kahvaltımızda dağıtılmaya başlıyor. Tabi biz öncesinde poğaça ve simitlerimizi yiyoruz.

Sevgili Erkut’un meşhur pozu. Bilen bilir, bilmeyene ise kısaca anlatmak gerekir. ” Malı götürmüşsün hacı” pozu diyoruz biz buna. Herkesin kırılıp geçildiği an oluyor bu poz verildiğinde.

Sevgili Gizem ve görev adamı İsmail gülümsüyor objektifime.

Ankara’dan sevgili Senem Gökçe çekildiğinin farkında bile değil.

Açıldıkça Bodrum geride kalıyor. Son kez kaleyi selamlıyoruz.

Taa Bitlis’ten aramıza katılan sevgili arkadaşım Nesim…

 

Sevgili Funda Ablacım, dalmış gitmiş. Kim bilir nerede şuan…

Sevgili Levent Abi ve Erkut bu defa karşımızda.

Yeşil Bisikletten Gürsel Abi muhabbet esnasında takılıyor objektifime.

Emre’de manzaranın tadını çıkartanlardan…

Ankara – İstanbul Mesut… 🙂

 

Tabi izlediğimiz manzarayı merak edenler için buyrun…

Erzincan’dan birlikte geldiğimiz gençlerimiz Samet ve Yusuf…

Bu karede ise İbrahim, Ahmet ve Gürsel Abi yer alıyor…

Dünya gezgini Ahmet Mumcu ile hatıra fotoğrafı. Geçen yıl feribot geçişinde aramızda olamamıştı. Bunun acısını çıkartıyoruz.

Bir zamanlar birlikte Hasankeyf’e gittiğimiz sevgili Müfit Abi…

Doğan Abi bir pozun peşinde. Süper fotoğraflar çekmiş, ellerine sağlık.

Afyon’dan katılan sevgili dostum Gökhan Şahin… İyi ki varsın…

Ayağının tozu ile GPA’ya gelen dünya gezgini Evrim Yiğit…

Müzisyenimiz Murat Gülersoy…

Nevşehir’den aramıza katılan dedelerin en hası Can Dede…

Mutlu Tunç ve Velespit Bisikletten Ayfer Hanım…

Ara ara objektifimi portrelerden manzaraya kaydırıyorum. Bu da o anlardan birisi.

Feribotumuzu takip eden özgür Martı…

Karadeniz’den, Yani Ordu’dan Sevgili Enes…

Evet, feribot yolculuğu esnasında boş durmayan bir ekip ile birlikteyim. Muz ve üzerine çikolata… Oy oy oy tadına doyum olmaz… Hemen çöküyorum oraya. yemeden bir adım bile atmam. 🙂

Dalgalan sen her daim şanlı bayrağım…

Fotoğraf makinemi Enes’e teslim ediyorum. Buradan sonra ki fotoğraflar ona ait. Bakalım neler neler çıkartmış karşımıza. Koyu bir muhabbette iken yakalanmışız…

Samet, İsmail, Gizem ve Nesim ile muhabbetin belini kırıyoruz.

Çekildiğimiz fark edince yüzler tekrar gülümsemeye başlıyor.

Farklı bir açıdan hatıra fotoğrafı… 🙂

İlginçlik olsun. O ne öyle bak dur…

Gürsel Akay ve yurt dışından katılımcılar…

Datça Yarımadasına iyice yaklaştık…

Yukarıdan aşağıya bir kare…

Datça Yarımadası ve gülümseyen ben… 🙂

Bu defa, sevgili Murat Gülersoy, İbrahim Abi ve Ümit…

Yine bir hatıra fotoğrafı…

Datça limanına yanaşıyoruz. Erkut’un efsane bir pozu…

Datça limanındayız, bu defa İsmail objektife poz vermiş.

İnme sıramızı beklerken Dilek Abla ile muhabbet ediyoruz.

Feribotumuz limana yanaşıyor.

Feribottan indik, ekibin toplanması için bekliyoruz.

Buradan sonra tekrar makineyi ben alıyorum ve çekmeye başlıyorum. Eski Datça’ya kadar grup halinde düzenli bir şekilde geliyoruz. Burada 15-20 dakika Eski Datça’yı gezmek için vaktimiz oluyor.

Sevgili arkadaşım Berivan poz veriyor bana Eski Datça sokaklarında…

GPA anısına Can Yücel’in evinin önünde hatıra fotoğrafı…

Rengarenk çiçekler arasında, daracık sokaklarda geziyoruz…

Bu güzel sokaklardan bir kare daha…

Sakin sokaklarda kediler dolaşıyor…

Eski Datça’dan tam ayrılırken yağmur başlıyor. Hemen hızlıca Datça’ya doğru ilerliyoruz. Öğretmenevine gidip öğle yemeği yiyeceğiz. Nihayet biraz ıslansakta ulaşıyoruz. Tüm katılımcılar toplandıktan sonra bir süre Datça’yı geziyoruz. Ardından yemeğimizi afiyetle yiyoruz. Sonrasında ise kamp alanımız olan Aktur’a doğru yola çıkıyoruz. Datça giriş tabelasını koleksiyonum için çekiyorum. 🙂

Arkadaşlarım düzenli bir şekilde muhabbet eşliğinde pedal çeviriyorlar…

Sevgili Olcay Ormankıran geçiyor önümden…

Kamp alanına varmak üzereyiz, yağmur dindi ama hava hala kapalı…

Arkadaşlar yavaş yavaş geliyorlar…

Aktur kamp alanına varıyoruz ve hemen ilk iş olarak çadırlarımızı kuruyoruz. Ardından denize girmek isteyen arkadaşlar hızla üstlerini değiştirerek denize gidiyorlar. Benim girmeye hiç niyetim yok. O nedenle fotoğraflamakla yetiniyorum.

Günün son fotoğrafını da Gökhan tam suya girerken çekiyorum… 🙂

Hafif yağmur altında yenen akşam yemeğinin ardından çekilen fotoğrafları izliyoruz. Sonrasında ise söyleşiler başlıyor. Ve bunların hepsinden sonra ise müzik eşliğinde muhabbet ve oyun oynama faslı başlıyor. Muhteşem bir şekilde eğleniyoruz.  gece 2-3 dolaylarında çadırda alıyoruz soluğu…

Bizim için yarın son günümüz. Onun için doyasıya vakit geçiriyoruz…

Sevgi ve Saygılarımla…

Turun 4. günü için tıklayınız…