12 Eylül 2010
Yeni güne uyanıyoruz. Turumuzun son günü. Bugün Iğdır’a gideceğiz ve turumuzu orada noktalayacağız. Iğdır’ı da gezmek için saat 5:00’de ayaktayız. Toplanma ve kahvaltının ardından saat 6:00’da yola çıkma niyetindeyiz. Sabah saatleri yine soğuk olduğu için sıkı giyiniyoruz. Doğubayazıt’ta sabah kahvaltı için açık yer arıyoruz.
Kahvaltımızı çorba içerek yapıyoruz. Üçüncü gün sabahında da Ezogelin çorbası içiyorum. 🙂 Buraların en yaygın çorbası, araştıracağım en kısa zamanda. Ağrı ile bir alakası var mı diye. 🙂
Kahvaltı sonrası harekete hazırız. Doğubayazıt merkezde son fotoğrafımı çekiyorum. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi.
Ağrı-Iğdır-Gürbulak kavşağında Ağrı Dağı fonunda fotoğraf çekiyorum. Güneş Ağrı Dağı yönünden doğduğu için güzel fotoğraf çekemiyoruz.
Güneş tam anlamı ile yüzünü gösterdi. İçimizde yavaş yavaş ısınıyor. Sabah güneşinin renk cümbüşünden bir kare…
Dümdüz yolda 25-30 ortalama ile gidiyoruz. Dünün acısını çıkartıyoruz bir anlamda. Rüzgar yine var ama bu defa sağ yanımızdan esiyor. 🙂
Karşı dağların yamacına kurulmuş Doğubayazıt giderek geride kalıyor. Bizse her pedalımızda Iğdır’a daha da yaklaşıyoruz.
Ağrı Dağına en yakın noktadayız neredeyse, ama güneş neden ile güzel bir fotoğraf çekemiyoruz. 🙁 Bu bizi çok üzüyor.
Hızla ilerlemeye devam ediyoruz. Karabulak köyüne ulaştık, burada da gün henüz yeni yeni uyanıyor. Iğdır’a 40 km kaldı…
Bardaklı Köyüne vardığımızda dikkatimi çeken ilk şey tüten bacalar oluyor. Gece hava epey soğuk olduğu için hemen hemen her bacadan dumanlar tütüyor.
Köyleri de geride bıraktıktan sonra rampa tırmanmaya başlıyoruz. Bu rampanın sonunda Iğdır’a kadar ineceğimizi biliyoruz. Yavaş yavaş tırmanıyoruz.
Yükselmeye devam. 🙂
Rampa sonunda Iğdır il sınırına ulaşıyoruz. artık Iğdır topraklarındayız. Turumuzun 3.gününde 3. şehre adım atıyoruz. Mutluluğumuz gözlerimizden okunuyor. Ağzımız kulaklarımızda adeta.
Biz burada hem dinlenirken, hemde fotoğraf çekilirken bize doğru eşşeği ile yaklaşan arkadaşı çekiyoruz.
Sevgili kardeşimiz adını söylüyor ama notlarıma almadığım için unutuyorum. Bunun için kardeşimizden özür diliyorum. Acaba bir gün bu internet sayfalarına girip kendi fotoğraflarını görebilecek mi?
Son olarak ise bize güzel bir poz veriyor, onun ardından bizde bir adet çikolata ikram ederek ayrılıyoruz…
Bir süre düzlükte pedal çeviriyoruz. Kavaktepe Köyündeyiz ve Iğdır’a 30 km yolumuz var.
Buradan sonra inişe geçiyoruz. Tepeden Iğdır ovasını izliyoruz ve hızla inişe geçiyoruz. Iğdır’a 20 km tabelasını görene kadar duramıyorum. 🙂
Buradan sonra tekrar bisikletime atlıyorum ve salıyorum rampadan aşağıya Iğdır Ovasına doğru. O kadar güzel iniyoruz ki, durup bir kare fotoğraf bile çekemiyorum. Güzel inişin ardından düzlükte duruyorum ve gelen Suat’ı fotoğraflıyorum.
Iğdır’a son 10 km yolumuz kaldı. Buradan sonra düz yolda Iğdır’a kadar gideceğiz. Hava çok güzel, herşey yolunda. Turumuz bitecek diye küçük bir üzüntümüzde var aslında.
Saatimiz 8 buçuka geliyor ve Ağrı Dağı yine güneş ile birlikte. O nedenle yine güzel bir fotoğraf çekemiyoruz. Çok canım sıkılıyor bu duruma. Ama elimizden de birşey gelmiyor.
