Çanakkale Geçilmez Bisiklet Turu 6.Gün (Gömeç-Ayvacık)

16 Mart 2009

Sabah 7.00’de ayaktayım, ama Orhan epeydir uyanmış. Soğuk çok etkilemiş tabi. Hava gerçekten ciddi anlamda soğuk, güneş var ama yinede çok soğuk. Çadırlarımız topluyoruz ve hemen yola çıkıyoruz.

Kahvaltıyı Burhaniye’de yapma kararı verdik. Burhaniye girişinde bir pastane buluyoruz ve poğaçaları alıyoruz, yolun hemen karşı tarafında ki çay ocağında da çaylarımızı. İki duble çay ve poğaçalar ile karnımızı doyuruyoruz.

Tok karın ile tekrar yoldayız. Düz yolda tempolu bir şekilde pedallıyoruz. Hava yine sert ama güneş biraz olsun moral vermeye yetiyor.

Edremit’e kadar durmadan geliyoruz. Edremit’te verdiğimiz mola çok iyi geliyor. Soğuk bir gazoz keyfimizi yerine getiriyor.

Saat 10.30 civarı ve biz Akçay yönüne doğru yoldayız yine. Düz ve sıkıcı yolda ilerliyoruz.

11.00’de Akçay’dan geçiyoruz, saat 12 gibi ise Altınoluk’tayız.

Karşı yönden esen rüzgâr bizi biraz yoruyor. Altınoluk’ta marketten Orhan’ın isteği ile yoğurt alarak bir petrolde hep birlikte yiyoruz.

Ve Küçükkuyu’dayız. Karnımız açıktı, ne yesek diye düşünüyoruz. Yol kenarında dönen tavuklar lezzetli görünüyor. Yine pazarlığımızı yaparak bir tavuk alıyoruz ve hep birlikte onu yemeye çalışıyoruz.

Karnımızı doyurduktan sonra yola çıkıyoruz Küçükkuyu rampaları bizi bekliyor. Yavaş yavaş yükseliyoruz ama Oktay Abinin ve benim ayağımda ağrılar giderek artıyor. Bunda ilk günün büyük etkisi var. Tura 9 km’lik sağlam bir tırmanış ile başlamak hiç iyi olmadı. Zar zor rampayı çıkıyoruz. Geride bıraktığımız manzara bizim enerji kaynağımız oluyor aynı zamanda.

Bir çeşme başında mola veriyoruz. Kaz dağlarının buz gibi suyunu yudumluyoruz ve mataralarımızda ki suyu tazeliyoruz.

Çanakkale Geçilmez… Çok az yolumuz kaldı Çanakkale’ye…

Ayvacık?a 10-15 km kadar yolumuz var. Biraz daha tırmandıktan sonra inişe geçeceğiz.

Saat dört gibi inişe geçiyoruz. Ayvacık?a saat beş olmadan varıyoruz. Hemen belediyeye giderek projemizden bahsediyoruz. Yazı işleri müdürü sağ olsun belediye otelinden bize yer ayırtıyor ve hemen yerleşiyoruz otele. Günlerdir yoldayız ve hep çadırda kalıyoruz. 5.Gün sonunda sıcak bir duş alabileceğimizin mutluluğunu görmeliydiniz. Odalarımıza yerleşiyoruz. Oktay Abiden izin alarak ilk olarak ben giriyorum duşa. O kadar rahatlıyorum ki anlatamam. Zorlayıcı günün sonu bu kadar güzel olunca yıllarca yol gidebilirim. Duşlarımızı aldıktan sonra yemek için dışarı çıkıyoruz.

Çarşı merkezinde kokoreççi görüyoruz ve hemen yanaşıp birer yarım yiyoruz. Üzerine kahvede çaylarımız içtikten sonra değmeyin keyfimize.

Yarın Çanakkale’ye girişi gerçekleştireceğiz. Çanakkale’de bizi karşılayacak olan Cihan Aksoy ile telefonda görüşüyoruz. Bir aksilik olmadığı takdirde Truva antik şehrinde buluşmak üzere sözleşiyoruz. Rahat yataklarımız bizi bekler diyerek otele gidiyoruz ve mışıl mışıl uykuya dalıyoruz.

Gün Toplam: 87.01 Km | Ort.Hız: 15.6 | Max.Hız: 52.8 | Bisiklet Kullanımı: 05:33:26

6.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (Gömeç-Ayvacık); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız…

Sevgi ve Saygılarımla…

Turun 7. günü için tıklayınız

Çanakkale Geçilmez Bisiklet Turu 6.Gün (Gömeç-Ayvacık)” üzerine 4 düşünce

  • 27 Ağustos 2009, 15:09
    Permalink

    Serkancım… jet gibisin yazı yazmakta…
    5. gün aldığım bir gündü.. Kaz dağlarını tırmanmak gün sonundaki banyodan sonra en zevkli olanıydı.:D
    Bana zor olsada rampa çıkmak düz yoldan daha zevkli geliyor. Ama sağlam rampa olacak. Manzarası güzel olacak. diğer iniş çıkışlı yollar yorgunluktan başka bişey değil 🙂 Aşil tendonum acı çektirmeseydi daha zevkli olabilirdi ama olsun. Allah’tan bandajı alıp sardık 🙂 Nitekim Çanakkale şehitliklerini ziyaret ederken yağsız kalmış zincir gibi gıcırdıyordu 🙂 Emeğin için Teşekkürler Serkan’cım…

  • 27 Ağustos 2009, 20:08
    Permalink

    Aynen katılıyorum sevgili Oktay’ın teşekkürlerine Çanakkale’de nefesimizi tuttuk buraları senin anlatımın ile tekrar yaşamak istiyoruz.Heyecan ve özlem ile.

  • 27 Ağustos 2009, 20:54
    Permalink

    Gerçekten kaç gün sonra banyo yapmak muhteşemdi. Yüzümüzün gözümüzün açılması ile birbirimize bakıp gülmek işin en eğlenceli kısmıydı… 🙂

    Çok az kaldı Cihan Abicim, yarın buluşuyoruz… 🙂

    Sevgi ve Saygılarımla…

  • 10 Eylül 2009, 08:23
    Permalink

    Serkancım turlarınızı ilgi ile takip ediyorum. Benim için Küçükkuyu rampasını inmek çıkmaktan daha zordu. Siz benim inmemden daha kısa sürede çıkmışsınızdır belkide. Ben 600 metre rakım bekliyordum 400 müş meğer.

    Turlarınızın devamını dilerim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.