Erzincan’dan Tunceli’ye Bisiklet Turu

18 Kasım 2010

Merhaba Sevgili Arkadaşlar,

Şehirden Şehire Bisiklet Turlarının 5.sini bayramın 3.günü Erzincan’dan Tunceli’ye giderek gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Daha önce planlamamıza karşı, bir türlü gitmeye fırsat bulamadığımız Tunceli’ye bu defa 4 arkadaş gidiyoruz. Tadı damağımızda kalıyor bir diğer anlamda. 🙂

Kısaca ekip arkadaşlarımdan bahsetmek istiyorum sizlere;

İsmail Odabaşıoğlu; Ankara’dan bayram tatilini geçirmek için Erzincan’a gelen sevgili arkadaşımız ile epey eğlenceli vakit geçirdik. Ayaklarına sağlık İSOcum. 🙂 Bizleri gaza getirerek son 40 km nasıl geçti hiç anlamadım bile. 🙂

Suat Bağlan; Sevgili dostum, daha önce Şehirden Şehire projelerinin ikisinde yer almıştı. Bu turda da olmandan çok keyif aldığımızı bilmeni isterim.

Nurullah Kurdal; Sevgili kardeşim ile ikinci Şehirden Şehire turumuz oluyor. Daha önce Erzincan’dan Bayburt’a birlikte pedal çevirmiştik. İyi ki varsın kardeşim.

Ve son olarak bendeniz Serkan Taşdelen; Bu güzel turda beni yalnız bırakmayan arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. 🙂

Bir gece öncesinde 12:00 – 01:00 halı saha maçından gelip saat iki gibi uyuyorum. Ve üç saatlik uykudan sonra saat beşte uyanıyorum. Uyanır uyanmaz hemen İsmail’i kaldırıyorum ve hazırlanmaya başlıyoruz. Saat 5:30’da petrolde buluşacağız arkadaşlarımız ile. İsmail ile birlikte buluşma noktamıza gidiyoruz ve sıcak çaylarımız eşliğinde kahvaltımızı yapıyoruz. Çok geçmeden Nurullah geliyor, hemen ardından ise Suat. Ekip tamam, kahvaltının ardından yola koyulmamıza hiç bir engel yok. Saat 06:00’da harekete geçiyoruz. Bisikletlerimizde plakaları ile hazır bekliyorlar bizi. 🙂

Tabi kışlık donanımlarımızı tam anlamı ile kuşandıktan sonra. Ama bir süre sonra müthiş soğuk içimize kadar işliyor. İsmail’in elleri, Nurullah’ın ise ayakları üşüyor. Bense bir önceki turumuzdan yaralı olduğum için, ne var ne yok hepsinin önlemini aldım. O nedenle rahatım. Erzincan çıkışında hatıra fotoğrafımızı çekiliyoruz.

Güneş henüz doğmadı ve Munzur dağlarının etekleri sisler içinde. Bu güzel manzara ile pedal çevireceğiz ama soğuk bizi epey engelliyor.

Artık bu fotoğraftan sonra Erzincan’ı geride bırakıyoruz ve hedefimiz olan Tunceli’ye doğru emin pedallarla yol alıyoruz.

Akyazı’yı geçtikten sonra Saztepe Köyündeyken güneş yüzünü göstermeye başlıyor. Erzincan’ı geride bırakalı 10 km oldu ve güneş ile yolculuğumuz başladı.

Yanımızda uzanan güzel manzara ile dönmeye devam ediyor pedallar. Isımızı kaybetmemek için durmuyoruz. Üşüyoruz ve bu nedenle durmadan pedal çeviriyoruz. 🙂

Güneşe doğru pedallamaya devam ediyoruz. Az da olsa güneş içimizi ısıtıyor. 🙂

İlk molamızı Çardak köyü yol ayrımında bir çeşme başında veriyoruz. Güneş durduğumuzda içimizi ısıtıyor, ama pedal çevirince rüzgarında etkisi ile biraz daha üşüyoruz.

