18 Mayıs 2014
Merhaba Sevgili Arkadaşlar,
Uzun zamandır tura çıkamamanın hasretiyle düştük yollara. Araçla Denizli’nin Acıpayam ilçesine gidip Çavdır, Tefenni, Karamanlı, Yeşilova ve Salda gölü üzerinden tekrar Acıpayam’a dönen bir rotada 150 km kadar pedallayacağız. Toplam 3 kişiyiz bugün; bu rotada benimle pedallamak isteyen dostlarım Ilgın hoca ve Nil.
Sabah 6.00’da Muğla’dan yola çıkıyoruz. Vakit kaybetmemek için kahvaltımızı en yakın fırından poğaça ve meyve suyu alıp arabada giderken yapıyoruz. Yolculuk iki saat kadar sürüyor ve Acıpayam’a ulaşıyoruz. Araç için uygun bir park yeri bulup bisikletlerimizi hazırlamaya başlıyoruz. Ben bu tur heyecanını çok seviyorum ama sabah çok erken kalkmanın etkisiyle olsa gerek, arkadaşlarda henüz tur coşkusu yok gibi geldi bana. Hava güzel, bisikletlerimiz hazır ve marketten su takviyesi de yapıp bisikletlerimize atlayınca, bakıyorum ki tur coşkusu gelmiş, yüzler gülümsüyor. Bu duyguyu çok seviyorum 🙂
Acıpayam’dan ayrılıyoruz.
Rotamız üzerindeki ilk ilçe Burdur’un Çavdır ilçesine 37 km var. Düz yolda güzel bir tempo tutturarak pedallıyoruz. Bu sırada yanımızdan geçen araç hemen önümüzde duruyor ve içinden bize selam vererek çıkanın Denizli Bisiklet Topluluğundan Yavuz Öge olduğunu Nil söyleyince hemen duruyoruz. Ben geçerken tanıyamamışım. Yanına gidip ayaküstü hal hatır sorduktan sonra rotamızdan bahsedip ayrılıyoruz.
Bir petrol istasyonunda kısa bir mola verdikten sonra bizi bekleyen rampaya doğru çeviriyoruz pedallarımızı. Herkes kendi temposunda çıkıyor.
Ben biraz daha seri çıkarak arkamdan gelen arkadaşlarımın fotoğrafını çekiyorum. Nil ve Ilgın Hoca BMC’yle yarışıyorlar. 🙂
Yol arkadaşım Surly’le birlikte arkadaşlarımı bekliyoruz. Bulunduğumuz coğrafya çok güzel. Gördüğüm her çeşme başı, güzel bir ağaç gölgesi kamp yapmaya davet ediyor adeta. O nedenle her yerde iç çekerek pedal çevirmeye devam ediyorum.
Tura çıkalı bir saat kadar oldu. Artık Burdur il sınırlarına giriyoruz. Zaten turumuzun amacı da Burdur’un güney ilçeleri olan Çavdır, Tefenni ve Karamanlı’yı görmek. Çünkü hedefim Burdur’un tüm ilçelerinde pedal basmış olmak.
Tırmanış bitip biraz düz gittikten sonra iniş başlıyor. Güzel inişin sonunda Gölhisar, Altınyayla kavşağını geçiyoruz.
Artık Çavdır’a 17 km yolumuz kaldı. Sabah kahvaltıyı güzel yapamadığımız için karnımız acıkır gibi oldu ama henüz yemek için erken. Yanımızdaki çerezlerden atıştırıp en azından Çavdır’a kadar idare ederiz diyerek yolumuza devam ediyoruz.
Çavdır’a yaklaştıkça açlık iyice hissettirmeye başlıyor. Çavdır’a son 7 km. 🙂
Çavdır’a birkaç km kala Kayacık Köyünde küçük bir tabela dikkatimizi çekiyor. Çay ve gözleme yazısını okuyunca hemen durup siparişimizi veriyoruz. Gözlemeler hazırlanırken ilk çaylarımızı bitiriyoruz. Bu sırada işletmeci ve köyden birkaç kişiyle muhabbet ediyoruz. Muhabbet konusu her zamanki gibi nereden gelip, nereye gideriz. 🙂
Karnımızı bir güzel doyurduktan sonra yola kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yolumuz uzun olduğu için molaları kısa tutmamız gerekiyor. Saat 11.35’te Çavdır ilçesine varıyoruz ve çevreyolu üzerinden Tefenni’ye doğru devam ediyoruz.
Bu ilçemiz Antalya, Denizli, Burdur ve Fethiye’ye hemen hemen aynı mesafede.
Çavdır’dan sonra güzel bir tırmanış bizi bekliyor.
Tefenni’ye 20 km yolumuzun kalmış. Orada öğle yemeği molası vereceğiz ama önce şu önümüzde uzanan rampayı çıkmamız gerekiyor. 🙂
Yavaş yavaş çıkışa devam ederken bu sıra sıra evler dikkatimi çekiyor.
