Denizli’den Aydın’a Bisiklet Turu

20 Kasım 2011

Merhaba Sevgili Pedalla Dostları,

Pedalla.com Şehirden Şehire Bisiklet Turlarından yeni bir rota ile yine sizlerle birlikteyiz. 7.sini tamamlamış olmanın mutluluğu ile sizlere turumuzu aktaracağım. Marmaris’ten Denizli’ye istediğimiz saatte ulaşmak pek kolay olmadı. İki farklı otobüs ile sabah 8:00’de anca Denizli’de olabildik. Aydın’dan dönüş ise sorunsuz bir şekilde gerçekleşti.

Denizli’den Aydın’a Bisiklet Turuna hafta başında karar verdik ve tur arkadaşım Mehmet Akın Öztekin ile birlikte hazırlanmaya başladık. Hazırlık derken ahım şahım birşey değil. Gideceğimiz rota hakkında bilgiler, otobüs biletlerini aldık ve ziyaret edeceğimiz dostlara ulaştık felan filan.

Tur gününün bir gün öncesinde arkadaşımızın düğününe katılıyoruz. Ardından Akın ile birlikte eve gidiyoruz. Otobüsümüz gece 00:30’da olduğu için o saate kadar vakit geçireceğiz. Bir diğer husus ise şu ki, geceyi neredeyse uykusuz geçireceğiz, sabah otobüsten iner inmez pedal çevirmeye başlayacağız ve 140 – 150 km yol yapacağız. Anlayacağınız çok yorucu bir gün olacak. Güzel bir yanı ki yolumuzda uzun ve dük rampa yok. 🙂

Saat gece 00:00’e doğru gelirken toparlanıp, bisikletlerimizi hazırlayıp otogara gitmek üzere yola çıkıyoruz. Otogarda otobüsümüz gelene kadar bisikletlerimizi parçalıyoruz. Bir süre bekledikten sonra bizi Aydın’a götürecek olan otobüsümüze sorunsuz ve sıkıntısız olarak bisikletlerimizi yüklüyoruz. Kâh uyur, kâh uyanık şekilde gece 03:30’da Aydın otogarına iniyoruz. Umduğumuzdan çok daha erken geldik. Normalde ulaşması gereken saat 04:15 – 04:30 arası olması gerekiyordu. Neredeyse bir saat önce geldik. Buradan Denizli’ye 05:30 arabasına bineceğiz. Yapacak birşey yok iki saat kadar buralarda oyalanacağız. Hava soğuk dışarıya çıkamıyoruz. Otogarın bekleme salonunda her bir bankta uyuyan insanların yanında otobüs saatimizin gelmesini bekliyoruz. Akın ile muhabbet ediyoruz ve turlara başlayana kadar yaşadığımız sıkıcı durumlardan konuşuyoruz, pedalı çevirince bunların hepsi yüzümüzde bir gülümseme olarak kalacak biliyoruz. Otogarda bekleme anımızı ölümsüzleştirerek bir kare fotoğraf çekiyoruz. 🙂

Artık dakikaları sayar hale geldik. Bir an önce saat 05:30 olsun da otobüse binelim diye bekliyoruz. Neyse ki o beklenen güzel an geliyor. Bisikletlerimizi alıp yolun kenarına gidiyoruz. Araç oradan hareket edecekmiş. Otobüsümüzü geliyor ve bisikletlerimizi yerleştiriyoruz hemen. Bisikletlerimiz için geceden bu yana çok şanslıyız. Herkes çok iyi ve hiç bir itiraz bile olmadan bagajlara yüklüyoruz. Bu durum bizi mutlu ediyor gerçekten. Otobüs personelleri ile savaşmaktan bıkmıştık.