Saatimiz 9:00’a gelirken bizde Iğdır’a giriş yapıyoruz. 76.000 nüfuslu 76 plakalı ilimiz ve benim gördüğüm 76. şehir Iğdır’a giriş yapıyoruz. 🙂
İlk işimiz şehir merkezine gitmek oluyor. Doğubayazıt’ta güzel bir kahvaltı yapamadık, o nedenle burada yapacağız. Kars-Nahcivan Kavşağı…
Güzel bir yerde sıcak çay eşliğinde böreklerimizi yiyoruz. Ardından bizi burada karşılayacak olan arkadaşımız Kaan’ı arıyoruz. Bir alışveriş merkezine alışverişe gidiyoruz. Suat alışveriş yaparken Kaan kardeşimizde geliyor Haydar Aliyev parkına doğru gidiyoruz.
Parkta biraz oturup dinleniyoruz ve Kaan kardeşimizle muhabbet ediyoruz. Bize göstermiş olduğu misafirperverlik için minnettarız.
Başımıza gelen ilginç bir olay daha. 🙂
Parkta oturuyoruz ve Kaan, Suat ve ben üçümüz muhabbet ediyoruz. Karşımızda birisi duruyor ve bisikletten iniyor. Ben şaşkınlıkla ne arıyorsun diye bağırıyorum. 🙂 Asker arkadaşım ile tesadüfen karşılaşıyoruz. Heyecandan adını unutuyorum ve aynı şekilde o da benim adımı unutuyor. Tabi adını soruyorum ve kendi adımı da söylüyorum. Sevgili asker arkadaşım Vahdettin Tunca ile kısa bir süre ayaküstü muhabbet ediyoruz. Bir tesadüf ancak bu kadar olur. Yol boyunca da Suat’a Iğdır’a asker arkadaşım olduğundan ama nasıl ulaşabileceğimiz hakkında hiç bir fikrim yok diye anlatıyordum. Hiç bir irtibat bilgisi yoktu. 🙂 Ama gel gör ki o bizi şans eseri buluyor. Aynı olay Şanlıurfa’da da başıma gelmişti. Orada da yine bir asker arkadaşım ile buluşmuştuk şans eseri. 🙂 Vahdettin ile hemen hatıra fotoğrafı çekiliyoruz.
Ardından ayrılıyoruz parktan ve Iğdır’ı gezmeye koyuluyoruz. Merkezde bulunan cami fonunda yoldaşımın fotoğrafını çekiyorum.
Iğdır’da gezerken ikinci bir sürpriz ile karşılaşıyoruz. Bir araç duruyor ve Suat ile konuşuyor, ardından Suat beni çağırıyor. Araçta bulunan Yüksel Baydar ile tanışıyoruz. 🙂 Kendisi Delta Bisikletin sahiplerinin kardeşi. 🙂 Israrla bizi eve götürüyor ve kahvaltı yapmamız için ısrar ediyor. Bizde bu ısrarlara dayanamayarak kırmıyoruz ve gidiyoruz. Geçtiğimiz yıllarda yaptıkları bisiklet ile Ağrı Dağı tırmanışlarını dinliyoruz. Ardından Ulaş Abiyi arayıp sürpriz yapıyoruz. 🙂
Bu güzel kahvaltı ve misafirperverlik için çok çok teşekkür ederek Iğdır’ı gezmek için ayrılıyoruz. Iğdır’ın meşhur Leylek heykeli önüne gidiyoruz ve hatıra fotoğrafı çekiliyor Kaan, Suat ve ben.
Iğdır şehir merkezinde birkaç tur atıyoruz. Bir ara basından arkadaşlar bizlere turumuzun amacını soruyorlar ve haber yapmak istiyorlar. Normalde birçok turumuz bir amaca dayalı oluyor, ama bu turumuz tamamen ülkemiz insanını yerinde tanımak ve Ağrı ve Iğdır’ı görmek için yapılmış bir tur olduğundan bahsediyoruz. Basından arkadaşlar birkaç fotoğraf ve video görüntüsü alıyorlar. Kısa bir ropörtaj yaparak ayrılıyoruz yanlarında ve yemek yemeye gidiyoruz.
Menümüz ise Iğdır’a özgü bir lezzet, Bozbaş oluyor. İlginç bir yemek ve servisi biraz daha ilginç. Yemek bir bardak içinde geliyor.
Yeme olayına gelince kısaca tarif edeyim. Önce lavaşlar ince ince doğranıyor ve yemeğin suyu üstüne dökülüyor. Öncelikle onu yiyorsunuz.
