Afyonkarahisar, Sinanpaşa, Hocalar, Sandıklı Bisiklet Turu

29 Nisan 2018

Merhaba arkadaşlar,

Yine bir şehrin ilçelerini tamamlamak üzere düşüyorum yollara. Afyonkarahisar’ın son iki ilçesine de bisikletimle ulaştıktan sonra bu şehiri de tamamlamış olacağım. Muğla otogarında bisikletimi otobüsün bagajına güzelce yerleştirip koltuğuma oturuyorum ve Muğla’yı çıkar çıkmaz uykuya dalıyorum. Bütün gece otobüste geçeceği için uykumu iyice almalıyım. Yoksa yarın güzel bir gün geçiremem.

Kısaca rotamdan bahsetmek gerekirse; Afyonkarahisar’dan yola çıkıp ilk olarak Sinanpaşa ilçesine, ardından dağ yolundan Hocalar ilçesine geçeceğim. Son olarak ise Hocalar’dan Sandıklı’ya ulaşıp turumu noktalayacağım.

Sabahın erken saatinde Afyonkarahisar’a varıyorum. Saat 6.00’ya kadar kahvaltımı yapıp vakit geçiriyorum. Zamanım gelince yola koyuluyorum. Hava 5 – 6 derece dolaylarında. Bu kadar soğuk beklemiyordum. Uzun eldivenlerim yanımda değil ve tek üşüyen yerim ise ellerim.

Şehir çıkışında İzmir yolunu takip ediyorum. İlk hedef ilçe olan Sinanpaşa kavşağına kadar anayoldan ilerleyeceğim.

Afyonkarahisar’ı tırmanışla geride bırakıyorum. Hava ısınana kadar ne kadar tırmanış olsa iyidir. Düz yolda hızlandıkça daha çok üşüyorum. O nedenle sürekli tırmanış olsun istiyorum.

Karahisar tüneli yeni açılmış. Daha önce güzel bir tırmanışla geçiyorduk diğer tarafa. Şimdi 402 metrelik tünel yolu hem kısaltmış, hemde tırmanışı yok etmiş neredeyse.

Yarım saattir yoldayım ve ellerim o kadar çok üşüyor ki durup nefesimle ısıtıyorum. Ellerimi neredeyse hissetmiyorum.

Sinanpaşa kavşağına ulaştım. Saat 7.16’yı gösteriyor. Hava hala soğuk ve bir an önce ısınsın istiyorum.

Sinanpaşa ilçesine 5 km yolumun kaldığını gösteren tabela da ısınma bahanesiyle fotoğraf çekiyorum.

Güneş sol tarafımdan doğuyor. İçimi ısıtacağını düşündükçe keyifleniyorum. Yeni göreceğim bir ilçe yolunda ilerlemenin heyecanına anca varıyorum. ?

Yolun zemini oldukça güzel, akıp gidiyor bisiklet sanki.

İlk hedefim olan ilçeye 7.34’te ulaşıyorum. Artık üşümüyorum ama hava hala içimi ısıtmıyor.

Burası 3900 nüfuslu küçücük bir ilçe. Hatta birçok mahalleden bile daha küçük. Bana bir ilçe izlenimi vermiyor. Fotoğraf çekerek ilçe içerisinde ilerliyorum.

Burası o kadar küçük ki on dakika içinde ilçeden çıkıyorum ve merakla beklediğim dağ yoluna doğru gidonumu çeviriyorum.

Burada bir yol ayrımına geliyorum. Gideceğim yön Çayhisar ve Yörükmezarı tarafı oluyor. Epey tırmanış beni bekliyor. Ama merakımdan dolayı rampa ikinci planda kalıyor. Trafiği az, ara köy yollarına bayılıyorum. Burası da onlardan bir tanesi.

Çok geçmeden Çayhisar köyüne ulaşıyorum. Köye tırmanarak giriş yapıyorum.

Gelmeden önce gideceğim rotayı GPS’ime kaydetmiştim. O nedenle yolu kaybetme şansım yok. Hatta çoğu zaman ne kadar tırmanışım kalmış ona bile bakıyorum.

Çayhisar köyünden sonra baraj gölü manzarasında pedal çevirmeye devam ediyorum. Herşey yolunda gidiyor ve oldukça keyifliyim. Artık iyice ısındım.

Tırmanış devam ediyor ama eğim şimdilik o kadar da dik olmadığı için sıkmıyor. Orta tempoda ilerlemeye devam.

Bir süre daha bu şekilde ilerledikten sonra 8.45 gibi Yörükmezarı köyüne varıyorum. Buradan sonra yol toprak zemine dönüyor.

Köyde su takviyesi yapıyorum ve durmadan tırmanışa devam ediyorum. Buradan sonra eğim daha da dikleşiyor ve zemin toprak olduğu için daha fazla yoruluyorum. Durumdan şikayetçi değilim, pedal çevirmeye devam.

Yer yer zemin biraz daha bozuluyor ama bisiklet binmeme engel değil.

Artık zirveye yakınlaştığımı görüyorum. Biraz daha sabredersem zirveye ulaşacağım ve neredeyse Hocalar ilçesine kadar yavaş yavaş ineceğim.

Kıvrılarak tırmanmaya devam ediyorum. Son demler…

Veee saat tam 9.30’da zirvedeyim. Sabah Afyonkarahisar’da soğuktan ellerim donarken şimdi 20 küsür deredece bisiklet sürüyorum. Bu işe akıl erdirmek ne mümkün.