Buraya da beklediğimiz saatten 5-10 dakika önce iniyoruz. Bu bizim için güzel tabi, bir an önce yola düşmek istiyoruz. İner inmez Denizli’nin Sarayköy ilçesinde bulunan İsmail Abi’yi arıyorum ve birazdan yola çıkacağımız bilgisini veriyorum. Bizi kahvaltıya bekliyorlar çünkü. 🙂 O nedenle, otobüste yediğimiz bir kek dışında kahvaltı yapmıyoruz ve hemen hazırlanıp yola çıkıyoruz. Otogardan ayrılmadan önce turumuzun başlangıç fotoğrafını çekiyoruz.

Otogardan çıkıp Sarayköy’e doğru pedallamaya başlıyoruz. Sabah saatleri ve hava çok soğuk. Kar maskeleri ve uzun eldivenlerimiz ile pedal çeviriyoruz. Ara ara sert inişler ile Sarayköy’e kadar devam edeceğiz, bu her ne kadar güzel gelse de kulağa kış günleri pek iyi olmuyor. 🙂 Rampa çıkmak çok daha güzel…

Denizli’den Aydın’a turumuzun hatıra fotoğraflarından ilki bu oluyor. Denizli çıkış tabelası. Ben ve Akın mutlu bir şekilde poz veriyoruz birbirimize. 🙂

Hava soğuk olduğu için pek durmadan ilerliyoruz, terlemek güzel olacak ısınmak için. Sarayköy girişine kadar hızlı tempoda ilerliyoruz, ki zaten yolda akıyor tabir yerinde ise…

Soğuğun ispatı gibi bir fotoğraf olmuş bu da. Akın’ın ağzından çıkan duman… 🙂

Fazla beklemeden yola devam Sarayköy’e geldik nasılsa. Giriş tabelasında durup Akın’ı bekliyorum ve o gelirken fotoğraf makineme sarılıp çekiyorum.

18400 nüfuslu ilçe Sarayköy’deyiz. Hemen hatıra fotoğrafımızın ardından İsmail Abilerin evine doğru gidiyoruz.

 

Daha önce evlerine geldiğim için bulmaya çalışıyorum. Ama şansımı daha fazla zorlamadan İsmail Abiyi arıyorum. Tam bu sırada karşıma çıkıyor ve buluşuyoruz. Hemen ayak üstü kısa bir hasret gidermenin ardından bisikletlerimizi bodrum kata koyup eve çıkıyoruz.

Cahide Ablam ile de görüşüyoruz, ama minik Ege hala uykuda. 🙂 Hiç bu saate kalmaz diyorlar ama ufaklık oyuncak bebek gibi uyuyor hala. 🙂 Rahatsız etmeden sessizce mutfağa geçiyoruz ve hazırlanan kahvaltı masasına kuruluyoruz. Miss gibi masa bizi bekler, bir an önce mideye indirmeli bu masa da duranları. 🙂 Sevgili Akman ailesine çok teşekkür ediyoruz buradan da.

Kahvaltımızı afiyetle yerken minik Ege uyanıyor ve o da kahvaltımıza eşlik ediyor. Tabi pek iştahlı değil, oyunlar yaparak yedirme çabaları da boşa çıkıyor. Benim elimden birkaç lokma birşeyler yedi ama, unutmadan bunuda belirteyim. 🙂

Bu güzel aile ve yiyip süpürdüğümüz masadan da bir kare alalım. 🙂

Kahvaltımızın ardından çaylarımızı yudumlarken de muhabbete devam ediyoruz. Minik Ege ile biraz oynuyoruz… Kaskım epey ilgisini çekiyor…

Ege çok şirindi gerçekten, vaktimiz olsaydı da biraz daha onunla oynayabilseydik. Başka sefer artık, yola çıkmalıyız daha fazla vakit kaybetmeden.

Bu güzel ev sahipliğinin ardından yol çıkmak üzere hazırlanıyoruz ve aşağıya inip bisikletlerimiz ile buluşuyoruz. İsmail Abi, Cahide Abla’ya teşekkür edip, Ege’yi son bir kez daha öptükten sonra yolumuza devam ediyoruz.