Tırmanışları seviyorum, çünkü yavaş ilerlediğimiz için çevreyi çok daha güzel, ayrıntısıyla izleyebiliyoruz. Yol kenarındaki bu çam ağaçlarının görüntüsü çok hoş. Keşke bir gün burada kamp atma imkanım olsa diye düşünüyorum.
Zirveye çıkıp arkadaşlarımı bekliyorum. Çok geçmeden ekibimiz tamamlanıyor ve inişe geçiyoruz. Çıktığımız gibi bir iniş beklemek yanlış olur tabii. Kısa bir iniş yaptıktan sonra tekrar hafiften çıkmaya başlıyoruz.
Tefenni’ye 10 km yolumuz kalmış ama biz hala çıkıyoruz. 🙂 Güle oynaya pedal çeviriyoruz. Yolda olunca gerçekten çok mutlu oluyor insan. Ömrümüz oldukça pedallamaya devam edeceğiz.
Anayola dik biçimde dağlara giden yolları gördükçe dalıp gidiyorum o diyarlara. Keşke zamanım olsa oralara da gidebilsem.
Ben manzaraya dalmışken Nil gelip geçiyor. Ben de hemen atlıyorum bisikletime.
Saat 13.00’ü gösterdiğinde Tefenni’ye giriş yapıyoruz.
İlçeye giriyoruz girmesine ama her tarafta çalışma olduğu için toz toprak içinde ilerliyoruz. Hemen Burdur’dan arkadaşımız Burçin’i arıyorum. O da Burdur’dan Muğla’ya doğru yola çıkmış ve dün burada konaklamıştı. Yemek için tavsiye istiyoruz ama pazar günü olduğu için birçok yer kapalı.
Yemek yiyecek bir yer araştırırken süslenen bir düğün arabasına denk geliyoruz. “Biz kız almaya geldik hemen gideceğiz, buralı değiliz ama düğün evine gidin karnınızı doyurun” diyorlar ve seviniyoruz ama bize tarif edilen tarafta düğün evini bulamıyoruz. İnsanlara sormamıza karşın kimseden net bir cevap alamıyoruz. Biz de yine kendi imkanlarımızla bir yer buluyoruz. Döner ve köfte varmış. Oturup siparişimizi veriyoruz. Çok geçmeden yemeklerimiz geliyor ve bir güzel karnımızı doyuruyoruz. Buradan sonra tırmanışlar devam edecek. 🙂 O nedenle enerji almamız şart.
Tefenni’de karnımızı doyurduktan sonra düz yolda Karamanlı’ya doğru pedal çeviriyoruz.
Bulutlar çok güzel görünüyor. Gözümüz gökyüzünde pedal çevirmek de güzel. 🙂
Ve 7 km sonra Karamanlı’dayız. Burdur’un bir ilçesine daha ulaşmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Karamanlı’da hiç vakit kaybetmeden ilçenin merkezinden geçerek Yeşilova’ya doğru devam ediyoruz. İşte burada tekrar tırmanış başlıyor. Rüzgara karşı yaptığımız bu tırmanış enerjimizin büyük bir kısmını harcıyor.
Ardından düz yolda yine rüzgara karşı pedal çeviriyoruz. Buralarda trafiğin az olmasından dolayı rahat ilerliyor ve yolun her noktasının tadını çıkarıyoruz.
Uçsuz bucaksız güzellikler, yeşillikler ve mavilikler bize bütün tonlarını sergiliyor.
Rüzgara karşı giderek daha da zorlanmaya başlıyoruz ve tempomuz oldukça düşüyor. Sıralamamız hiç değişmiyor. Ben önden gidiyorum ve fotoğraf çekiyorum. Ardından Nil geliyor ve biz muhabbet ederken Ilgın Hoca geliyor. Bu sıralama bütün tur boyunca devam ediyor. 🙂
Bir süre daha düz gittikten sonra inişe geçiyoruz ve saat 16.00’da Yeşilova’ya ulaşıyoruz. Daha Acıpayam’a 50 km’nin üzerinde yolumuz var. Karanlığa kalmak istemiyoruz. O nedenle mola sürelerini kısıtlayarak pedallamaya devam ediyoruz.
Yeşilova ilçe merkezinde bir marketten Salda Gölü kıyısında oturup yemek için aperitif bir şeyler alarak devam ediyoruz. Son molayı burada vereceğiz.
Salda Gölü yine her zamanki güzelliğiyle bizi karşılıyor. Dünyanın sayılı, Türkiye’nin ise en derin gölü olma özelliğine sahip. Suyu her mevsim buz gibi olan bu gölün büyüleyici manzarasında aldıklarımızı atıştırıyoruz.
Yol bizi bekler…
Salda gölüne el sallayarak Acıpayam’a doğru pedal çeviriyoruz.
Güneş tam karşımızda ve artık giderek alçalıyor. Yönümüzü batıya döndük hızlı pedal yoldayız. 🙂
Acıpayam’a 43 km yolumuz kalmış. Önümüzde sadece tek tırmanış kaldı. Özlemle beklediğim Salda Beli’ni yıllar sonra ilk defa tırmanacağım. Topu topu 1.5 km uzunluğundaki tırmanış yer yer çok sertleşiyor.
