Şereflikoçhisar, Ortaköy Bisiklet Gezisi

19 Ekim 2020

Merhaba arkadaşlar,

Bir önceki tur yazımdan da anlaşılacağı üzere günü Aksaray’da bitirmiştim. Bugün ise farklı bir tur için tekrar yollara düşüyorum. Otelde kahvaltımı yaptıktan sonra otogara gidip, turumun başlama noktası olan Şereflikoçhisar’a otobüsle geçeceğim. Saat 07.30’da otobüs hareket ediyor ve bir saat sonra Şereflikoçhisar’a varıyoruz. Otobüsten inip bisikletimi yol için hazırlarken üzerime düşen yağmur damlaları keyfimi kaçırıyor. Bu hiç güzel bir haber değil. Ama yapacak bir şey yok, Muğla’dan buralara kadar geldim ve bu turu yapmadan dönmek istemiyorum. Hava raporu düne kadar açık gösteriyordu oysa ki.

Şereflikoçhisar ilçe merkezinden geçerek hedefim olan ilk ilçe Evren’e doğru pedallamaya başlıyorum. Hafiften tırmanış olması ısınmak için iyi oluyor.

İlçeyi geride bıraktıktan sonra “Mehmet Aktaş Aile Piknik Alanının” yanında geçiyorum. Burada yağmur biraz daha hızlanınca yağmurluğumu giyiniyorum.

Saatim 09.00’u gösterdiği sırada Şereflikoçhisar’ı geride bırakıp, pedal çevirmeye devam ediyorum.

Buradan sonra Evren’e 26 km yolumun kaldığını görüyorum. Yol çok dar ve kamyon trafiği oldukça yoğun. İleride yapımı devam eden otoyol için çalışıyorlar. Kamyon trafiğinin çok olması beni epey tedirgin ediyor.

Kamyonlar olmasa yol o kadar güzel ve sakin ki anlatamam. Tam pedal çevirmekten keyif aldığım tarzda.

Bir süre sonra yol ayrımına geliyorum. Burası direkt Ağaçören’e giden yol kavşağı. Tabii ki ben öncesinde Evren ve Sarıyahşi’den geçeceğim için yoluma soldan devam ediyorum.

Kavşağı döner dönmez Evren’e 19 km yolum kaldığını görüyorum. Çok geçmeden jandarma aracı yanıma gelip duruyor. Nereden gelip nereye gittiğimi soruyor ve onlarda beni kamyonlara karşı uyarıyorlar. İyi yolculuklar diledikten sonra biraz ileriye gidip yol kontrolü yapmaya başlıyorlar. Bende yanlarından geçerken selam verip, yoluma devam ediyorum.

Yine tam bir iç Anadolu bozkırında pedal çeviriyorum. O kadar güzel bir manzara var ki kelimeler kifayetsiz kalıyor. Sarının bin bir türlü tonu karşımda uzanıyor.

Evren’e 12 km kala karşıma Kızılırmak Nehri üzerine kurulmuş Hirfanlı Baraj gölü çıkıyor. Buradan ilçe merkezine kadar inişe geçiyorum.

Yol altımdan akıp geçtikçe manzara biraz daha değişiyor ve giderek baraj gölüne yaklaşıyorum.

Evren’e son 2 km…

Saat 10.30’da Evren ilçesine giriş yapıyorum. Burası Ankara’nın küçük ve en uzak ilçelerinden bir tanesi. O nedenle çok gelişmiş bir yer değil. Fotoğraf çektikten sonra ilçe merkezine devam ediyorum.

Biraz önce de söylediğim gibi küçük bir ilçe olduğu için bir tane ana caddesi var ve tüm yollar bu caddeye çıkıyor. Yerleşimi oldukça güzel bir yer aslında. Tam bir kareli defter gibi sokak görüntüsü var. 🙂

Evren ilçesinden geçip Aksaray’ın Sarıyahşi ilçesine doğru pedal çevirmeye devam ediyorum. Henüz yorulmadığım için mola vermek istemiyorum.

Son defa Evren ilçesini izleyip yola koyuluyorum.

Evren ile Sarıyahşi birbirine çok yakın iki ilçe. Ama her ikisi da farklı il sınırları içerisinde. 🙂 Bundan çok daha yakınlarını görmüştüm. 🙂

Artık Ankara il sınırlarından çıkarak Aksaray il sınırlarına giriyorum. Buradan sonra artık turuma bu şehir sınırlarında devam edeceğim. Aksaray il sınırlarına girdikten bir süre sonra yeni yapılan Ankara, Adana otoyolu inşaatının içinden geçiyorum. Henüz tam olarak bitmediği için yolun karşı tarafında bu yoldan geçiyorum.

Saat 11.00 dolaylarında Sarıyahşi ilçesine ulaşıyorum. Burası da küçük bir ilçe ama yine de Evren’e göre daha güzel görünüyor.

İlçe merkezine kadar pedal çevirmeye devam ediyorum. Gözüme güzel görünen her yeri fotoğraflamaya çalışıyorum. Arnavut kaldırımlarıyla döşeli ilçe merkezinde ilerliyorum.

İlçe merkezinde Yahşibey Camii önünde bisikletimi ve ilçe ismini fotoğraflıyorum. Buraya gelip gezenler için bence çok güzel bir şey bu. Tüm ilçelere yapılsa ne kadar güzel olur.