Sarayköy’de anayola geldikten sonra donanımlarımızı tamamen giyinirken yanımızdan iki bisikletçi geçiyor ve biraz ileride duruyorlar. Birisini tanıyorum ama diğerini daha önce tanışmış olmama rağmen çıkartamadım. İbrahim Orçun Kara ve Sertaç Ekici ile merhabalaşıyoruz. Burada olduğumuza çok şaşırıyorlar ve Buharkent’e kadar birlikte gitmek istiyoruz. Yolda da muhabbet ederiz en azından…

Bu tesadüf hepimizi çok mutlu ediyor. İbrahim ile daha önce Gökova Pedallarımın Altında turunda birlikte pedal çevirmiştik. Tekrar birlikte pedallamak çok güzel oldu. Yollardan, bisikletlerden konuşurken yolun nasıl akıp gttiğinin farkında bile değiliz. Aydın il sınırını bir çırpıda geçiyoruz…

Bu arada otobüste başlayan şansımız tur arkadaşı bulmakla ve rüzgarında arkamızdan esmesi ile devam ediyor. Bizi mutsuz edecek hiç bir şey yok ne güzel… 🙂

Sertaç ve İbrahim ile keyifle pedal çeviriyoruz. Buharkent’e pek yolumuz kalmadı. 30 km ortalama ile pedal çeviriyoruz.

Denizli’den Aydın’a tüm yolda yanımda olan tur arkadaşım Akın bambaşka tabi. Yolda bir sürü geyik yapıyoruz ve çok eğleniyoruz.

Buharkent’e 6 km yolumuz kaldı, hızla devam ediyoruz. Bazı fotoğrafları tempoyu düşürmemek adına bisikletin üzerinde giderken çekiyorum.

Buharkent girişine kadar durmadan geliyoruz. Saat 10:45’te ilçeye giriş yapıyoruz ve yine tabela fotoğrafımızı unutmuyoruz. 🙂

Termalin Başkenti, İncir Diyarı olarak kendini tanımlıyor bu ilçe. Adından da anlaşılıyor az çok aslında. 🙂 Buhar kent…

İlçeyi şöyle kısaca gezmek için merkezine doğru çeviriyoruz gidonumuzu. Aslına bakılırsa pek gezecek bir yeri de yok, çok küçük bir ilçe burası. Ana caddesinden doğru çıkıyoruz…

Kısa bir şehir turunun ardından Kuyucak ilçesine doğru devam ediyoruz. Sertaç ve İbrahim buradan döneceklerdi ama bizimle biraz daha gelme kararı aldılar. Onlardan daha önce çıkan tur arkadaşları ile görüşüyorlar, ileride bir noktada bekledikleri haberini alıyoruz. Oraya kadar en azından gelecekler.

Sertaç, İbrahim, Akın ve ben olmak üzere dört kişi geniş banketli ve muhteşem zeminli yolda keyifle ilerliyoruz. Etrafımız narenciye bahçeleri ile çevrili. Durup birkaç tane koparmak ve yemek için kendimizi zor tutuyoruz.

Bu sırada Denizli’de bulunan bir diğer bisiklet dostu arkadaşımız Ümit Tosun bize arabası ile yetişiyor. Onunla da buluşmak gerçekten çok güzeldi. Bu turumuzdan hiç haberdar olmamalarına karşın sevdiğimiz insanlar ile karşılaşmak gerçekten çok güzel. Ümit bize eskortluk ederek ilerliyoruz. Pamukören kavşağına gelince diğer arkadaşlar ile buluşuyoruz. Onlar kahvaltılarını yaparken bizde çaylarımızı yudumluyoruz.

Molanın ardından hep birlikte yola çıkıyoruz. Kalabalık grup ile pedallayacağız anlayacağınız. Tabi biz çıkıp bir süre ilerliyoruz ama arkadan ne gelen var ne giden. İbrahim telefon ile ulaşıyor ve bir arkadaşın lastiği patladığını öğreniyor. Bizde yavaş yavaş ilerliyoruz, uygun bir yer bulup durana kadar. Bu sırada da fotoğraf çekilmeyi ihmal etmiyoruz.