Bizimle birlikte paralel giden demiryolu enfes manzaraları sunuyor bize. Biz köprüden geçerken o da kendine has köprüsünden geçiyor. Fırat’ın bir o yanında, bir bu yanındayız. Mutluyuz ama üşüyoruz…

Tunceli kavşağına az yolumuz kaldı. İsmail fotoğraf çekerek geliyor. Bir süre onu beklemek için yol kenarında bekliyoruz. Bu arada Nurullah’tan bir portre.

Suat’tan bir portre. Kar maskesi, bere, polar, kask. 🙂

Çok geçmeden İsmail’de yetişiyor bize. O da soğuktan korunmak için ne bulduysa bağlamış eline yüzüne. 🙂

Ve nihayetinde Erzurum yolunda 40 km kadar pedalladıktan sonra Tunceli kavşağına ulaşıyoruz. Buradan sonra ısınmayı planlıyoruz. Çünkü önümüzde 15 km kadar rampa var. Onu tırmanacağız sabırla. 🙂 Bu noktada da hatıra fotoğrafımızı eksik etmiyoruz.

Gideceğimiz yolu gösteriyorum. Önce Fırat Nehrinin üzerinden Mutu Köprüsünden geçeceğiz, ardından demiryolunun altından geçeceğiz. 🙂

Burada Jandarma karakolu olduğu için fotoğraf çekmek yasak. İsmail bundan habersiz fotoğraflar çekiyor ve çok geçmeden askerler durduruyor. 🙂 Çektiği birkaç fotoğrafı siliyorlar ve aşağıda ki Tunceli İl sınırı fotoğrafını bırakıyorlar. 🙂

İsmail, Mutu Köprüsünü geldiğimiz yönden tekrar çekmek için izin istiyor ve çekimini yapıyor. 🙂

Karakolun hemen yanında bulunan çay ocağında bir süre mola veriyoruz. Sıcak çaylar ile içimizi ısıtıyoruz. Sobanın sıcağında biraz da mayışıyoruz. 🙂 Tadımcalar ile çay, bizi bekleyen rampa için iyi oluyor. Daha fazla vakit kaybetmeden toplanıyoruz ve yola çıkıyoruz.

Yola çıkar çıkmaz bu tabela ile karşılaşıyoruz. Tunceli’ye 90 km yolumuz var, Pülümür’e ise 24 km. 🙂 Bunun yarısından fazlası rampa tabi ki. Çık Allah çık…

Rampayı yavaş yavaş tırmanıyoruz ve araçlar bizi geçip gidiyor. Yavaş gittiğimiz için pek üşümüyoruz ve güneş bizi iyice ısıtıyor.

Burada duruyoruz ve yükselen hararetimizi düşürmek için birşeyler düşünüyoruz. Üzerimizde ki fazlalıklardan kurtulmak iyi fikir. 🙂 Herkes tek tek soyunmaya başlıyor. 🙂 Yol burada az birşey de olsa toprak. Araçlar geçtiği anda toz toprak içinde kalıyoruz.

Ben yeterince hafifliyorum ve arkadaşlarımı beklerken yola uzanmış bekleyen yoldaşımı fotoğraflıyorum.

Soyunup döküldükten sonra tekrar yoldayız.  Tırmanış tüm yavaşlığı ile devam ediyor. 🙂

Nurullah, ben ve Suat İsmail’in kadrajına giriyoruz. 🙂 Yavaşız ve tırmanıyoruz…

Geride kalan manzaraya bakıyorum. Çaktırmıyor ama çıkış epeydir devam ediyor ve devam edecekte. Türkiye turumda burayı yağmur altında tırmanmıştım. 🙂 O günler aklıma gelince şükür ediyorum. Hem o zaman çıkışın tamamı topraktı, pardon çamurdu. 🙂

%7’lik eğim ile tırmanış devam ediyor. 4 Km yazdığına aldanmayın. Arada küçük bir düzlük var, oraya kadar olan mesafeden bahsediyor. 🙂 Kmlerdir çıkıyoruz ve daha çok çıkacağız.

