29 Ocak 2020
Turumuzun üçüncü ve son bisiklet gününden herkese merhabalar.
Aslında bir sonraki günün sabahına kadar bisiklet üzerinde son günümüz olduğundan habersizdik. Kötü hava koşulları burada bizim elimizi kolumuzu bağlamış oldu. Sabah yine her gün olduğu gibi 8.00’de kahvaltıda buluşuyoruz. Güzel ve doyurucu kahvaltıyla birlikte bulutlu bir havaya merhaba diyoruz. Hava kapalı ve her an üzerimize yağmur damlaları düşebilir. Bunun bilincinde olarak hazırlanıp çıkacağız yola. Otelimizin restoran manzarasında kahvelerimizi yudumlarken bugün gideceğimiz rota hakkında muhabbet ediyoruz.
Hazırlanıp artık yola düşme saati geliyor. Saat 8.50’de ancak ayrılıyoruz otelden. Levent Abi yine araçla Dörtyol’a doğru gidiyor. Aracı bırakıp bize doğru gelecek.
Bugün rotamız kısaca şöyle olacak. Osmaniye merkezden hareket ederek öncelikle Erzin’e ardından Dörtyol’a kadar gideceğiz. Oradan Payas ve İskenderun’a ulaşıp günü Arsuz’da noktalamayı düşünüyoruz. Bugün turumuzun en uzun günü. 100 km’nin üzerinde pedal çevireceğiz. Eğim grafiğine göre Osmaniye – Erzin arasında bir çıkışımız olacak. Ardından kısmen daha düz bir yolda pedal çevireceğiz. Günün ilk saatlerinde rampa tırmanmayı sevdiğimizi daha öncede söylemiştim. Bugünde öyle bir gün oluyor. Dar ve tırmanışlı yolda yavaş yavaş ilerliyoruz. Taşıt trafiği az olduğu için şanslıyız.
Osmaniye’ye geride bıraktıktan yarım saat sonra Hatay il sınırlarında buluyoruz kendimizi. Artık turumuzun son il sınırlarındayız. Biraz daha tırmandıktan sonra Erzin’e kadar sürecek inişe başlayacağız.
Güzel biri inişle Erzin’e 9.50’de ulaşıyoruz. Küçük bir ilçe olmasına rağmen oldukça güzel bir yer. Fotoğraf çekmek dışında oyalanmadan Dörtyol’a doğru devam ediyoruz. Bu sırada Levent Abi ile haberleşiyoruz. O da bize doğru pedal çevirmeye başlamış bile.
Erzin ilçe merkezinden bir görüntü.
Erzin çıkışında bir arkadaşımız aracıyla önümüzde duruyor ve inerek bizi de durduruyor. Erzin Bisiklet Kulübünden olan Süleyman arkadaşımızla tanışıp ayaküstü muhabbet ediyoruz. Bu güzel karşılaşmadan sonra tekrar yolumuza dönüyoruz ve pedallamaya devam ediyoruz.
Tam Erzin’i geride bırakırken ters yönde giriş tabelasını buluyoruz ve hemen fotoğraf çekilmek için sarılıyoruz fotoğraf makinesine. Koleksiyonumun bu nadide parçası eksik kalsın istemem. 🙂
Erzin’den Dörtyol’a hızla ilerliyoruz. Biraz daha gittikten sonra Levent Abiyle buluşacağız. İlçe merkezine giriş yapıp yolumuza devam ediyoruz.
İlçe girişinde maalesef tabelayı göremiyoruz. Neyse ki daha önceden buradan geçtiğim ve tabelasının fotoğrafını çektiğim için üstüne çok düşmüyorum. Yoksa bulmadan ve fotoğraf çekmeden gitmek istemezdim. 🙂 Benimki de böyle bir hastalık. 🙂
İlçe merkezinde bir manav önünde durup vitamin takviyesi yaparken Levent Abi ile buluşuyoruz ve buradan sonra bir süre hep birlikte pedal çeviriyoruz.