Zirve sevinciyle biraz soluklanıp anın tadını çıkarıyorum. Buradan sonra Hocalar ilçesine kadar rahatım.

İniş toprak zemin olduğu için çıkmaya oranlar daha tehlikeli olacak. O nedenle çok daha dikkatli ilerliyorum. Programımın önündeyim ve şuan için hiç acelem yok. Yavaş olsun, güç olmasın.

Orman içinde muhteşem bir ortamda bisikletim akıp gidiyor. Tek yapmam gereken gidonuma yön vermek.

İnişin hemen başlarında Eldizan Piknik Alanı çıkıyor karşıma. Uzun bir turda olsam tam çadır kurulacak yermiş diye içimden geçiriyorum. Şimdi ise bakıp yoluma devam ediyorum tabii.

Keyifli manzaralar eşliğinde trafiksiz ve araçsız yolda yoluma zevkle devam ediyorum.

Bir süre sonra karşıma Çalca köyü çıkıyor. Çok büyük olmasa da bölgenin geneline bakıldığında güzel bir köy. Köy meydanına doğru devam ediyorum ve köy kahvesini görünce bisikletimi parkedip köylü halkına selam veriyorum. Ama gariptir ki kimse selamıma karşılık vermiyor. Hayırdır diyerek hemen yanında ki markete yöneliyorum ve içecek birşeyler alıp marketin önünde ki sandalyeye oturuyorum. Burada soluklanırken bir çocuk yanıma gelip muhabbete başlıyoruz. Ona da bir içecek ısmarlıyorum ve bir süre birlikte vakit geçiriyoruz.

Muhabbetin ardından selamsız köyden ayrılıyorum. Ayrılırken de kahvede bulunan amcaların suratlarına bile bakmadan çekip gidiyorum. ?

Köyden ayrıldıktan sonra durmadan Hocalar’a kadar pedal çeviriyorum. Yol artık iniş değil, düz yolda ilerliyorum. Saatim 11.00’i gösterdiği sırada ilçeye giriş yapıyorum. Yaptığımı bir süre sonra anlıyorum daha doğrusu. Burayı da yine yol üzerindeki bulunan köylerden birisi zannediyorum. 2600 nüfuslu küçücük bir ilçe.

İlçe merkezinde bir kahvede mola verip çay yudumluyorum. Bu defa muhabbet edecek kimse de yok. İki bardak çaydan sonra, kaldığım yerden yoluma devam ediyorum.

Benim için önemi olan ilçe tabelasını ilçeyi çıkarken buluyorum ve hemen fotoğraf albümüme ekliyorum.

Hocalar’ı da geride bıraktıktan sonra artık kendim için büyük bir zafere daha imza atıyorum. Afyonkarahisar’ın tüm ilçelerine bisikletimle ulaşarak burayı da bitiriyorum. Buradan sonra Sandıklı’ya kadar sabırsızlıkla pedal çeviriyorum.

Yol üzerinde birkaç köyden daha geçiyorum ama hiç birinde durmuyorum. Biran önce Sandıklı’ya ulaşmak istiyoum. Onlarca güzel manzaradan sonra bu yol pek hoşuma gitmiyor zaten. Ama rotamda olduğu için pedallamaya devam ediyorum.

Sanki yaklaştıkça Sandıklı benden kaçıyormuş gibi hissediyorum. Kendi kendime ne oldu Serkan yolda olma sevgisi diye sormadan yapamadım. ?

Saat 12.35, Emirhisar köyündeyim. Yola devam ediyorum.

Uçsuz bucaksız bozkır manzarasında pedallamaya devam.

Sandıklı’ya son 12 km…

İlkbaharın habercisi çiçeklerle Dahon’um aynı karede.

Saat 13.20 ve ben Sandıklı’dayım. Sabah 6.00’da Afyonkarahisar’dan başladığım turumu Sandıklı’da noktalıyorum. Biran önce ilçe merkezine gidip karnımı doyurmak istiyorum. Bir arkadaşımın önerisi üzerine direkt Merkez Lokantasına gidiyorum.

Kolaylıkla bulduğum lokantaya oturup hemen ne yemem gerekiyorsa sipariş veriyorum. Tatlıyı pek sevmesem de yemeden olmaz diye yemeğin üzerine kaymaklı ekmek kadayıfını sipariş ediyorum. Bir güzel karnımı doyurduktan sonra otogara doğru yola koyuluyorum.

Sandıklı ilçe merkezinden birkaç kare çekmemek olamazdı. Saatli kulesi en belirgin yerlerinden.

Şehr-i Şifa Sandıklı’ya veda ederek otogara ulaşıyorum.

Saat 16.30’a kadar otogarda otobüsümü bekleyerek vakit geçiriyorum. Güzergah boyunca gördüğüm güzel yolları, manzaraları ve insanları düşünerek vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum bile.

Yeni yolların hayali ile Muğla’ya kadar otobüsün rahat koltuğunda seyahat ediyorum. Yeni turlarda görüşmek dileğiyle…

Afyonkarahisar, Sinanpaşa, Hocalar, Sandıklı Güzergâh ve Yükselti Haritası…

Afyonkarahisar, Sinanpaşa, Hocalar, Sandıklı Bisiklet Turu” üzerine 2 düşünce

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.