Arada bir nefeslenmek için duruyoruz. Yine o anlardan bir tanesi. 🙂

Yıllar önce yine aynı yerden fotoğraf çekmiştim. O zaman solda görünen eski yolu kullanmıştım. Şimdi ise sağ tarafta uzanan yeni yoldan geldik. Vadi tüm güzelliği ile gözler önünde.

Ciddi şekilde yükseliyoruz. Yol çabucak aşağıda kalıyor.

İsmail beni tırmanırken yakalamış. 🙂 Bas pedala bas pedala… Kulağımda müzik ile tutturdum bir ritim çeviriyorum pedalımı. 🙂

Yine bir noktada foto-mola veriyoruz. Bu arada İsmail ve Suat’ı da çekiyorum.

Yola devam, çok yavaş çıktığımız için vakit kaybediyoruz. Arada ki düzlüğe az kaldı. Ha gayret arkadaşlar…

Pülümür’e 14, Tunceli’ye ise 80 Km kaldı. 10 km.dir çıkıyoruz ve hala çıkmaya devam ediyoruz. 🙂

Dağyolu köyüne dönen yoldan sonra hafif bir düzlük geliyor ve biraz soluklanıyoruz. Tabi ki çok uzun sürmüyor. 🙂

Geride kalan yolları izlemek bize güç veriyor. Bu kadarını çıktık, daha fazlasını da çıkarız. 🙂

Arkadaşlarımızda çıkışa devam ediyor. İsmail ve Suat…

Nurullah ile birlikteyiz. Yoldaşımı manzaranın içine bırakıyorum 🙂

Çıktığımız yollar bize güç kuvvet veriyor resmen. 🙂 Kıvrılıyoruz dağlarda…

Nihayet zirveye ulaşıyoruz. Rakım burada 1900 metre. Güneş sizi aldatmasın üşüyoruz. Burada uzun eldivenleri ve üzerimizi sıkı sıkı giyiniyoruz. Çünkü birazdan sert bir iniş bizi bekliyor. Daha fazla vakit kaybetmiyoruz. Ne de olsa inişte dinleniriz.

Hemen inişten bir km sonra su takviyesi için duruyoruz. Buraya daha önce gelmiştim. Hemen çeşmenin yanı başında bulunan evde Polat Abi ile kısaca ayaküstü muhabbet ediyoruz.

Köpek bize sinsi sinsi geliyor. Hatta havlıyor ve ben korkuyorum. Ama ne var ki hemen ev sahibi el atıyor olaya. 🙂

Molanın ardından inişe devam ediyoruz. Nurullah ile birlikte salınıyoruz. Ben onun rüzgarı ile hızlanıyorum önüne geçiyorum, ardından o benim rüzgarım ile hızlanıp önüme geçiyor. Bu işlem aşağıya kadar defalarda uygulanıyor. Eğlenceli bir iniş oluyor. 🙂

Bu güzel manzarada inişin tadıda bir başka…

Dik inişin sonunda Pülümür’e ulaşıyoruz. Girişte durup hatıra fotoğrafı çekiliyoruz.

Burada Pülümür’lü amca ile bayramlaşıyoruz.

Nurullah, Suat ve İsmail’den Pülümür Hatırası…

Pülümür ilçe merkezini transit geçiyoruz. Yemek molasını Kırmızıköprü’de vereceğiz. 15 km kadar sabredeceğiz. Ama durumumuz pek iyi sayılmaz. Hepimizde kurt gibi açız.

Pülümür çıkışında Pülümür Çayı ile birlikte ilerliyoruz. Bizimle birlikte o da Tunceli’ye doğru akıyor.