Dörtyol, İskenderun arası trafiği oldukça yoğun ve genellikle kamyon ve tırlardan oluşuyor. Bu da bizim keyfimizi kaçırmaya yetiyor. Oldukça dikkatli ilerleyip bu alanı hızla geçmek istiyoruz.
Saatimiz 12.00’yi gösterdiği sırada bir diğer ilçemiz olan Payas’a ulaşıyoruz. Bizi daraltan trafikten bir an önce kurtulmak için burada oyalanmadan yolumuza devam ediyoruz.
Yolumuz düz ama kısmen fabrika olan yerlerden geçiyor olmamız pek tat vermiyor. İskenderun’a ulaşmamız için bu yoldan geçmemiz gerekiyor. Bu arada instagram hesabımızda anlık hikayeler paylaşıyoruz ve bu hikayelere yapılan yorumlar doğrultusunda bu bölgede yaşayan arkadaşlar yarın devam etmeyi planladığımız Arsuz – Samandağ arasında ki yolun kapalı olduğunu söylüyorlar. Bir kaç arkadaşımız aynı yorumda bulununca bizde rotamızda değişikliğe gitmek zorunda kalıyoruz. Arsuz’a ulaşıp konuyu hep birlikte değerlendireceğiz.
Sıkıntılı yolda az da olsa keyifle pedallama çabasındayız. 🙂
İskenderun’a 12.50’de giriş yapıyoruz. Burası öğle yemeği noktamız. Levent Abi ile haberleşip ilçe girişinde buluşuyoruz. Yemek yiyecek uygun bir yer bakıyoruz.
Bu defa tercihimizi pideden yana kullanıyoruz. Karnımızı doyurduktan sonra meşhur künefeyi yemek için tatlıcıya gidiyoruz. Onu da yedikten sonra telefonda arkadaşım Esma’nın kızı Işıl ile haberleşiyoruz. Arsuz’a yaşadığını biliyorduk ve buraya kadar gelmişken görmeden gitmek istemedik. Işıl ile konuşmamızda Arsuz ile İskenderun’un neredeyse bitişik olduğunu öğreniyoruz. Meğer Arsuz 30 km ötede değil hemen İskenderun çıkışında başlıyormuş. Durum böyle olunca mecburen ayaküstü görüşüyoruz.
İskenderun çıkışında Arsuz’a doğru giderken yol üzerinde Işıl ve eşiyle buluşuyoruz. Bizim için bir sürü hazırlık yapmasına rağmen daha yeni yemekten kalkmış olmamızdan ve kaybettiğimiz onca vakitten dolayı kendilerinden özür diliyoruz. Küçük bir yanlış anlaşılmadan dolayı konum sorunu yaşıyoruz. Ama yine de gurbet ellerde tanıdık yüz görmek çok güzel bir şey. Teşekkürler arkadaşlar…
Bu güzel buluşmanın ardından deniz manzarasını sağ yanımıza alarak Arsuz ilçe merkezine doğru pedal çevirmeye devam ediyoruz.
Yan esen rüzgara karşı güzel bir tempo tutturarak pedallıyoruz.
Uzunca bir süre pedalladıktan sonra mola veriyoruz ve burada yine Levent Abi ile buluşuyoruz. Birer soda içip kendimize geliyoruz ve geri kalan yolu hep birlikte pedallıyoruz.
Saatimiz 16.00’yı gösterdiği sırada günün son ilçesi olan Arsuz’a giriş yapıyoruz. Buradan aracımızın park ettiği yere kadar pedal çevirmeye devam ediyoruz.
Arsuz küçük ve güzel bir sahil kasabası. Görülmeye değer bir yer olarak aklımıza kazınıyor. Elbet bir gün daha ayrıntılı gezmek için buralara tekrar geleceğim. Hatta yarın gitmeyi düşündüğümüz yol açılınca oradan geçmek için geleceğim.
Aracımızın bulunduğu yere gelip turumuzu noktalıyoruz. Burada kısaca arkadaşlarla kritik yapıyoruz. Normal de bugün burada kalıp yarın Samandağ’a ve oradan da Hatay merkeze geçecektik. Bu aradaki yol kapalı olduğu için tüm programımız alt üst oldu. Burada toparlanıp aracımızla Hatay merkeze geçmeye karar veriyoruz.
