20 Mart 2016
Merhaba Arkadaşlar,
Bartın gezimizin ikinci etabındayız. Dün 12 kişi pedal çevirirken bugün tek başıma pedal çevireceğim. Konakladığımız yer olan Amasra’ya dün yorgun ve geç geldiğimiz için odamızın manzarasını ancak sabah görüyoruz. O kadar güzel yerde kalmışız ki sabah uyanamamam bundanmış demek ki. 🙂
Uyanıp hazırlandıktan sonra arkadaşlarımla birlikte Türkan Hanımın yerinde muhteşem bir kahvaltı yapıyoruz. Saat 10’a doğru anca yola koyuluyorum. Amasra’dan ayrılmak pek kolay olmuyor. Yo yo şehrin güzelliğinden değil, nereye giderseniz gidin karşınızda dikilen rampalardan. 🙂 Katlanabilir bisikletimle tüm rampaların üstesinden geliyorum tabii ki, hem de büyük bir keyifle. 🙂
Yol manzaraları her zaman beni etkilemiştir. O kadar güzel manzara var ki, bazılarını fotoğraflarken bazılarını da hiç çekmiyorum. Sadece bana kalsın diye. 🙂
Bir süre sonra Sinop-Bartın kavşağına ulaşıyorum. Amasra’nın üç girişi var. İlki eski yol olan Kuş Kayası yolu, ki bugün akşam üzeri oradan döneceğim Amasra’ya. İkincisi yeni yol, Bartın’dan gelip tünelden geçip direkt Amasra’ya inen yol. Araçlar için oldukça güzel ama bisikletçi için pek keyif verici olmayan yol. Üçüncüsü de Kurucaşile’den gelen yol. En başta belirttiğim gibi hepsi sert tırmanışları olan yollar.
Kavşağa geldikten sonra şöyle bir arkama dönüp Amasra’yı seyrediyorum. Bu küçük ve şirin şehir her açıdan çok güzel görünüyor. Yaşayabileceğim şehirler arasında ilk 10’a girer. 🙂
Epey tırmandıktan sonra karşımda gördüğüm tabelayla kendime geliyorum. 3,5 km %9 eğimle iniş. 🙂 Yupppi haydi sal kendini aşağıya diyerek kapanıyorum bisikletin üzerine.
Çakraz’a kadar neredeyse duble yolla geliyorum. Buraya kadar yol bana pek keyif vermiyor. Bu kadar keyifsiz yoldan sonra Çakraz tüneli de cabası oluyor. Tünelleri çok sevmem ama mecburen yoluma devam ediyorum. Işıklarımı kontrol edip dalıyorum tünele.
Tünelin içi ürkütücü ama çok şanslıyım ki çok az araç geçiyor. o yüzden içeride şarkı söyleyerek yol alıyorum.
O güzelim inişin tadı hala damağımdayken bir de ne göreyim? 🙂 %10 eğimli bir tırmanış. 600 metre yazdığına inanmayın heee, sadece %10’luk kısım 600 metre. Tırmanışın eğimi azalarak sonrasında da devam ediyor.
Çakraz’dan sonra yol o kadar güzelleşiyor ki rampa olmasına karşın altımdan su gibi akıp gidiyor. Çok keyif alıyorum pedallarken.
D-010 karayolunda pedallıyorum. Türkiye’nin Karadeniz kıyısında boylu boyunca uzanan bu yolun çok büyük kısmını tamamladım. Darısı gidemediğim yerlere. 🙂
Yol bazen öyle bir hal alıyor ki, eğimin dini imanı kalmıyor. %17 ne yaw? Çık çık çık…
Arada irili ufaklı köylerden geçerek yoluma devam ediyorum. Kurucaşile’ye 16 km yolum kaldı. Amacım oraya ulaşıp ardından minibüsle Bartın’a dönmek ve Bartın’dan da bahsettiğim Kuş Kayası yolundan bisikletimle Amasra’ya dönmek. O nedenle seri bir şekilde pedal çeviriyorum.
Tırmanıştan sonra güzel bir inişle Meydan köye ulaşıyorum ve kahvesinde mola verip çay içiyorum. Köy halkıyla keyifli bir muhabbetin ardından yoluma kaldığım yerden devam ediyorum.
Yine bir yol manzarası. Küçücük bir koy ve birkaç şirin ev.
