19 Şubat 2012
Güzel bir pazar gününden merhaba arkadaşlar,
Doğum günüm ertesinden Marmaris’ten arkadaşlarım ile Köyceğiz’e doğru gezmeye gideceğiz. Bir gün öncesinden haberleşiyoruz ve arkadaşlarım Tuncer ve Onur vakit kaybetmemek için Marmaris’ten Gökova’ya minibüs ile geliyorlar. Uğur ise bisiklet ile gelmeyi tercih etmiş ama aynı zamanda da geç çıkmış yola. Onu burada en az bir saat beklememiz gerekiyor. Tabi bu kadar beklemek bizi sıkcağız için yola çıkıyoruz. Yavaş yavaş gittiğimi bildiriyoruz, gelip bizi yakalar diye düşünüyoruz.
Tuncer ve Onur artık hazırlar yola çıkabiliriz…
Tabi yola çıkmadan önce Gökova’nın meşhur Okaliptuslu yolundan bir kaç kare fotoğraf alıyoruz. Ben bugün yol bisikletim ile pedallayacağım. Çok oldu epeydir kullanamamıştım. Özlemişim bisikletimi, onun için bugün güzelce hasret gidereceğiz. 🙂
Bu güzel manzara da Onur’unda fotoğrafını çekiyorum…
Son defa bu güzel yolu fotoğrafladıktan sonra yola çıkıyoruz.
Gökova’nın ardından Ataköy ve Çıtlık’ı bir çırpıda geride bırakıyoruz ve hemen Esentepe rampası çıkmaya başlıyoruz. Biraz kalın giyinmişim, rampa sonunda kan ter içinde kalıyorum. Kendi tempom ile hızlıca çıktım, birde yol bisikleti ile çok daha hızlı oluyorum diğer arkadaşlara göre. Bende ara ara arkadaşlarımın gelmesini bekliyorum.
Rampa başında beklerken Tuncer görünüyor ilk olarak. Gelirken birkaç kare fotoğrafını çekiyorum.
Tuncer gelgikten sonra Onur’u beklemeye koyuluyoruz. Burada montumu çıkartıp Tuncer’in çantasına koyuyoruz ve yine Tuncer’in ikramı Powerade içeceğini yudumluyorum.
Çok geçmeden Onur’da geliyor ve kısa bir soluklanmanın ardından yolumuza devam ediyoruz. Buradan sonra rampamız yok, düz yolda pedallayacağız.
Kızılyaka köyünü geçiyoruz ve hızla Köyceğiz’e yaklaşıyoruz. Yine yol üzerinde güzel manzarası oklan bir yerde toplanmak için kısa bir mola veriyoruz. Tuncer’i sıvı takviyesi yaparken yakalıyorum. 🙂
Bu yalnız ağacı fotoğraflıyorum bende Onur’u beklerken…
Onur’un ayakları üşüyor biraz, içliği çok ince. O nedenle bir türlü tempoyu tutturamadı…
Yolumuza hızla devam ediyoruz, kısa bir rota olduğu için Köyceğiz’e kadar uzun mola vermiyoruz.
Köyceğiz’e 14 km yolumuz kalmış, hava da çok güzel. Yol altımdan akıp gidiyor gibi…
Tabelada arkadaşlarımı beklerken fotoğraf çekmeye devam ediyorum. Pedalla stikerleri çok yakıştı bisikletime. 🙂
Buradan sonra güzel bir iniş ile devam ettik yolumuza ve bu hızımız ile Döğüşbelen’i de bir çırpıda geçip Köyceğiz’e daha da bir yaklaştık.
Buradan birkaç viraj sonra Toparlar’a ulaşacağız. Hemen bitiminde ise Köyceğiz’de olacağız zaten…
İlkokul zamanlarında Fethiye’ye pikniğe gitmiştik. O zaman aşağıda görünen yerde piknik için durmuştuk. O zaman yeşil ve çok daha güzeldi tabi. O nedenle buradan her geçtiğimde buraya özlemle bakarım.
Bu fotoğrafı çekerken arkadaşlarımda gelmiş oluyor ve hep birlikte devam ediyoruz…
Toparlar’da pedal çevirdiğimiz güvenlik şeridi biraz daha küçülüyor ve trafik biraz sıkıcı hal alıyor. O nedenle hızla devam ediyoruz yolumuza ve Köyceğiz girişinde duruyoruz. Turumuzun hatıra fotoğrafını çekeceğiz. Onur’da geldi, ekibimiz tamam. 🙂
Saat 11:58 ve biz Köyceğiz’deyiz. 8700 nüfuslu ilçenin girişinde Onur, Tuncer ve ben makinemizi otomatik moda kurarak fotoğraf çekiyoruz.