Bu gece Hatay’da kalıp yarın sabah araçla Samandağ’a geçip turumuza oradan başlayıp, normal rotamıza devam etmeyi planlıyoruz.
Hatay’a ulaşıp otele yerleşiyoruz ve akşam yemeği için dışarıya çıkıyoruz. İnternette kısa bir araştırma yaptıktan sonra güzel bir mekan ilişiyor gözümüze ve hemen oraya yöneliyoruz. Müzeyyen adında bir yer burası ve yeri bulup kapısına geldiğimizde rezervasyonumuz olmadığı için oldukça tedirgin oluyoruz. Bunca yol geldik giremeden dönmek bizi bitirir. 🙂
Neredeyse tek boş masayı kapıyoruz ve hemen oturup siparişlerimizi veriyoruz. O kadar güzel bir mekan ki yarında burada kalacağımız için bir sonraki günün rezervasyonunu daha masadan kalkmadan yapıyoruz. 🙂
Osmaniye, Erzin, Dörtyol, Payas, İskenderun, Arsuz Güzergah ve Yükselti Haritası;
30 Ocak 2020
Yeni güne uyanmak çok keyifli olmuyor. Bütün gece boyu yağan yağmur ve gök gürültüsü bizi tedirgin etmeye yetiyor. Kahvaltıda buluşuyoruz ve herkes tatsız. Yağmur hala dışarıda yağmaya devam ediyor. Bir azalıp bir çoğalıyor ve durur mu bilemiyoruz. Her ne olursa olsun bisikletlerimiz arabada ve Samandağ’a gitmeyi istiyoruz.
Saat 10.00 gibi aracımıza binip Samandağ’a gidiyoruz. Yol yaklaşık 30 km civarında ve neredeyse 20 km boyunca aracın silecekleri yetişmeyecek derece de şiddetli yağmur yağıyor. Hepimiz bir birimize bakıyoruz. Havanın kötü olmasına birde yol durumu ekleniyor. Araçlar çok hızlılar ve yola biriken yağmur sularını fırlatarak ilerliyorlar. Bu havada bu yolda pedal çevirmek oldukça zor olacak.
Samandağ’a nihayet ulaşıyoruz ve bir kahve bulup çay/kahve içmek istiyoruz. Zar zor bir pastahane bulup oturuyoruz. Kahvelerimizi içerken keyifsiz ve tatsız olacaksa pedal çevirmenin bir anlamı olmayacağına karar veriyoruz. Ve orada bisikleti kafamızdan çıkarıyoruz ve daha fazla oyalanmadan Hatay’a geri dönüşe geçiyoruz.
Hatay’a dönerken yolda yağmur yağmaya devam ediyor. Otele girip üstlerimizi değiştirip en azından Hatay’ı gezmek için dışarı çıkıyoruz. Yağmur bir durup, bir yağmaya devam ediyor. İlk olarak St. Pierre Kilisesine gidiyoruz. Burayı gezip ardından Arkeoloji Müzesine gidiyoruz.
Arkeoloji müzesinde de vakit geçiriyoruz ve kahvelerimiz içip kısa bir şehir turu yapıyoruz. Öğle yemeğimizi yöresel lezzetlerle yiyoruz ve akşama kadar vakit geçirmek için otele geri dönüyoruz.
Otelde king oynayarak vakit geçiriyoruz ve akşam yemeği için yine Müzeyyen’e gidiyoruz. Hava raporuna göre yarında yağmur aynı şekilde devam edecek görünüyor. Bizde sabah kalkıp toparlanıp artık buradan Muğla’ya dönmeyi planlıyoruz. Bu güzel turumuzu maalesef üç günle bitirmek zorunda kalıyoruz. Ama ne mutlu ki yine buralara gelmek için bir sebebim oluyor.
Yeni turlarda, yeri rotalarda buluşmak dileğiyle..
Sevgi ve Saygılarımla…