Bu sırada beklemek bahanesi ile portakal bahçesi yanında duruyoruz. Tabi bu kadar tesadüften sonra kendimizi tutmak ne mümkün. Hemen göz hakkı diyerek birer tane portakal kopartıyoruz. vakit kaybetmeden soyup, mideye indiriyoruz. 🙂

Bu lezzetli portakallar bizi biraz olsun tok tutacaktır. 🙂

Diğer arkadaşlar gelene kadar burada vakit geçiriyoruz ve bir süre sonra ufukta beliriyorlar. Bizde onlar gelene kadar hazırlanıyoruz ve yola çıkıyoruz. Önümüzde Ümit, arkasında bizler pedallıyoruz.

Düz yolda ilerler iken Kuyucak ilçesine giriş yapıyoruz. Saatimiz 12:30 dolaylarında ve çok güzel ilerliyoruz. Herhangi bir sıkıntımız yok vakit ile ilgili. Bir şekilde akşama kadar Aydın’a ulaşırız nasıl olsa. Yolun tadını çıkartmak gerekir, bunu düşünmek yerine…

Kuyucak ilçesine hep birlikte giriş yapıyoruz. Buradan sonra Nazilli’ye kadar birbirimizden kopuyoruz. Birçok arkadaşta yol bisikleti olduğu için onlar tempolu olarak gidiyorlar. Biz ise kendi hızımızda seyre devam ediyoruz.

Kuyucak Nazilli arası çok kısa olduğu için fazla geçmeden oraya da varıyoruz. Nazilli epey büyük bir ilçe, sanayisi de gelişmiş. Giriş fotoğrafımızı hemen çekelim. 🙂

Bisikletlerimize hemen hemen her turda olduğu gibi plakalarımızı asıyoruz. Turumuzun adı ve güzergahı yer alıyor. Herkese durup anlatmaktansa buradan okumalarını tercih ediyoruz.

Akın ve Sertaç muhabbet ederek Nazilli girişine doğru geliyorlar.

İlçeye giriş yapıyoruz ve elimde makine ile çekimlere devam ediyorum. Buradan daha önce defalarca araç ve otobüsle geçmiş olmama rağmen ilk defa bisikletim ile geçiyorum.

D320 yolunda gidiyoruz, burada arkadaşları arıyoruz ve birazdan onların bulunduğu yere devam edeceğiz.

Sertaç birilerine birşeyler sorarken, Akın’da onu bekliyor.

Nazilli’nin biraz ilerisinde bulunan İsabeyli Belediyesine kadar arkadaşlar ile birlikte gideceğiz. Orada izci kampına gidip yemek yiyeceğiz ve ayrılacağız. Arkadaşlar Denizli’ye, biz ise Aydın’a devam edeceğiz.

İsabeyli Beldesine geliyoruz ve biraz üstünde bulunan bir köye doğru gidiyoruz. Burada yaklaşık 5 km kadar tırmanış yapıyoruz. Bu planda hiç yoktu, terliyoruz ve üzerimizdekileri çıkartmaya başlıyoruz. Köye ulaşıp izci kampına varıyoruz. Ama ne yemek var, ne de başka birşey. 🙂 Çocukların uzun uzun sorularını dinledikten sonra geriye dönüş kararı alıyoruz.

İsabeyli köyünde ekibin toplanmasını bekledikten sonra arkadaşlar ile vedalaşarak ve teşekkür ederek ayrılıyoruz. Hava kararmadan Aydın’a ulaşmamız daha güzel olur çünkü. Bu güzel tesadüf ile birlikte pedallamak çok güzeldi.

Biz İsabeyli’den çıkıp Aydın’a doğru yola çıkıyoruz. Karnımız epey aç olduğu için bir an önce yemek yiyecek bir yer arıyoruz. Bu defa karşımızda ki yerleşim yeri Atça oluyor. Burada kesin birşeyler buluruz diyerek merkeze doğru dönüyoruz. Tabi önce bir kaç fotoğraf çekiliyoruz.