Girişte çektiğimiz fotoğraftan sonra merkeze sallanıyoruz bisikletlerimiz ile. Gölün kenarına geliyoruz ve derin bir nefes dolduruyoruz ciğerlerimize. Havanın güzelliği ile gölün güzelliği birleşince ortaya karışık bir güzel çıkıyor. Memnunuz halimizden… 🙂
Burada da fotoğraf çekilmeyi ihmal etmiyoruz tabi. 🙂
Gölün yanında biraz geziniyoruz ve acıkan karnımızı doyurmak için daha önce geldiğimizde yemek yediğimiz yere gidiyoruz. Kiremitte kuru fasulye, pilav, salata ve üzerine çay 5 TL… 🙂 Hemen oturup bir masaya siparişimizi veriyoruz.
Çok geçmeden dumanı üstünde yemeklerimiz geliyor ve afiyetle yiyoruz. Bu sırada Uğur ile telefonlaşıyoruz. İlçe girişinde bizi bekliyormuş. Oyalanmadan kalkıyoruz artık…
Kısa bir süreliğine markete uğruyor Onur ve Tuncer. Bende Kaunos Aslanı heykelinin yanında bekliyorum onları. Bu aslana ait hikaye ise aşağıda fotoğrafta yazıyor.
Tuncer ile birlikte bisikletler ve aslanı çekiyorum. 🙂
Köyceğiz’den birkaç manzara daha çekiyorum beklerken…
Dönüşe geçiyoruz, yolumuz üzerinde bulunan Tarkan Bisiklet’e uğramadan gitmiyoruz tabi. Burada ikram edilen meyve suyumuzu afiyetle içiyoruz ve hatıra fotoğrafı çekilerek devam ediyoruz yolumuza.
İstikamet Muğla – Marmaris tarafı, o nedenle sola yanaşarak giriyoruz kavşağa. Hemen yakarıya çıkıp Toparlar’a doğru devam ederken Uğur ile buluşuyoruz.
Uğur ile kısaca merhabalaştıktan sonra yola deva ediyoruz. Tabi ben arkadaşlardan izin alarak biraz tempolu yol alıyorum. Bende yol bisikleti olduğu için onlardan çok daha hızlıyım. 35 km sonra Gökova’da buluşmak üzere sözleşiyoruz ve ben asılıyorum pedallara.
Yolda bulunan bir tane rampayı tırmanıyorum. Hava sıcak ama çok rahatsız etmiyor. İyice hızımı aldım, arada sırada karşımdan esen rüzgara inat daha da hızlanıyorum. Bir mola dışında durmuyorum ve Akyaka’ya kadar gidiyorum.
Akyaka’ya ulaştıktan bir süre sonra telefonlaşıyorum arkadaşlar ile. Karabörtlen’de mola vermişler. Bende durmuştum orada, onlarda aynı yerde durmuşlar.
Bende üzerimi değiştirip rahatlıyorum, arkadaşların gelmesini bekliyorum. Onlar Marmaris’e devam edecekler, o nedenle gelmelerine yakın dörtyola gidiyorum araç ile. Buluştuktan sonra Akçapınar’a gidiyoruz, orada tost yeyip karnımızı doyuracağız. Sonra ben eve onlar ise Marmaris’e gidecekler.
Turumuzun son karesi ise bu oluyor. Tostlar söylenmiş aç aç bekleyen insanlar topluluğu. 🙂 Gerçekten tostlarımız geldiğinde nasıl yedim bilemedim. Çok güzeldi, bilenler bilir…
Yemeğin ardından arkadaşlar ile ayrılıyoruz, onlara hayırlı yolculuklar artık. Çok güzel bir gün geçirdik hep birlikte. Önümüzde ki haftalarda güzel turlar ile birlikte olacağız…
Akyaka – Köyceğiz Güzergah Haritası;
Sevgiler…
tşk ler paylaşım için…
Bende teşekkür ederim Semih Hocam,
Zaman ayırıp okuduğunuz ve yorumladığınız için…
Sevgiler…