Yükseldikçe ardımızda Salda Gölü daha bir güzel görünüyor.
Göl ismini hemen yanında bulunan Salda köyünden almış.
Zirveye ulaşıp yine arkadaşlarımı beklemeye koyuluyorum. Onlar gelince rüzgarlıklarımızı giyip inişe geçiyoruz. Uzun bir süre yüksek tempoda ilerliyoruz. Bir süre dik olan eğim biraz ilerledikçe azalıyor ama inişe devam ediyor. Güzel bir tempoyla Denizli il sınırına kadar durmadan geliyoruz. Burada fotoğraf çekmek için durunca çevre köylerden üç gençle tanışıyoruz. Salda’ya bisiklet turuna çıkmışlar ama varamadan geri dönmüşler. Lastikleri patlamış, bisikletleri sıkıntı çıkartmış. Yinede cesaretlerinden dolayı gençleri takdir ediyorum.
Denizli – Antalya yoluna 5 km var ve rüzgara karşı zar zor ilerliyoruz. Hepimiz de yorgunluk başladı ama Ilgın hoca daha çok yoruldu çünkü bütün kış çok az bisiklet sürmüş. Bizi kavşakta petrol istasyonunda beklemesini istiyoruz. Nasıl olsa araçla buradan döneceğiz.
Ilgın Hoca kendi temposunda petrole ulaşmaya çalışırken karanlığa kalmamak için artık Nil’le asılıyoruz pedallara. Güzel bir tempo tutturarak Denizli – Antalya yoluna çıkıyoruz. Buradan sonra Acıpayam’a dönüp rüzgarı nihayet arkamıza alıyoruz.
Gölgemiz boylu boyunca yola serilmiş. Hızımız iyice artıyor ve güneş batmadan Acıpayam’a ulaşıyoruz. Son 9 km rüzgarsız ve düz yol turun bütün yorgunluğunu alıyor üstümüzden. 🙂
Sabah 8.30’da başladığımız turumuz akşam 19.30’da Acıpayam’da son buluyor. Daha önce Tavas’tan Fethiye’ye yapmış olduğum turda yine Acıpayam’dan geçmiştim ve ilçe giriş tabelasına Pedalla etiketi yapıştırmıştım. Bugün o etiketi aynı yerinde görmek bizi çok mutlu ediyor.
İlçe girişinde fotoğraf çekildikten sonra merkeze, arabanın olduğu yere gidiyoruz.
Turumuz başladığımız yerde bitti. Kilometre saatlarimiz 148,24’ü gösteriyor. Hemen bisikletlerimizi parçalayıp arabaya yerleştiriyoruz ve Ilgın Hoca’yı daha fazla bekletmemek için Acıpayam’dan ayrılıyoruz.
Petrol istasyonundan Ilgın Hoca’yı alıp Muğla’ya doğru yola çıkıyoruz. Yolumuz üzerinde leblebisiyle ünlü olan Serinhisar ilçesinde duruyoruz. Çeşit çeşit meyveli, kahveli leblebilerden tadıp biraz alışverişten sonra devam ediyoruz. Yine çok güzel bir turun sonundayız.
Toplam Km: 148.24 Km | Ort.Hız: 18.39 | Max.Hız: 72.10 | Bisiklet Kullanımı: 08:11:32
Acıpayam, Çavdır, Tefenni, Karamanlı, Yeşilova, Acıpayam Güzergâh ve Yükselti Haritası:
Sevgilerimle…
güzellikle kalın.. umarım bir gün bende..
Ayaklarınıza pedallaınıza yüreğinize sağlık, biraz zor ama inanılmaz harika bir tur olmuş. Bunları okuyunca “neden ben de oralarda bir yerlerde yaşamıyorum?” diye hayıflanıyorum valla Serkan’cım.
Selamlar…
Sizleri canı gönülden tebrik ediyorum. Sağlık Bakanlığı, MEB, sizin gibi değerli insanları ödüllendirmeli. İşte sağlık işte hayat 150 km pedallamak müthiş bir şey. Hele hele NİL hanıma söyliyecek söz iltifat edecek kelime bulamıyorum. Maşallah bu ne mükemmel enerji. demek bayan da olsa 150 km pedallayarak gidiliyor. Harika harika . Ben Acıpayamda bulunuyorum DSİ de mühendisim yaşım da 56 sizlere katılmayı deneyebilirmiyim. Dedim ya Sağlık bak sizi ödüllendirmeli. Günümüzde 40 yaşından sonra ellerinde bir tomar tahlil, rapor doktorların elinde oyuncak olan kave köşelerini mesken edinmiş bir sürü insan var. bu insanlara ne güzel ibret oluyorsunuz . Sevgilerimle Acıpayamda Merkezde DİNÇ ECZANESİNDEYİM (Hanımdan dolayı) oradan irtibat kurabilirsiniz.. Sevgilerimle…
Kemal abi sozede masallah aynen katılıyorum size bende bisiklet sevdalisiyim