İnişler çıkışlar hala devam ediyor. Neredeyse hiç düzlük görmedim. Yorgunluk biraz kendini hissettirmeye başladı. Kurucaşile’ye son 6 km. 😉
Köylerden geçerek yol almaya devam.
Veeee Kurucaşile. Bartın’ın 3. ve son ilçesi olan Kurucaşile’ye de bisikletimle ulaştım. Hemde ne yollardan geçerek geldim buraya. 🙂 Hemen karnımı doyurmak istiyorum. İlçe merkezine giderek lokanta bakınıyorum.
Önce Bartın’a gidecek olan minibüslerin saatini öğreniyorum. Ardından yemek yiyecek bir lokanta buluyorum. Karnımı bir güzel doyurduktan sonra Kurucaşile’de dolaşıp minibüsün hareket saatini bekliyorum. Bu güzel yolu birazdan minibüsle geri döneceğim. Katlanır bisikletim olduğu için hiç sıkıntı yaşamadan minibüse koyuyorum bisikletimi. 😉
Amasra – Kurucaşile Güzergâh ve Yükselti Haritası;
Saat 14.00 minibüsüyle dönüşe geçiyorum ve saat 15.15 gibi Bartın’a ulaşıyorum. Minibüsten indikten sonra bisikletimi açıp Amasra’ya doğru tekrar yola çıkıyorum. Neden? diye sorarsanız, Bartın, Amasra arasında hiç pedallamadım, haritamda bu kısım eksik kalmasın diye. 🙂
Yukarıda belirttiğim gibi Amasra’nın üç girişinden ilki olan Kuş Kayası yolundan giriyorum. Burada trafik oldukça az ve tam istediğim gibi oluyor. Hava sabah güneşliyken artık hafiften bulutlanmaya başladı. Rampa için en güzel hava diyebilirim. 🙂
Kavşaktan döndükten 1 km sonra tırmanış başlıyor. Oldukça uzun bir tırmanış hem de. Rotayı GPS’ime yüklediğim için ne zaman başlayacak, ne zaman bitecek, ne zaman ne kadar dik hepsini görebiliyorum. O nedenle herhangi bir sürprizle karşılaşmıyorum. 🙂
Kendi tempomda tırmanışa devam ediyorum. Kaypınar köyünden geçerken arkamdan bir araç yaklaşıyor. Araçtan Amasra’dan Zeki Abi ve Pedalşörler derneğinin başkanı sevgili Ümit çıkıyor. Sağolsunlar beni alabileceklerini söylüyorlar ama ben sırf bu yolu bisikletimle geçebilmek için geldiğimi söyleyince Kuş Kayasında buluşmak üzere devam ediyorlar.
Kuş Kayası mevkiinden Amasra’ya son 6 km kalıyor. Ama önce burada bir mola zamanı.
Bisikletimi aşağıda bırakıp Kuş Kayası anıtına çıkıyoruz. Burayla ilgili genel bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Arkadaşlarım beni güzelce gezdiriyorlar.
Anıt gezisinin ardından tekrar yola çıkıyorum. Bu defa mola yerimiz Amasra’yı kuş bakışı gören Bakacak mevkiisi oluyor. Burada kestane yiyip, çay içiyoruz.
Amasra bu açıdan da çok güzel görünüyor. İzlemeye doyamıyor insan.
Daha fazla gecikmeden ilçeye inişe geçiyorum. Amasra girişinde tabela fotoğrafımı ihmal etmiyorum tabii.
Amasra’nın sokaklarından geçerek kaldığımız eve doğru gidiyorum.
Akşama Mustafa Artar hocam, Bartın’da bulunan bisikletçi dostları ve arkadaşlarımla birlikte güzel bir yemek bizi beklediği için oyalanmadan eve gidip hemen bir duş alıyorum ve dışarıya çıkıyoruz.
Bu günü muhteşem bir akşam yemeğiyle taçlandırıyoruz.
Bartın – Amasra Güzergâh ve Yükselti Haritası;
Bu güzel misafirperverlik için öncelikle Mustafa Artar hocama, Mahmut Zeki Gürsoylu Abime, sevgili Ümit Bakay’a, Bartın’da ki tüm bisiklet dostlarına çok teşekkür ederim. Muhteşem 2 gün geçirdik. Yarın sunumun ardından Bartın’dan ayrılacağız ve tekrar buraya gelmek üzere el sallayacağız. 🙂
Saygılarımla…