Atça çok güzel bir belediye, Türkiye’nin modern mimarlı ilk şehri olma özelliğine sahip. Bunu oraya gidince çok güzel anlıyorsunuz. Ya da google earth’tan bakmanız yeterli.

Biraz dolaştıktan sonra bir pideci buluyoruz ve hemen sorup soruşturduktan sonra oturuyoruz. Pidelerimizi sipariş ediyoruz ve gelmesini bekliyoruz. Bu sırada Atça girişinde gördüğümüz 3-5 bisiklet kullanan liseli gençler geliyorlar aynı lokantaya. Nazilli’den Atça’ya bisiklet turu yapıyorlarmış. Durumları pek iyi görünmüyordu ama. 🙂 Epey hırpalanmışlar, kullandıkları bisikletler çok iyi değil ve tamamen bisiklet kavramına bile aykırı.

Biraz muhabbet ediyoruz yemeklerimizi beklerken, pideler geldikten sonra çeneler yemek yemeye çalışıyor orası belli. 🙂

Lezzetli pidelerin ardından çaylarımızı yudumlarken bende çevreden fotoğraflar çekiyorum.

Birkaç gün sonra deve güreşlerinde güreşecek bir devam gelip geçiyor hemen yanı başımızdan. Tam giderken fotoğraflayabiliyorum.

Bu kadar oyalanma yeter diyerek ayaklanıyoruz. Atça’nın içinde bir tur atıp yolumuza devam ediyoruz. Bir sonraki durağımız Aydın olacak artık. Tabi fotoğraf çekmek için duruşlarımızı saymazsak. 15:20’da Sultanhisar ilçesine giriş yapıyoruz. Burası Muğla’da bulunan Can Abimin memleketi, tam bu sırada kendisini arayarak memleketinden geçtiğimizin haberini veriyorum. 🙂

Sultanhisar ilçesinde oyalanmadan yolumuza devam ediyoruz. Pek yolumuz kalmadı, ama havanın kararması da pek uzak değil. 🙂

Akın ile birlikte mutlu mutlu gidiyoruz, geyiğine fotoğraflar çekilip oynuyoruz. 🙂

Saat 15:44 ve biz turumuzun son ilçesi olan Köşk’e giriş yapıyoruz. Buradan sonra artık sadece Aydın kalıyor. Herşey yolunda ve çok mutluyuz. Son kmlerde Akın ile fazla muhabbet edemiyoruz. Rüzgar dönüyor çünkü, yol ile cebelleşmeye başlıyoruz.

Köşk ilçesinden de bir solukta geçip giriyoruz. Burada da oyalanmıyoruz, güneş giderek alçaldı çünkü. Trafiği kalabalık olan bu yolda karanlığa kalmak hiç güzel olmaz.

Aydın’a son 19 km… Bu güzel turun artık sonunu görür gibi oluyoruz.

Ortalamamız, yanımızdan esen rüzgara karşı epey iyi gidiyor. 25-30 arasında seyrediyoruz. Karşımızdan batmak üzere olan güneş gözlerimizi alıyor, gözlükler bir süre sonra pek fayda etmez oluyor.

Umurlu Belediyesinin içinden de geçiyoruz ve durmadan Aydın’a devam ediyoruz.

Hızla yolumuza devam ediyoruz, arada arkama dönüp Akın’ın gelip gelmediğini kontrol ediyorum. Onun dışında pedala yüklenmiş Aydın’a doğru gidiyorum. 10 km sonra turumuzun finaline ulaşmış olacağız.

Güneş bizden hızlı hareket ediyor.Saatimiz 16:27 ve turumuzun final şehri Aydın’a güneş batmak üzere iken giriş yapıyoruz. Tabi merkeze ulaşmaya daha yolumuz var.

