17 Ekim 2019
Merhaba Arkadaşlar,
Yine bir şehrin ilçelerini tamamlamak için üç arkadaş yollardayız. Bartın Bisiklet Festivali için Muğla’dan Bartın’a geldik. Zonguldak’a bu kadar yaklaşmışken sonradan ilçe olan Kilimli ilçesine gitmek için bundan daha güzel fırsat olamazdı. Fatih ve Nurettin’le festivalin ilk gününe katılmayarak Kilimli ilçesini görmek üzere farklı bir program yaptık ve düştük yollara.
İlk olarak aracımızla Filyos’a gidiyoruz ve bisikletlerimizi çıkartıp vakit kaybetmeden pedallamaya başlıyoruz. Amacımız Filyos’tan Zonguldak’a gidip, tekrar Filyos’a geri dönmek. Bir çok arkadaşımız Bartın’da ve turumuzu bir an önce bitirip geri dönme niyetindeyiz.
Turun ilk dakikaları ve yolun trafiğide oldukça az olduğu için keyfimiz oldukça yerinde. Muhabbet ederek pedal çeviriyoruz.
Sağ tarafımız Karadeniz, sol tarafımız ise yüksek dağlarla çevrili. Denizin yamacından kıyın kıyın ilerliyoruz. Manzara çok güzel olunca tadından yenmiyor tabii.
Aynı zamanda ara ara tünellere girse de yanımızdan tren yolu geçiyor. Keşke bu yoldan bir defa da trenle geçsem diye düşünmeden edemiyorum.
Küçük köylerden geçe geçe Zonguldak’a pedal pedal yaklaşıyoruz.
Bu yolda neredeyse hiç düzlük yok. O nedenle ya çıkıyoruz, ya da iniyoruz. Durumdan hiç şikayetçi değiliz tabii, çünkü her birinin kendine has güzelliklerini görüyoruz.
Deniz turizmi Akdeniz, Ege gibi olmadığı için daha bakir bir coğrafya. Bu özelliği beni daha çok etkiliyor.
Üç arkadaş bu güzel manzaraya karşı poz verelim dedik.
Güzel manzaralar eşliğinde pedal çevirmeye devam ediyoruz. Henüz şöyle bir mola vereceğimiz, oturup çay kahve içeceğimiz bir yer bulamadık.
Her çıkışın zirvesinde toplanmak için duruyoruz ve aynı zamanda dinlenmiş oluyoruz. Onun dışında durmadan pedal çevirmeye devam ediyoruz.
Bir süre sonra karşımıza çıkan Muslu köyü girişinde hemen asılıyoruz frenlere ve duruyoruz. Fatih’in soyadı olunca fotoğraf çekmezsek olmazdı. 🙂
Buradan sonra Çatalağzı’na doğru devam ediyoruz. Burada bulunan termik santrali dolayısıyla çok daha kalabalık bir yer.
Birkaç fotoğraf çekerek yolumuza devam ediyoruz.
Doğayı katleden fabrikaları uzaktan kınayarak yolumuza dönüyoruz.
Çatalağzı’ndan hemen sonra tırmanmaya başlıyoruz. Kilimli’ye ulaşana kadar pedal tırmanış devam ediyor. İlçe girişinde hemen tabelanın fotoğrafını çekerek koleksiyonuma bir parça daha eklemiş oluyorum.
Kilimli’de uygun bir yerde durup muz yiyip, soda içiyoruz. Rampanın yorgunluğunu bu sayede üzerimizden atıyoruz.
Kilimli’de ki moladan sonra Zonguldak merkeze doğru devam ediyoruz. Bu güzel çıkışın elbet ki güzel bir inişi olacaktır diyoruz ama gel gör ki yol yağım çalışması sebebiyle o güzel inişi değerlendiremiyoruz.
İnişten keyif almadığımız yetmiyormuş gibi hemen ardından tekrar tırmanış çıkıyor karşımıza. Daha da kötüsü yol yapım çalışması devam ediyor ve yolun trafiği oldukça artıyor. Toz, toprak içinde pedallamaya çalışıyoruz.
Çıkışlar bir türlü bitmek bilmiyor. Bu kadar olduğunu hiç tahmin etmemiştim. 🙂
Bir in, bir çık derken ne kadar indik, ne kadar çıktık artık hatırlamıyorum bile. Bir süre sonra oldukça sıkıcı bir hal almaya başladı. Gelsin artık Zonguldak karşımıza.
Tabii bu sırada yine yol manzaralarını kaçırmak istemiyoruz.
Saat 11.40 gibi başladığımız turda nihayet saat 14.30’da Zonguldak’a ulaşıyoruz. Şehir merkezinden pedallayarak devam ediyoruz.
Taş kömürü anıtının yanından geçiyoruz.
Şehir merkezine ulaşıp uygun bir yerde duruyoruz ve geri dönemeyeceğimiz konusunda hep birlikte aynı fikirdeyiz. Kilimli, Zonguldak arası yol yağımı dolayısıyla hem tehlikeli hemde gerçekten oldukça zorlayıcı. Turumuza Zonguldak’ta son vermek istiyoruz. Ben buralara daha önce gelmiştim o nedenle Kozlu’dan da geçmiştim. Ama yıllar sonra Kozlu ilçe olunca tabelasını çekmek için arkadaşlarımdan ayrılarak 5-6 km gidip tabelayı çekip geri dönüyorum. Bu sırada Nurettin ve Fatih Filyos’a trenle dönüp dönemeyeceğimiz soruşturuyorlar.
Zonguldak’a geri dönüp arkadaşlarla tren istasyonunda buluşuyoruz. Filyos’a giden banliyö treni olunca maalesef bisikletlerimizi alamayacaklarını söylemişler. Sevgili Nurettin’in sağlam ve ısrarlı çalışmaları sonrasında yolcu işleri müdürü ile konuşup, mağduriyetimizi kendisine hissettirince tamam tren gelince yardımcı oluruz sözünü alıyor. Tren saatine daha vakit olduğu için gidip karnımızı doyuruyoruz ve yarım saat kala istasyona geri dönüyoruz.
Biletimizi alıyoruz ama kiminle konuşsak yada kim görse bisikletleri almazlar diye söylenip duruyorlar. Vay arkadaş ne bisikletmiş, sürekli olarak her önüne gelen bunu söylüyor. Biz yolcu işleri müdürünün sözüne güvendiğimiz için içimiz rahat ama her ne olursa olsun yine de korkmuyor değiliz. Almazlarsa diye hemen bir B planı oluşturuyoruz. Ben trenle gidip aracı alıp geleceğim, buradan Bartın’a devam edeceğiz. Ama bu ihtimali düşünmek bile istemiyoruz, müthiş bir zaman kaybı olur bizim için.
Öyle böyle derken nihayet tren geliyor ve usul usul kapıdan girerek görevli arkadaşın gösterdiği yere bisikletlerimizi yerleştiriyoruz. Tren hareket ettikten sonra derin bir nefes çekerek seviniyoruz. Yarım saat sonra Filyos’ta olacağız.
Pedallarken keşke bu rotada trene de binseydik söylemimiz gerçek oluyor ve tüneller dışında arada pedalladığımız yolları izleyerek yolculuğumuzu gerçekleştiyoruz.
Filyos, Kilimli, Zonguldak, Kozlu, Zonguldak Güzergah ve Yükselti Haritası;
Sevgi ve Saygılarımla…