Buradan sonra sıradaki ilçe Ağaçören’e doğru yoluma devam ediyorum. Köy yollarını kullanarak Ağaçören’e ulaşmaya çalışacağım. Rotamı daha önce GPS cihazıma yüklediğim için sorun yaşamıyorum.

Sarıyahşi’yi geride bıraktıktan bir süre sonra Boğazköy kasabasına ulaşıyorum. Artık yolun trafiği yok denecek kadar az. Ondan dolayı keyfim yerine geldi. Hava durumu da fena görünmüyor. Bulutlar epey yükseldi ama yine de ne olacağı hiç belli olmaz. 🙂

Tek tük karşıma çıkan kamyonları artık risk olarak görmüyorum. Hatta selam verip yoluma devam ediyorum.

Ara ara yol yapım çalışmaları çıkıyor karşıma ama beni çok etkilemiyor.

Saat 12.38 ve Ağaçören’e ulaşıyorum. Bir süre yeni bir ilçeye daha ulaşmanın mutluluğunu yaşıyorum.

İlçe merkezine devam ediyorum ve mola vereceğim uygun bir yer bakıyorum. Bu sırada ilçe merkezinde bulunan saatli kule dikkatimi çekiyor. Fotoğrafını çektikten sonra hemen yan tarafta bulunan markete girip alışveriş yapıyorum.

Aldıklarımı yerken hafiften yağmur yağmaya başlıyor ve çok kısa sürede şiddetini arttırıyor.

Bir süreliğine markette mahsur kalıyorum. Burada yağmurun yavaşlamasını hatta dinmesini bekliyorum. Buradan Ortaköy ilçesine yine köy yollarından devam edeceğim. Ama bu yağmur hiç iyi olmadı. Tüm programımı etkileyebilir.

Yarım saat kadar bekledikten sonra yağmur şiddetini biraz azaltınca tekrar düşüyorum yola. Neredeyse tüm gücümle pedal çevirmeye başlıyorum. Ne kadar az yağmur yersem ve ne kadar çok yol alırsam o kadar iyi olur diye düşünüyorum.

Yola çıktıktan yarım saat sonra Çiftevi köyüne ulaşıyorum. Yolda yağmur şiddetini arttırınca sığınacak yerde bulamıyorum ve sucuk gibi ıslanıyorum. Artık iyice ıslandığım için yağmurun yağmasının, durmasının hiç bir önemi kalmıyor. Koy ver gitsin moduna dönüyorum.

Çiftevi köyünden sonra yol zemini iyice bozuluyor hatta toprak oluyor. Yağmurun üzerine bu yol ve rampanın olması iyice üstüne tuz biber oluyor. Yapacak bir şey yok. Böyle bir yola çıktıysam başa gelen her şeyi çekmek zorundayım. Ne kadar sinirlensem de bir şeyi değiştiremeyeceğimi biliyorum.

Saları Alaca köy kavşağından Ortaköy’e doğu pedal çevirmeye devam ediyorum.

Yolun zeminini görüyorsunuz. Rampa yetmiyormuş gibi birde bu zemine bisikletimin lastikleri batıyor. Bu durum beni oldukça zorluyor.

Gökler köyü dolaylarında yolun zemini tekrar düzeliyor ama tırmanış devam ediyor. Zemin güzelse tırmanışın pek önemi kalmıyor. Yoluma sabırla ve keyifle devam etmeye çalışıyorum.

Brompton’un sınırlarını iyice zorluyorum. Hem yol koşulları, hem de hava koşullarına karşı her şeyi yaşatıyorum. 🙂

Saatim 14:35’i gösterdiği sırada Ortaköy ilçesine ulaşıyorum. Normalde Aksaray merkeze kadar pedal çevirmek istiyordum ama maalesef buraya kadar bütün enerjimi tükettim ve yağmur beni epey etkiledi. O nedenle turumu Ortaköy’de noktalamaya kara veriyorum. Buraya kadar geldim ama ilçe giriş tabelasını görmedim. Bende tabelayı bulmak için Kırşehir yoluna doğru gidiyorum. İlçeden 3-5 km kadar uzaklaşıyorum ve nihayet ilçe giriş tabelasını buluyorum. Fotoğrafladıktan sonra tekrar ilçe merkezine doğru inerek geldiğim bu yolu tırmanmaya başlıyorum.

Artık iyice yorgunluk kendini hissettirdi. İlçe merkezine bir an önce ulaşıp turu noktalamak istiyorum. Tabela fotoğrafının ardından ilçe merkezine kadar o yorgun halimle sürekli tırmanarak ulaşıyorum. Hemen bir lokantaya kendimi atıp karnımı doyuruyorum. Bir güzel yemek yedikten sonra Aksaray minibüslerinin hareket noktasına gidip, bisikletimi katlıyorum ve minibüse binerek günümü noktalıyorum.

Aksaray otogarında minibüsten inip otogarda beni Muğla’ya götürecek olan otobüsü beklemeye koyuluyorum.

Yeni rotalarda ve coğrafyalarda görüşmek dileğiyle…

Şereflikoçhisar, Evren, Sarıyahşi, Ağaçören, Ortaköy Güzergâh Haritası ve Yükselti Grafiği;

Sevgi ve Saygılarımla…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.