Aydın’da arada durup dikkatimizi çeken görüntüleri de çekmeyi ihmal etmiyoruz tabi. Nasıl olsa geldik sayılır, ayrıca otobüsümüzün hareket saatine henüz çok var.

Şehrin ana caddesine geldik ve yukarıya doğru devam ediyoruz. Merkezde bulunan anıtta turumuzun final fotoğrafını çekeceğiz. Sabah Denizli’den başladığımız turumuza, Aydın’da son vereceğiz.

Aydın merkezde bulunan Atatürk heykelinin önündeyiz ve bir gençten yardım isteyerek final fotoğrafımızı çektiriyoruz.

Burada fotoğrafımızı çeken genç ve arkadaşları ile bir süre muhabbet ediyoruz. Akıllarında ki bütün soru işsaretlerine açıklık getiriyoruz. Aynı zamanda bizde otobüs saatine kadar vakit geçirmiş oluyoruz. Sonrasında merkezde bisikletlerimiz ile turluyoruz ve fotoğraflar çekiyoruz. Aydın Efelerinin bulunduğu meydandan da fotoğraf alıyoruz.

Buradan sonra bir kafeye giderek çay içip vakit geçiriyoruz. Saat 18:15 gibi çıkıp 18:45’te ki otobüsümüze binmek üzere otogara gidiyoruz. Burada akşam yemeğimizi devamlı olarak her Aydın’a geldiğimde tostunu yediğim abiden yiyoruz. Sonrasında gelen otobüsümüze bisikletlerimizi sorunsuzca yüklüyoruz. Bu turda en önemli olaylardan biriside bu gerçekten. Üç farklı otobüs ile seyahat ettik ve hiç birisi sesini dahi çıkartmadı. 🙂 Bu çok güzel bir şey, artık alışıyorlar gibi. 🙂

Bu güzel turumuzu da geride bırakarak Marmaris’e gitmek üzere Aydın’dan ayrılıyoruz. Farklı turlarda buluşmak dileği ile…

Toplam Km: 140.73 Km | Ort.Hız: 24.9 | Max.Hız: 56.5 | Bisiklet Kullanımı: 05:39:01

Güzergah ve Yükselti Haritası;

Sevgilerimle…

Denizli’den Aydın’a Bisiklet Turu” üzerine 6 düşünce

  • 01 Aralık 2011, 09:24
    Permalink

    Serkancım, güzel tur..ayaklarınıza sağlık..baharın gelmesini iple çekiyorumm…

  • 01 Aralık 2011, 18:16
    Permalink

    Ayağınıza sağlık dostlar. Yine güzel bir tura vesile olduğun gibi can dostum Sertaç’ı da görmeme vesile olduğun için teşekkürler Serkan abi.Turların devamını ve güzergahın üstünde olmayı diliyorum abicim 🙂

  • 02 Aralık 2011, 13:39
    Permalink

    Canım memleketim, çok teşekkürler sevgili kardeşim. Yakın da birlikte yoldaşlık etme dileğiyle.

  • 04 Aralık 2011, 15:50
    Permalink

    GÜZEL BİR TUR OLMUŞ ABİ HELE ABİ YÖNÜNÜ ÇOK SEİVİORUM ODA BİR ARA GELDİĞİMİZDE SENİ SORU YAĞMURUNA TUTMUŞTUK ARTIK HATIRLARMISIN BİLMEM AMA SEN BAYA SABIRLI DAVRANDIN BUNA :(TOLGA ABİM VE AYŞE ABLAMDA DAHİL)YA NE ZAMAN BİRŞEY SORSAM SİZE SIKILMADAN CEVAP VERİRSİNİZ AMA BUNLARI BAŞKASINA SORSAM ABİCİM NE KADAR SORUYON DİYE SORARLAR

  • 10 Şubat 2012, 21:09
    Permalink

    inşallah kısa turlara gelmek banada nasip olur

  • 31 Mart 2013, 11:19
    Permalink

    abi çok güzel olmuş emeğine sağlık

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.