Erzincan’dan Ankara’ya 1.Gün (Erzincan-Refahiye)

26 Temmuz 2008

Yollara olan hasretim çok geçmeden tekrar beni yanına çağırdı. Bende kendimi tutamadım ve YOLDAŞ’ımı hemen yola hazırlamaya koyuldum. Ankara’ya gidiyorum. Asker olan kuzenimin dağıtım izni ve ben sürpriz yapma niyetindeyim gûya. Saatim 12:00 olduğunda ben yola koyulmuştum. Güneş tam üzerimde beni yakarcasına takipte…

Arkamdan esen rüzgar ile keyifli bir yolculuk geçiriyorum. Plansız ve programsız gidiyorum, bu defa keyfi. Nerede akşam orada sabah misali. Önümde bir hafta kadar bir süre var. Rahat rahat gidebileceğim bir süre. Allah kaza bela vermezse tabi.

Düz yolda rüzgarında etkisi ile rahat bir şekilde yol alıyordum ki, ne olduysa rüzgar ters esmeye başladı. Güçlükle ilerlemeye çalışıyorum.

Rüzgarın beni fazladan yorması ile küçük bir mola veriyorum. Çeşmeden suyumu doldurup, birazda soluklandıktan sonra yoluma devam ediyorum.

Güzergâhım önümde yazıyor. Bu şekilde yöneltilen birçok sorununda cevabını vermiş oluyorum sadece bir parmak ile pankartı işaret ederek.

Tüneller bölgesine geldim. Sırası ile 4 tünel geçicem. Çok kısa olan bü tüneller dağdan gelen suyun dereye karışması için yapılmış. Bu arada da hafif hafif tırmanmaya başladım.

Son tünelide geride bırakıyorum. Önümde sağlam bir geçit beni bekliyor.

Sakaltutan Geçidini çıkmaya başlıyorum. Yavaş yavaş tırmanıyorum. Acıktığımı hissediyorum ama zirveye kadar dayanmalıyım. 2190 metreye kadar yükseliyorum.

Geçit zirvesine ulaşıyorum. Saatim tam 15:00’i gösteriyor. Zirvede bulunan kamyoncu lokantasına girip ekmek alıyorum. Yanımda bulunan barbunya pilakisinin birisini açıp başlıyorum yemeye. Bir şişe suya toz meyve sularından yapıyorum ve yemeğim ile birlikte içiyorum. Tesis işletmecisi ile başlıyor muhhabet. Çok iyi birisi olduğunu söyleyebilirim. Zirvede bulunan bu lokantaya, yolu düşen herkes uğrasın derim.

Daha fazla zaman kaybetmeden yola koyuluyorum. Yine karşı yönden esen rüzgarın etkisi ile geçiti inerken bile pedal çeviriyorum. Ara ara durup manzarayı fotoğraflıyorum.

Herşey yolunda gidiyor, rüzgar hariç. Ama etkisini biraz kaybetti diyebilirim. Rampadan inerken Erzincan’a doğru giden arkadaşım kamyonundan el sallıyor. Tanıdık birini görmek çok güzel.

Yol düzleşiyor ve ben tempo tutturarak yola devam ediyorum. Rüzgar etkisini kaybetmiş gibi görünüyor. Pedala asıldıkça YOLDAŞ’ımda hızlanıyor ve çok rahat bir şekilde yol alıyorum.

Azalan suyumu tazelemek için çeşme başında duruyorum. Biraz soluklanıp suyumu doldurduktan sonra tekrar yola koyuluyorum.

Saat 17:10 dolaylarında Erzincan’ın Refahiye ilçesine yaklaşıyorum.

Refahiye giriş yapıyorum. Merkezde oyalanmamak için içeride kalan ilçe merkezine girmeden devam ediyorum. Refahiye çıkışında bir tesiste mola veriyorum.

Daha önce onlarca kez otobüs ile geçtiğim için yolu az çok biliyorum. Ama buradan sonra ileride İmranlı’ya kadar konaklayacak bir yer yok. Onun için bu tesiste kalmayı planlıyorum. Tesis görevlisinden çadır kurmak için izin istiyorum ve kurmam gereken yeri gösteriyorlar. Tesisin arka tarafına kuruyorum çadırımı. Ne rahatsız eden var ne de ses çıkaran. Güvenli bir nokta olmasıda çok iyi. Otobüs tesisi olduğu için sabaha kadar insanlar var ve uyumuyorlar. Bunun vermiş olduğu huzur ile uykuya dalıyorum…

1.Gün Güzergâh ve yükselti Haritası;

Gün Toplam: 70.28Km | Ort.Hız:17.1 | Max.Hız:48.5 | Bisiklet Kullanımı: 04:06:20

Sevgi ve Saygılarımla…

Turun 2. günü için tıklayınız

Erzincan’dan Ankara’ya 1.Gün (Erzincan-Refahiye)” üzerine 5 düşünce

  • 21 Şubat 2009, 01:17
    Permalink

    Ahh Serkan Abi ah senin en ufak gezilerinden biri olmasına rağmen bu geziye bile özeniyorum.Şu plansızlığın verdiği rahatlık hiç bir şeyde yok değil mi? Keşke gezinin devamı için zamanım olsaydı da Ankara’ya kadar pedallasaydık.
    Tekrar görüşmek dileğimle
    Selamlar 😀

  • 21 Şubat 2009, 15:00
    Permalink

    mükemmel iyi pedallar şansın bol yolun açık olsun sen değil yollar ve doğa senden çekinsin. Dağlara tepelere yollaara benden selemler.

  • 21 Şubat 2009, 20:26
    Permalink

    Sevgili Serkan Erzincan ın güzelim ballarından harika penirlerinden Nefis etlerinden yediğin beli.Rüzgar yokuş gece gündüz demeden hedefine ulaşma azmin. . .Bravo harikasın.Her şeyin en güzeli senin olsun.Başarılar.

  • 22 Şubat 2009, 12:13
    Permalink

    Biir bisikletle ne kadar yol katedildiğini kanıtladın. Çevre düşmanı motorlu araçlar yerine, çevre dostu bisikletinle yolun açık olsun…
    Hasankeyf’e yine bekleriz.

  • 20 Mart 2009, 13:02
    Permalink

    Seni kutluyorum Serkancım Bursadan sana başarılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.