Tunceli’ye 65 Km yolumuz kalıyor. Ama pek vaktimizde kalmadı. Son otobüs 15:00’de diye biliyoruz. O nedenle tüm hızımızla pedal çeviriyoruz.

Bu güzel vadide pedallıyoruz. Yol üzerinde geçtiğimiz önemli yerler hakkında arkadaşlarımı bilgilendiriyorum.

Git git bitmek bilmeyen yok sonunda bitiyor ve Kırmızıköprü’ye ulaşıyoruz. Hepimiz çok kötü oluyor ve hemen yemeklerimizi sipariş ediyoruz. Menüde tavuk kavurma var. 🙂 Biraz daha uzak olsa hepimizde telef olacaktık herhalde. Bu kadar uzak olduğunu kestirememiştim.

Müthiş yemeğimizden bir kare. 🙂

Nefes almaksızın yumuluyoruz yemeğe. Açız aç. 🙂

Karnımız doyduktan sonra yüzümüz gülüyor tabi. 🙂 Artık yola hazırız.

Buradan sonra Tunceli’ye 50 km yolumuz ve 2,5 saat kadar zamanımız var. Yüklenmeliyiz, son otobüse yetişmek için.

Yol üzerinde Ağlayan Duvarı fotoğraflıyoruz ve kısaca izliyoruz. Çünkü pek vaktimiz yok.

Tünelleri bir bir geçiyoruz. Toplamda 26 tane çığ tüneli bulunuyor bu güzergahta.

Kimisi dağları delmiş, kimisi ise yol üzerine yapılmış.

Bizimle birlikte Pülümür Çayı’da akmaya devam ediyor.

Yine yol üstünde kısa bir mola. Diğer türlü mola vermeye vakit bulamıyoruz. Tempolu şekilde yol alıyoruz. İsmail kardeşim en önce tempoyu ayarlıyor ve bizler arkasında rüzgarına sığınıyoruz.

Bu güzel tempo ile sağlam yol yapıyoruz. Ayaklarına sağlık sevgili İsmail. 🙂

Ara ara fotoğraf çekmek için mola veriyoruz o kadar. Diğer türlü pedalımız durmuyor hiç.

Tunceli’ye son 20 km tabelasını çekiyorum. Sonrasında ise makineyi çantaya koyup tekrar hızlı tempoda pedal çevirmeye devam ediyoruz.

Saat 14:35 ve biz Tunceli’ye giriş yapıyoruz. Hareket saatine 25 dakika var ama önümüzde daha rampa var. Tunceli merkeze çıkmak için oyalanmadan tekrar yola düşüyoruz. 10-15 dakika sonra otogara ulaşıyoruz.

Yazıhaneye gidip hareket saatini öğreniyoruz. Ama otobüsün 15:00’de değil 15:30’da olduğunu öğreniyoruz. 🙂 Biletlerimizi aldıktan sonra kola alıyoruz ve bisküvi eşliğinde yiyoruz. Otobüsümüzün gelmesini bekliyoruz. Saat 15:15 gibi geliyor ve bisikletlerimizi söküp bagaja yerleştiriyoruz. Buraya kadar her şey yolunda gidiyor.

15:30’da kalkan otobüsümüz 17:30’da Erzincan’a giriş yapıyor ve eve gidip güzel bir duştan sonra kendimize geliyoruz. 🙂 Bu güzel projede pedal çeviren tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. Çok güzel bir günü geride bırakıyoruz.

Toplam Km: 124.16 Km | Ort.Hız:19.0 | Max.Hız:55.9 | Bisiklet Kullanımı: 06:30:23

Güzergah ve Yükselti Haritası;

Sevgi ve Saygılarımla…

Not: Pedalla.com imzası olmayan fotoğraflar İsmail Odabaşıoğlu?na aittir.