Onu yedikten sonra bardakta kalan yemeğin geri kalanını tabağa boşaltıyorsunuz ve afiyetle yiyorsunuz. Kendi suyunda pişmesi ve servisi ile çok farklı bir tat gerçekten. Biraz etli nohutu andırıyor ama. 🙂
Yemek keyfimizden sonra artık otobüsümüzün saati yavaş yavaş geliyor. Kaan ile birlikte otogara doğru yürüyoruz. Yol üstünde bulunan şehitliği de ziyaret etmeyi ihmal etmiyoruz tabi.
Burada kısa süre durduktan sonra tekrar otogara doğru yola çıkıyoruz. Yol üzerinde nihayet güzel bir Ağrı Dağı fotoğrafı denk geliyor.
Sıradaki görmemiz gereken yer ise Ermeni Soykırım Anıtı yani bir diğer adı ile Kılıçlar Anıtı oluyor. Ağrı Dağı ile anıttan bir fotoğraf…
Anıtın ayaklarında ki figürler…
Bisikletlerimiz ile son fotoğrafı da çekiyorum burada.
Anıtın hemen yanı başında bulunan Nuh’un Gemisi maketi.
Gezimize son vererek Otogara yöneliyoruz. Anıtın hemen diğer tarafı Iğdır’lı Turizm özel otogarı. Giderek peronda bulunan otobüsümüze bisikletlerimiz yerleştiriyoruz. İlk başta biraz sorun çıkartsalarda sevgili Kaan kardeşimizinde yardımı ile yerleştiriyoruz.
Saat 15:00’de otobüsümüz hareket ediyor. Kaan’a her şey için teşekkür ederek Iğdır’dan ayrılıyoruz. Turumuza geride birçok hatıra ile son veriyoruz. Kağızman’da verilen mola sırasında bu küçük köpeği fotoğraflıyoruz ve saat gece 23:00 gibi Erzincan’a ulaşıyoruz.
Bu güzel turda emeği geçen bütün dostlarımıza ve bizi destekleyen herkese çok çok teşekkürler.
Gün Toplam Km: 70,30 | Ort. Hız: 14,6 | Max. Hız: 54,5 | Bisiklet Kullanma Süresi: 04:47:00
Tur Toplam Km: 269,74
Harita ve Yükselti Tablosu (Doğubayazıt-Iğdır); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?
Sevgi ve Saygılarımla…
Dogubeyazıttan ığdıra gidişin benim ığdır ile ilgili anılarımı canlardı özelliklede bozbaş yemeği baya ilginç gelmişti.
76lıların gezisi olmuş.Turu kazasız belasız ve güzel bir sekilde sonlandırdınız.
Ayaklarınıza sağlık arkadaşlar…
Erzincana saygı ve sevgiler…
Serkan memleketin cok degisik bir yoresinden guzel goruntuleri bizlerle paylastigin icin sagolasin.
Esegiyle poz veren arkadasin pantolonuna bayildim.
Hoscakalin
Bisiklet turunuz boyunca, çadır kurulabilecek güzellik ve güvenlikte olabileceğini düşündüğünüz yerler gördünüz mü acaba merak ettim. Ben bazı haftasonları D.Bayazıt-Iğdır güzergahında çadırda kalabileceğim yerler arıyorum 🙂
Merhaba Aydıncım,
Aynen öyle ilk anlamda bozbaş’ı yemeye çekinmiştyim. Ama tat olarak çokta yabancı gelmedi. 76 konusunda ise haklısın. Bunu ancak orada keşfedebildik ama. 🙂
Merhaba Emine Hanım,
Doğubayazıt bu konuda merkez sayılabilir. İshakpaşa Sarayı güzergâhında çadır kurabileceğiniz birçok kamping mevcut. Güvenle kalabilirsiniz.
Sevgiler…
BU GÜZEL POZLARI VEREN KARDEŞİMİZİN ADI FERİD
merhabalar pedallacı dostlarım.
ilk başta sevgili arkadaşım serkana sonsuz teşekkür ederim. Ayaklarına sağlık, ığdıra geldiğin için,ve tekrar bekliyorum ığdıra.
Sevgili pedallacılar sizlerde ığdıra görüp yerinde tanımak için hepinizi beklerim buyrun misafirim olun,gerçekten mükemmel bi şehir sanırım IĞDIR.
sevgilerimle …
Bu yazıları okumak çok keyifliydi.Neyse bir dahaki turlara…Pedallarınıza sağlık.
yazınızı okurken ve fotoğraflara bakarken içim kıpır kıpır oldu,çok güzel ve keyifle geçen bir tur olmuş.yüreğinize cesaretinize ayaklarınıza sağlık arkadaşlar sizleri tebrik ediyor ve kucaklıyorum.
yolunuz her daim açık olsun.
Çektiğiniz fotoraflardan bir kaçını sunum için çaldım inşallah çok ayıp etmemişmdir. :)))