Erzincan’dan Tunceli’ye Bisiklet Turu” üzerine 8 düşünce

  • 25 Kasım 2010, 01:15
    Permalink

    öneclikle misafirimiz ismail odabaşına teşekkür ederek başlayayım.tunceli şehri gercekten uzun zamandır gitmek isteyipte gidemeğim onun için içimde bir nükte oluşturan bir şehir di ama bu düşüncelerimi gerceğe dönüştüren serkan nuro ve iso ya teşk ederim.keyifli eylenceli bol ritimli bir tur oldu biizm için son 50 km unutamam fransa bisiklet turunda hisset kendimi son gazz nasıl geldik tunceliye anlamadım gercekten önden yediğimiz rüzgarı hemde vadide isonun bloklarıyla deldik gectik değerli pedallanın takipcileri şunu belirteyim ki gercekten bisikletinizle gidip gezilip görülecek bir yer pişmaz olmazsın.

  • 25 Kasım 2010, 23:49
    Permalink

    MRB…

    Bu sene, 3 yıldır yaptığım doğu ve güneydoğuanadolu turunun benim için süpriz şehir gezisi Tunceli yolculuğunu yaşattığınız için teşekkür ederim. Ben otobüs ile gitmiştim ama neredeyse her kilometresini fotoğrafladım hem yolun hem de Tunceli’nin. Yolculuğun her kilometresinin mis gibi havasını almak bir başka güzel olsa gerek. Tekrar bu güzel yol macerasını yaşattığınız için çok teşekkür ederim. Sizin yol maceralarınızı sürekli takip ediyorum. Güzellikleri paylaştığınız için tekrar teşekkür ederim.

  • 25 Kasım 2010, 23:52
    Permalink

    Çok çok teşekkürler Kazım Bey,
    Takibiniz bizlere güç kuvvet veriyor. Birgün bu güzel coğrafyada birlikte pedallamak dileği ile…

    Sevgiler…

  • 26 Kasım 2010, 02:02
    Permalink

    Sevgii Kankam , Sevgili Suat Kardeşim ve Nurullah Kardeşime sizine pedal çevirdiğim ne kadar mutluyum ki anlatamam pülümür çayı eşliğinde…Serkanla aynı duyguları yaşadığımız için onun açısından ne kadar önemli bir tur olabilceğini umarak yola çıktım…Sizlere ön ayak olabildiysem ne mutlu bana…

    Sağlıcakla kalın.Pedalla kalın.PEDALLA’da kalın…

  • 26 Kasım 2010, 13:53
    Permalink

    ÇOK güzel ve eğlenceli bir tur olmuş…(o köpek olmasa).keyifle okudum her satırı.ayaklarınıza sağlık.paylaşım için teşekkürler…

  • 15 Ekim 2011, 14:37
    Permalink

    Merhaba Pedal Yürekliler,
    Erzincan’ dan Tunceli’ ye turunuzun izlerini keyifle ve kıskanarak takip ettim. Aynı yolu defalarca araba ve otobüsle geçmiş biri olarak, fotoğraflara yansıyan, rüzgarın uğultusu, güneş ışığı ve pedal yüreklerin nefesini birlikte yaşamak isterdim.
    Bir turu sizlerle yaşamak dileği ile pedala kuvvet, rüzgara himmet.
    Ali Erenler

  • 04 Kasım 2011, 12:53
    Permalink

    tebrik ederim serkan abi

  • 11 Mayıs 2013, 13:35
    Permalink

    merhaba bisikletci dostlarım ben nurullahın amca oğlu sayılırım. kendisi benim bu dünyada ki bir kardeşimdir. babası halim abim ise bu dünyada tanıdığım en mükemmel insan diyebilirm. nurullahım seni inan çok özledim . enazından şurada fotoğraflarına bakıp biraz hasret giderdim. bir gün buluşmak ümidiyle kendine iyi bak…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.